ANALİZ

İzmir'i Binali Yıldırım kazanabilir çünkü...

Buna DSP’nin aldığı % 9 oyu da eklersek iki partinin toplam oy oranı sadece % 37 oluyordu…

İzmir'i Binali Yıldırım kazanabilir çünkü...

ADNAN BERK OKAN

İzmir'i gördünüz mü?..

Eğer görmediyseniz...

Eğer birkaç kere görüp de İzmir'i yaşamadıysanız, bundan sonra yazdıklarımı okurken bana çok kızacağınızı biliyorum...

Ama...

İzmir'i dolu dolu yaşamak isteyip de kötü belediyecilik yüzünden yaşayamadıysanız beni anlamaya çalışacaksınız...

Yok eğer; benim gibi İzmir'in son 45 yılını yakından yaşayan; CHP'li belediyecilerle merkez sağ partili belediyecilerin yönettikleri dönemler arasında merkez sağ partili yöneticilerin lehine oluşan büyük başarı farkını da bilenlerdenseniz; bu analizde aslında ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız...


Ey güzel insanlar!..

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay; “Türkiye'yi imar eden Binali beyi de inşallah gelecek hafta İzmir'e uğurlayacağız" demişti geçen gün.

Ondan sonraki gün bu defa da Hüseyin Çelik açıkladı İzmir adaylarının Binali Yıldırım olacağını…

İzmir yakınlarında yaşayan bir İzmir aşığı olarak Atalay’ın ağzından kaçırdığı söylenen, Çelik'in ise alenen açıkladığı bu haber bana “müjde” gibi geldi…

Ama…

Urfa Belediye Başkanı Eşref Fakıbaba’nın 5N1K’da, “Sayın Başbakan’ın ağzından adaylığımı duymadan inanmayacağımı daha önce söylemiştim” deyişi biraz canımı sıktı…

Diyeceksiniz ki:

“Yahu sen hani siyasi taraftar değildin?”…

Evet, değilim…

Siyasi taraftar değilim…

Ancak bu, İzmir’den taraf olmadığım anlamına gelmez ki…

 

Peki…

İzmirli miyim?..

Yooo…

Doğduğum yer Kırklareli…

On sekiz yaşımdan sonraki ömrüm ise (1983 - 1989 görev icabı Antalya dönemimiz hariç) İstanbul’da geçti…

Son beş yıldır da Muğla’nın bir köyünü mesken tuttuk (Karımla) kendimize…

Ve…

Her ay en az bir kere bir günden az olmamak şartıyla da İzmir’i yaşıyoruz…

Biz karı koca İzmir’i dünyada (Nedense) sadece Selanik’le kıyaslarız…

Bunda Mustafa Kemal’in doğduğu şehir olmasının rolü mutlaka var…

Ama Ege şehri olmasının rolünün olduğunu da karşılıklı olarak birbirimize itiraf ederiz karımla…

 

Ve bir şeyi daha…

İzmir’in (Bugünkü haliyle) Selânik’le boy ölçüşemeyeceğini…

Selânik’te de fakir mahalleleri olduğunu ama İzmir’in Selânik’in yanında “mezbelelik” olduğunu iki şehri de yaşayan herkes bilir…

Şimdi bir şey söyleyeceğim; ne kadar CHP’li varsa sülaleme yeni nüfus kâğıdı çıkaracak…

Ama…

Söylemeliyim arkadaş…

Neyi mi söylemeliyim?..

Buyurun o halde:

İzmir belediyesini Binali Yıldırım’ın yönetmesini isterim…

Bana ne siyasetten?..

Bana ne CHP’den, bana ne AKP’den…

Ben İzmir’in hak ettiği yere gelmesini; İzmir’i yaşayanların da hak ettikleri bir şehirde yaşamalarını isterim…

Ki…

Ben ve karım de ayın bir – iki günü de olsa kent giriş çıkışlarında gecekondu işgali görmekten kurtulalım…

Nefis denizi, tertemiz olmuş çağdaş çevresiyle bir Batı kentinde olmanın keyfini çıkaralım…

Aksi halde; CHP’nin şehircilik anlayışıyla İzmir’in geldiği gelebileceği yer bugün olduğu yerdir…

 

Ey güzel insanlar!..

Siyaset tarihini hem yaşım gereği hem de ilgi alanım olduğu için iyi bilirim…

Adnan Menderes DP Genel Başkanı ve Başbakan olduğu dönemde İzmir’e çok önem verdi…

27 Mayıs darbesi DP iktidarına son verdi; Menderes ve iki bakanını idam etti…

Peki ne oldu?..

Ne olacak?..

1963 yılında yapılan seçimleri bu defa da DP’nin devamı olduğunu bütün dünyanın bildiği AP adayı Osman Kibar kazandı…

Ne zamana kadar devam etti başkanlığı?..

