Kaderime lânet olsun...
Muhabirlikten, editörlükten kazandığınızın en az (Eğilme ve malum yerleri yalama yeteneğiniz yüksekse 15 – 20 kat) 4 – 5 mislini kazanırsınız....
ADNAN BERK OKAN
Karımla 46 yıldır birlikteyiz…
Beni en çok anladığı süreç, şu son beş yılımdır…
Yani…
Medya eleştirileri yaptığım beş yıl…
Ulusal gazetelerde ve televizyonlarda çalıştığım dönemlerde “siyaset” ve “ekonomi” yazıyordum…
O günlerde bana kızıyordu…
“İşimi yapıyorum” dediğimde “Olmaz olsun böyle iş… Bu gidişle hiç dostumuz kalmayacak” diyordu…
Nitekim ahı mı tuttu ne?..
Hiçbir gazetede 2 yıldan fazla tutmadılar beni…
Hep kovuldum…
En hızlı kovulduğum gazete Milliyet oldu…
En uzun çalıştığım kurum ise “gazeteciler.com”…
Aradaki altı ay kadarlık bir süreyi saymazsak beş yıl bitti…
Şimdi geriye dönüp bakıyorum da…
Zavallı politikacılar, acınası işadamları meğer ne kadar da hoşgörülüymüşler…
Evet…
Şikâyetçi olurlardı benden…
Ama…
Ekmeğimle oynamak isteyen veya oynayanı çok az çıktı içlerinden…
Peki ya “köşe yazarı” milleti…
Ne milleti?...
“Köşe yazarı illeti”...
Tam bir felâket…
Pardon…
Elbette içlerinde “işte gerçek insan gerçek köşe yazarı” diyebileceğim 9 – 10 yazar çıkar…
Ama…
Diğerleri?..
En despot başbakan veya bakan ya da milletvekili bile “en demokrat” işte o diğer köşe yazarlarının yanında “Hoşgörü Timsali” kalır…
Öyle de büyük hasetlik vardır ki bu köşe yazarı milletinin arasında…
Çatlarlar kıskançlıktan…
Ama…
Yüze yüze gelmeye görün…
O haset…
O muhbir…
O kötü…
O sivri dilli…
O kevgir yürekli kişi gider…
Onun yerine, gönlünüzü alan…
Yüzünüze gülen…
Övgüler düzen bir başka “kanadı kırık melek orospusu” gelir…
“Tövbe, tövbe!.. Meleğin orospusu olur mu yahu?” diyenleriniz çok olacaktır…
Olur olur…
Köşe yazarı milletinin meleklerinden orospu olur…
Çünkü bunlar sahiden melek olamadıkları için “Melek rolü” oynarlar…
Bazı yakın dostlarım…
Kimi zaman imrenirler yaptığım işe…
“Ne güzel!.. Fikirlerinle geniş kitlelere ulaşabiliyorsun…”
Acı acı gülerim söylediklerine…
“Kaderime lânet olsun” derim…
Şaşırırlar…
Evet evet…
Günahsa günah…
Ama…
“Kaderime lânet olsun”…
Köşe yazarı olmayı kabul ettiğim güne lânet olsun…
Benim mesleğimi kırk üç yaşımdan sonra yazarlığa çeviren kaderime lânet olsun…
“Yahu” derim… “Neyine imreniyorsunuz bu mesleğin?.. Acıyın bana acıyın ve kurtarmaya çalışın eğer varsa gücünüz beni bu pisliğin içinden”…
Şairin dediği gibi: “Her gününüz ıstırap… Her gününüz çile”…
Gün boyu kavga edersiniz kendi kendinizle…
Aklınızdan geçenler dökülür parmak uçlarınıza…
Oradan da klavyenin tuşlarına…
Bir bakarsınız ki yazı bittiğinde…
Yıkmışsınız perdeyi eylemişsiniz viran…
O haliyle yayımlanırsa yazınız, birileri koşup patrona haber vereceklerdir heman…
Haydi yeni baştan bu defa…
Sonra bir kere daha okursunuz yazdıklarınızı…
Bu defa da aynaya koşup tükürürsünüz…
“Yuh ulan sana korkak pezevenk” dersiniz kendi kendinize… “Kovulursan kovul ulan… Böyle silik, böyle sinik, böyle ezik yaşamaktansa adam gibi dik dur dik yaşa hıyar oğlu hıyar!”
Karınız veya sevgiliniz ya da kim varsa birlikte yaşadığınız o gelir yanınıza…
Siz yaban domuzu gibi solurken burnunuzdan, “hayrül umuri evsatuha” der…
Mealen “Bir işin en hayırlısı olan orta karar yazı yazamaz mısın?” diye sorar hani…
Sorarsınız acınası bir yüz ifadesi ve ses tonuyla:
“Ne şiş yansın ne kebap mı yani?..”…
“He yaaaa…”
Ve karar verirsiniz…
En iyisi…
Kimseyi kızdırmamak bu bayram üstü…
Ey güzel insanlar!..
Bayramınız kutlu olsun, mutlu geçsin…
Ve ey benim canım gerçek gazeteci dostlarım, evlâtlarım!..
Sakın ola özenmeyin şu yazar milletine…
Sakın ola imrenmeyin yaptıkları işe…
Evet…
Doğrudur…
Muhabirlikten, editörlükten kazandığınızın en az (Eğilme ve malum yerleri yalama yeteneğiniz yüksekse 15 – 20 kat) 4 – 5 mislini kazanırsınız (Tabii ki ulusal ve çok satan ya da iktidara yalakalık yapanlardan birinde olmak şartıyla) köşeniz olunca ama…
Beyninizi de kalbinizi de bu arada satmış olursunuz…
En azından kiraya verirsiniz, bir başkası daha çok maaş verinceye kadar…
Tercih sizin…
Ya beyniniz ve kalbiniz kendinizin kalarak yapacaksınız mesleğinizi…
Ya da satarak veya kiraya vererek…
Tekrar iyi bayramlar…