MEDYA KÖŞESİ

'Kalemler süngü, kameralar miğfer'

Can Dündar, Eroğan'a hapis yolunu açan mısralara atıfta bulunarak basına yönelik baskıları hem eleştirdi hem de özeleştiri yaptı...

'Kalemler süngü, kameralar miğfer'
GAZETECİLER.COM
Milliyet yazarı Can Dündar günün çarpıcı yazılarından biriyle dikkat çekiyor. Dündar hem özeleştiri yaparken hayli iddialı bir mesaj de vermekten geri durmuyor:

"Bunca zaman tek bir konuda bir araya gelememiş yüzlerce gazeteci, nihayet mesleki dayanışmanın, meslektaşına sahip çıkmanın bilincine vardı. Yürüyüşün sonunda ağzındaki bantları çözüp “Susma, sustukça sıra sana gelecek” dedi.
Şimdi de bizim için “Kalemler süngü, kameralar miğfer”di."

Dündar Başbakan'ın hapse girmesine neden olan şiiri basın özgürlüğü tartışmalarına uyarlayarak sözü noktaladığı yazısında özeleştiri de veriyor ve 'geç kaldık' diyor.

"Geç kaldık.   Aslında çok önce haykırmalıydık tepkimizi...
İlk gazeteci içeri alındığında yürümeliydik ağzımızda susturulmuşluğun simgesi kara bantlarla...
İlk köşe yazarı kovulduğunda, hepimiz kovulmuşçasına boş çıkmalıydı köşelerimiz...
Greve gitmeliydik, ekranımız karartıldığında, genel yayın yönetmenimiz alındığında...
Vergi memurları ilk teftişe geldiğinde tezgâhı görüp bağıra çağıra teşhir etmeliydik.
Medya yöneticileri, “Şu haberi görmeyin”, “O adamı çıkarmayın”, “Bu işi büyütmeyin” telefonları gelmeye başladığında “Çevirdiğiniz numaraya ulaşılamıyor” sinyali göndermeliydi.
Birimizin evi basıldığında, yayın yönetmeninden çaycısına, muhabirinden yazarına hepimiz kapı önünde karşı durmalıydık.
Tutuklananın suçluluğuna inanıyor olsak bile hiç değilse “Herkes için tutuksuz yargılanma hakkı“nda uzlaşabilmeliydik."

Yazının tamamı için
ÇOK OKUNANLAR