1973 Ecevit mucizesine kadar…

 

“Ecevit Mucizesi” diyorum çünkü…

O günlerde merkez sağ paramparça edildiği için (Evet, 12 Mart 1971 ara döneminin darbeci generalleri parçaladılar) Türkiye’de CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit fırtınası esiyordu…

İzmir’i 23 yıl sonra (1960 – 1963 arasında askerlerin atadığı belediye başkanları yönetti) CHP’li aday İhsan Alyanak kazandı…

Bedri Koraman Milliyet’in birinci sayfasında yayımlanan karikatüründe; gençliğinde boksörlük yapan Alyanak’ın yüzünü boks eldiveni olarak çizmiş, Ecevit’in sol bileğinin ucuna yerleştirmişti…

Ve işte o yumruk, seçimi kaybeden AP’li belediye başkanı Osman Kibar’ın yüzünde patlıyor ve yere deviriyordu…

 

Peki sonra ne oldu?..

Yani…

İzmir yerel seçimlerini CHP adayı İhsan Alyanak kazandı da ne oldu?..

Ne olacak?..

İzmir’in makus talihi başladı…

CHP kafası o güzelim İzmir’i gecekondularla çevreletti…

CHP kafası fukaralığın o fukara insanlara “her türlü kanuna karşı gelme hakkı” verdiğine inanıyordu…

Bu saçma inanca o fukara insanları da inandırdı…

İzmir’in halen dörtte üçünü saran gecekondular hep CHP’li belediye başkanları dönemine rastlar…

Oysa AP’li (Adalet Partili) Osman Kibar gecekondu konusunda hiç taviz vermezdi…

CHP’li belediyelerin sol anlayışına göre bir kamu bankasından 100.—lira çalmak çok ağır bir suçtu…

Ama…

Bir milyonluk kamu arazini işgal edip, gecekonduculara satmak,”sosyal fayda” idi…

Ne zamana kadar?..

 

1984 yerel seçimlerine kadar…

1984 yerel seçimlerini ANAP adayı Burhan Özfatura kazanınca İzmir yine şaha kalktı…

Ne yazık ki o şahlanış sadece 5 yıl sürdü…

Özal’ın büyük bir hata yaparak siyasi yasakları Meclis’te kaldırmak yerine referanduma götürüp buna bir de karısının ve çocuklarının kendisine verdikleri zarar eklenince ANAP’ta gerileme dönemi de başlamıştı…

İşte o zafiyet yüzünden ANAP 1989 seçimlerini SHP’ye kaybetti…

Yani CHP ekolüne…

Peki…

İzmir yerel seçimlerini kazanan SHP’nin (12 Eylül öncesi CHP Milletvekili olan Yüksel Çakmur) oy oranını merak ettiniz mi?..

Söyleyeyim: % 28.7…

Buna DSP’nin aldığı % 9 oyu da eklersek iki partinin toplam oy oranı sadece % 37 oluyordu…

 

Amaaaaa….

Diğer yanda; yani merkez sağın iki partisinden DYP oyların % 25.2’sini ANAP ise % 21.8’ini almıştı…

Yani…

İki merkez partinin toplam oy oranı; % 47 idi…

Merkez solun oyundan % 9 fazla…

Buna o dönem için “radikal sağ” ya da “İslâmcı sağ” denilen RP’nin % 9.8’lik oy oranını da eklerseniz; MHP hariç sağ oyların toplamı % 56’yı aşıyordu…

Bundan ne mi çıkar?..

Son günlerde sürekli “İzmirliler sol partilere oy verir” yalanını uyduranların ne kadar utanmaz ve siyaset bilimi cahili oldukları çıkar tabii ki…

 

Oysa İzmirli uyanıktır…

Partiden önce kimin hizmet edeceğine bakar…

İşte o nedenle baktı ki bu CHP’lilerden “belediyeci falan olmaz”; 1994’te yine Özfatura’ya döndü…

Özfatura bu defa DYP adayıydı…

Özfatura, 1984’te başladığı, 1989’da zorunlu olarak ara verdiği kentsel dönüşüm ve güzel İzmir’i gecekondudan temizleme çalışmalarına yine başladı…


Ama…

1999 seçimlerinde bu defa da “Apo’yu yakalamış geçici başbakan Ecevit” avantajı, “Çiller dezavantajı" ile Özfatura kaybetti, DSP’li aday (Rahmetli) Ahmet Piriştina kazandı…

2002 genel seçimllerinden sonra ANAP ve DYP giderek erirken yerini Ak Parti alıyordu…

Ne var ki...

Genelde sol değil liberal demokrat ve laik sistemle kavgası olmayan siyasi partilerden yana olan (Solun kazandığı yerel seçimlerin hepsinde merkez sağ partilerin oy toplamı sol partilerden çok fazlaydı) İzmirli seçmen; medyanın da olumsuz etkisi ve yönlendirmesiyle Ak Parti’nin “merkez sağ, liberal demokrat” bir parti olduğuna bir türlü inanamadı…

Ve eski; laik devletle kavgası olmayan, Atatürk’e büyük bir sevgi ve saygı ile bağlı olan liberal demokrat; ya da ANAP ve DYP’ye oy veren İzmir seçmeni; DSP bitip, Ecevit de hakkın rahmetine kavuştuktan sonra mecburiyetten CHP’li adaylara yöneldi… 

Peki…

2014 yerel seçimlerinde ne olur?..

Onu da izninizle yarın anlatayım…

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR