Karaalioğlu ve Beki kovulacaklar mı? İstifa mı edecekler?
Ciğercinin kedisi rolünü oynayan ve milyonlarca Lira harcadıkları halde haftalık bir dergi kadar bile etkileri olmayan STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK
ADNAN BERK OKAN
Bir kefeye milyonlarca Lira harcandığı halde bir baltaya sap olamayan STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK gibi gazeteleri; diğer kefeye ise borç-harç çıkarılmaya çalışılan TARAF'ı koyunca Orhan Veli'nin ünlü şiirini hatırlıyorum...
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil hani;
Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.
Ve bu dizeleri tekrarladıkça içimden mesleğim adına yüreğim yanıyor...
STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK'ı yöneten arkadaşlarımın bir elleri yağda, diğer elleri balda...
"Gak" diyorlar, patronları milyonlarca Lira veriyor...
"Guk" diyorlar onbinlerce ton kâğıt...
Ama gazetelerin etkinliği neredeyse "Sıfır"...
Hiç kimse bu üç gazeteyi konuşmuyor...
Hiç kimse bu üç gazeteyi "referans" göstermiyor...
Diğer yanda TARAF...
Yöneticileri birkaç ton kâğıt bulup da gazeteyi bastırabilmek için perendeler atıyor...
Neredeyse "uçan kuşa" borçlandılar gazeteyi çıkarabilmek için...
Tazminat davaları da işin bonusu...
Maaşlar zor ödeniyor...
Türkiye'nin "en çok satan romanlarını yazan" adamı Ahmet Altan meteliğe kurşun atar hale geldi...
Ama herkes TARAF'ı konuşuyor...
Herkes TARAF'ı "referans" veriyor...
Siyasetçiler 500 bin veya 800 bin satan gazetelerden önce TARAF'ı alıp okuyorlar...
İşadamlarının masalarının üstünde TARAF açık duruyor; "acaba bugün hangi özel haber var?.. Ahmet Altan ne yazdı?" denilerek...
"Ben zarar edeyim ama namım yürüsün"
Yani...
Ciğercinin kedisi rolünü oynayan ve milyonlarca Lira harcadıkları halde haftalık bir dergi kadar bile etkileri olmayan STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK yöneticileri yattıkları yerde kuyruk sallarken; TARAF'ı yönetenler bir parça (teşbihte hata olmaz) kemik bulabilmek için çırpınıp duruyorlar...
Ve...
Gazetelerine milyonlarca Lira harcayıp, sürekli zarar edenler kendilerine "iş adamı" diyorlar ne hikmetse!..
Bu ne menem iş adamlığı ise?..
Zira...
İşadamının birinci amacı "KÂR" etmektir...
"Ben zarar edeyim ama namım yürüsün" diyene "işadamı" değil, "hovarda" denir...
Hâsılı...
Baba Tahir'leri istihdam edip; iktidara yağ çektirip, muhaliflere küfür ettirerek devletten iş kapmaya çalışanlarla;
Kamuoyu görevi yapıp, "Dördüncü Kuvvet Medya" olmanın bütün gereklerini yerine getiren ve fakat ancak samanlı kâğıda basılabilen TARAF arasında müthiş bir "Haksız Rekabet" var...
Ama...
STAR, BUGÜN ve YENİ ŞAFAK gazetelerinin sahipleri, yöneticilerini çağırıp yüzlerine TARAF'ı fırlatarak "utanın!.. Parasız, pulsuz; borç-harç yapılan gazetenin yarısı kadar etkinliğiniz yok; hem de yediğiniz önünüzde, yemediğiniz ardınızdayken" diyemiyorlar...
Gerçi STAR'ın yeni patronu Tevhit Karakaya bu lâfı edecek gibi görünüyor...
Yani...
"Kâr etmeyen, etkin de olmayan gazete istemiyorum... Ya işinizi iyi yapın, ya da istifa edin" diyebilecek kadar profesyonel düşünüyor...
Ama...
Şimdilik O da susuyor İpek ve Albayrak gibi...
Yine de şöyle de diyebiliriz:
Tevhit Karakaya'nın patronajında Mustafa Karaalioğlu ve Akif Beki'nin işleri zor...
Eski patrronların dönemindeki kadar rahat at koşturamayacaklar...
Yani...
Patronun boynuna davulu asıp istedikleri zaman tokmak sallayamayacaklar... Aksine...
Tevhit Karakaya kendi parasıyla hiç kimsenin kendi kendini tatminine izin vermeyeceğe benziyor...
Bakarsınız bir süre sonra Karaalioğlu ve Beki, Karakaya'ya çıkıp; "başaramadık... TARAF kadar olamadık" deyip istifa ederler...
[email protected]
Bir kefeye milyonlarca Lira harcandığı halde bir baltaya sap olamayan STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK gibi gazeteleri; diğer kefeye ise borç-harç çıkarılmaya çalışılan TARAF'ı koyunca Orhan Veli'nin ünlü şiirini hatırlıyorum...
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil hani;
Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.
Ve bu dizeleri tekrarladıkça içimden mesleğim adına yüreğim yanıyor...
STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK'ı yöneten arkadaşlarımın bir elleri yağda, diğer elleri balda...
"Gak" diyorlar, patronları milyonlarca Lira veriyor...
"Guk" diyorlar onbinlerce ton kâğıt...
Ama gazetelerin etkinliği neredeyse "Sıfır"...
Hiç kimse bu üç gazeteyi konuşmuyor...
Hiç kimse bu üç gazeteyi "referans" göstermiyor...
Diğer yanda TARAF...
Yöneticileri birkaç ton kâğıt bulup da gazeteyi bastırabilmek için perendeler atıyor...
Neredeyse "uçan kuşa" borçlandılar gazeteyi çıkarabilmek için...
Tazminat davaları da işin bonusu...
Maaşlar zor ödeniyor...
Türkiye'nin "en çok satan romanlarını yazan" adamı Ahmet Altan meteliğe kurşun atar hale geldi...
Ama herkes TARAF'ı konuşuyor...
Herkes TARAF'ı "referans" veriyor...
Siyasetçiler 500 bin veya 800 bin satan gazetelerden önce TARAF'ı alıp okuyorlar...
İşadamlarının masalarının üstünde TARAF açık duruyor; "acaba bugün hangi özel haber var?.. Ahmet Altan ne yazdı?" denilerek...
"Ben zarar edeyim ama namım yürüsün"
Yani...
Ciğercinin kedisi rolünü oynayan ve milyonlarca Lira harcadıkları halde haftalık bir dergi kadar bile etkileri olmayan STAR, BUGÜN, YENİ ŞAFAK yöneticileri yattıkları yerde kuyruk sallarken; TARAF'ı yönetenler bir parça (teşbihte hata olmaz) kemik bulabilmek için çırpınıp duruyorlar...
Ve...
Gazetelerine milyonlarca Lira harcayıp, sürekli zarar edenler kendilerine "iş adamı" diyorlar ne hikmetse!..
Bu ne menem iş adamlığı ise?..
Zira...
İşadamının birinci amacı "KÂR" etmektir...
"Ben zarar edeyim ama namım yürüsün" diyene "işadamı" değil, "hovarda" denir...
Hâsılı...
Baba Tahir'leri istihdam edip; iktidara yağ çektirip, muhaliflere küfür ettirerek devletten iş kapmaya çalışanlarla;
Kamuoyu görevi yapıp, "Dördüncü Kuvvet Medya" olmanın bütün gereklerini yerine getiren ve fakat ancak samanlı kâğıda basılabilen TARAF arasında müthiş bir "Haksız Rekabet" var...
Ama...
STAR, BUGÜN ve YENİ ŞAFAK gazetelerinin sahipleri, yöneticilerini çağırıp yüzlerine TARAF'ı fırlatarak "utanın!.. Parasız, pulsuz; borç-harç yapılan gazetenin yarısı kadar etkinliğiniz yok; hem de yediğiniz önünüzde, yemediğiniz ardınızdayken" diyemiyorlar...
Gerçi STAR'ın yeni patronu Tevhit Karakaya bu lâfı edecek gibi görünüyor...
Yani...
"Kâr etmeyen, etkin de olmayan gazete istemiyorum... Ya işinizi iyi yapın, ya da istifa edin" diyebilecek kadar profesyonel düşünüyor...
Ama...
Şimdilik O da susuyor İpek ve Albayrak gibi...
Yine de şöyle de diyebiliriz:
Tevhit Karakaya'nın patronajında Mustafa Karaalioğlu ve Akif Beki'nin işleri zor...
Eski patrronların dönemindeki kadar rahat at koşturamayacaklar...
Yani...
Patronun boynuna davulu asıp istedikleri zaman tokmak sallayamayacaklar... Aksine...
Tevhit Karakaya kendi parasıyla hiç kimsenin kendi kendini tatminine izin vermeyeceğe benziyor...
Bakarsınız bir süre sonra Karaalioğlu ve Beki, Karakaya'ya çıkıp; "başaramadık... TARAF kadar olamadık" deyip istifa ederler...
[email protected]