Kekeç Hürriyet yazarına fena çaktı
Üslup sahibi değil, esprili değil, derin değil, cafcaflı değil, Yaşar Kemal'in ifadesiyle cümleleri "menevişli" değil... Bütün bu eksi özellikler, büyük bir gazetede köşe sahibi olmasına engel teşkil etmiyor ne yazık ki.
"Etme birader" başlıklı yazısından Kekeç, "Hürriyet'te, değişik düşüncelerden gelmiş irili ufaklı Tufan Türenç'ler bulunduğunu daha önce yazmıştım." diye başladı ve "Hürriyet, sadece Tufan Türenç'leriyle değil, kötü yazarlarıyla da ünlü." yazdıktan sonra şöyle devam etti:
BU YAZIDAN SONRA OKURU ARTACAK
"Mesela Mehmet Yakup Yılmaz...
Bu yazıdan sonra, inanıyorum ki okuru artacak, hanesine düşen "tık" sayısında azami bir yükselme olacaktır. Bunu da küçük bir meslektaş kıyağı saysın.
Hayır tabii, "kötü" derken, istiskal peşinde değilim.
SORDUM SORUŞTURDUM İYİDİR DEDİLER
Kendisi iyi bir adamdır.
Sordum soruşturdum, "İyidir" dediler... Genel yayın yönetmenliği yaptığı mecralarda, çalışanları çok hoşnutmuş; titizliği kadar, "anlayışlılığı" ve sevecenliğiyle de ünlüymüş.
Mümkündür.
Fakat bu "iyi" ve "anlayışlı" adam çok kötü yazılar yazıyor. "Yönetici Mehmet Yakup" iyi kötü tanınıyordu, "çalışmalarına" itibar ediliyordu ama "yazar Mehmet Yakup" diye biri hiç yok...
NİÇİN YAZDIĞINI KENDİSİNDEN BAŞKA BİLEN YOK
Ne yazıyor, yazdıkları hangi etkiyi uyandırıyor, kim okuyor? Bilen yok...
Üslup sahibi değil, esprili değil, derin değil, cafcaflı değil, Yaşar Kemal'in ifadesiyle cümleleri "menevişli" değil... Bütün bu eksi özellikler, büyük bir gazetede köşe sahibi olmasına engel teşkil etmiyor ne yazık ki.
Niçin yazdığını kendisinden başka bilen yok.
Hakkını yemeyelim... Onu benzerlerinden ayıran bir hususiyeti var:
Marksistliği..."
Kekeç'in yazısının devamını okuyabilirsiniz.