ANALİZ

Karabulut cinayeti 'in'... Engin Temel cinayeti 'out'... Peki neden?

... öldürülen eşcinsel bar işletmecisi Engin Temel’e ait; bazı büyük zenginlerimizin ve ünlü gazeteci-yazarların telefon numaraları....

Karabulut cinayeti 'in'... Engin Temel cinayeti 'out'... Peki neden?
Dünyanın en ünlü Türk Deli Doktoru Mazhar Osman’a adamın biri öfkelenir ve kim olduğunu bilmeden “Deli” der…
Mazhar Osman gülümser… Adamın yanağını okşar…
“Sen bana ‘deli’ dedin diye kimse inanmaz ama ben sana ‘deli’ dersem dünya inanır”…
Bu anekdottan sonra geçeyim asıl konuya…
Serdar Turgut aklı başında, ciddi, ekonomi tahsili yapmış bir gazeteci olarak çok da başarılıydı…
Hürriyet’in Washington temsilciliğini yapıyordu…
Köşe yazarlığına hiç bulaşmasaydı büyük olasılıkla önce Doğan Gurubu Amiral Gemisinin Ankara Temsilciliğine…
Oradan da gazetenin en tepesine gelip kurulacaktı…
Ertuğrul Özkök ya bu tehlikeyi sezdiği için…
Ya da “En hergele yazarları ben bulurum” sevdası yüzünden Serdar Turgut gibi bir haberci ve potansiyel gazete genel yayın yönetmenini (Cumhuriyet Kökenli) köşe yazarı yaparak harcadı…
Keşke o kadarla kalsa ve keşke; “Aman ha ciddi ol… Genel yayın yönetmenliğinin yolu ciddi siyaset yazıları yazmaktan, Ankara’yı ve tepe sakinlerini iyi tanımaktan geçer” deseydi…
Özkök böyle yapacağına Serdar’ı kendi başına bıraktı…
Daha da öte O’nun Türk medya okurunun alışmadığı “Penis Yazıları” yazmasına göz yumdu…
Hatta teşvik etti…
O dönemin deli doktoru Emin Çölaşan, inanılırlıkta zirve yapmıştı…
Serdar’ın “Penis yazarı” olduğunu yazıverdi…
Buyurun buradan girin denize çünkü…
“Mavi bayraklıdır” misali herkes dalıverdi Turgut’un “Penis Denizi”ne…
Çıktı mı adı “Penis Yazarı”na…
Ve o lâkap iyice yerleştikten sonra Ertuğrul Özkök, Turgut’u dışladı…
Hürriyet’ten ayrılması için her şeyi yaptı…
Özkök’ün kovalamak için binbir bahane ürettiği Serdar Turgut’u bu kez Mehmet Emin Karamehmet kaptı…
Karamehmet de Serdar Turgut’un yazdığı penis yazılarını ilgi ile okuyor, gittiği eşcinsel barlarında yaşadıklarını anlatmasını seviyordu…
Karamehmet’in sağ kolu Osman Berkmen de Turgut’tan dinledikleri o müptezel öyküleri dost sohbetlerinde anlatıp Serdar Turgut’un ne büyük bir fırlama olduğunu anlatıyordu…
Sonra baktılar ki AKŞAM’ın temeldeki okuru o tarzı sevmiyor…
Geç de olsa 180 derecelik bir dönüş yaptılar…
Turgut’u görevden alıp ciddiyeti ile tanınan, Ankara tepelerine hâkim İsmail Küçükkaya’yı genel yayın yönetmeni olarak atadılar…
Serdar Turgut baştan hoşgörü ile kabul eder göründüğü bu rütbe-i tenzilden giderek rahatsızlık duymaya başladı…
Son zamanlarda gazete yönetimine yönelik eleştirilerin dozunu giderek artırdı…
İsmail Küçükkaya ise bu eleştirileri görmezden geldiği gibi Atılgan Bayar’ı Serdar Turgut ve Oray Eğin’i taciz etmekle görevlendirdi…
Serdar Turgut, İsmail Küçükkaya’yı etkileyemediğini görünce bu kez doğrudan Mehmet Emin Karamehmet ve Osman Berkmen’i uyardı…
Israrla eşcinsel barları yazdığını ama yayınlanması gereken fotoğrafların yayımlanmadığını hatırlattı…
Turgut ve Eğin aslında bazı potansiyel tehlikelerden ötürü AKŞAM’da tutuluyor ve hiç kimse maaşını tam ve düzenli olarak alamazken onların maaşlarında hiç aksama olmuyor…
Şimdi aklıma geldi…
Televoleyi ilk sunan yakışıklı, yeşil gözlü genç bir delikanlı vardı hatırladınız mı?..
Sahi…
O delikanlının Amerika’daki pahalı yaşantısını kim finanse ediyor?..
Serdar Turgut bilmiyorsa da Oray Eğin mutlaka biliyordur…
Bir de şey…
Şişli’de evinin önünde, kimliği bilinemeyen kişilerce öldürülen eşcinsel bar işletmecisi  Engin Temel’e ait; bazı büyük zenginlerimizin ve ünlü gazeteci-yazarların telefon numaralarının bulunduğu iddia edilen defter acaba nerede?..
Bir deee…
Cinayetin işlendiği sabah olay yerinde kullanılan telefon numaralarını tespit etmek için mahkemeden izin isteyen polisin bu talebi neden kabul edilmedi?...
Önüne gelenin dinlendiği bir ülkede olası katillere ulaşılmasının önüne neden geçildi?..
Nasıl geçildi?..
İlk izni alamayan polis bu kez bir üst mahkemeye başvurdu…
Başvuruyu değerlendiren bir üst mahkeme de, polisin talebini reddetti…
Her iki mahkemenin gerekçesi de aynı:
Özel hayatın gizliliğinin ihlal edileceği…
Özel hayatın, bir candan daha kıymetli olduğu bir ülke mi?...
Hadi canım siz de…
Veeee...
Münevver Karabulut cinayetinin sanığı bilindiği halde niçin yakalanmadığının sorgusu manşetlerden düşmezken…
Engin Temel cinayetinin bilinemeyen(!) sanıklarının bulunması için neden tek bir yazar bile kalem oynatmıyor doğrusu çok merak ediyorum…
Medya, yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a Karabulut cinayetinin sanığı Cem G’nin ne zaman yakalanacağını soruyor da…
Engin Temel’in katilinin (ya da katillerinin) ne zaman yakalanacağını niye sormuyor…
Sahi neden?..
Moda deyimiyle sorayım:
Karabulut Cinayeti in de, Engin Temel Cinayeti out mu?.. 
 
Adnan Berk Okan
06.07.2009
 
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar