İyi niyetle Oktay Ekşi'yi öldürdük
Öldürdük evet ama tamamen iyi niyetle... Serdar Turgut'un medya alemine ve kendine eleştirisi bu...
GAZETECİLER.COM - "Mayın tarlasında yürürken yanlış yere bastım"...
Böyle tanımlıyor Oktay Ekşi yaşadıklarını...
Peki o "yanlış yere basıp"ta havaya uçarken medya ne yaptı?..
Kimi zevkle parçalanışını izledi...
Kimi "bu parçalanma yetmez" daha küçük parçalara ayrılsın dedi...
"Kimi Oktay Ekşi çok beyefendi adamdır ama..." diye başlayan cümlelerle onu bir güzel benzetti.
Kimi de gürültü içinde kaybolup giden "yapmayın, linç etmeyin" sözleri ile yalvardı.
Sonuç mu?
"İyi niyetle bir adam öldürüldü"...
Serdar Turgut'un yazdıklarını okuyunca işte bunları düşünüyorsunuz... "Gazeteciler için bir testti Oktay Ekşi'nin yaşadıkları" diyor...
Testten geçebildik mi derseniz?
Ihhh!... Hepimiz sınıfta çaktık Serdar Turgut'a göre...
Diyor ki:
"Yaptığı yanlış dolayısıyla iktidarın gazabına uğramış bir meslektaşı ele alışımızda kendimize karşı objektif olabildiğimizi ve olayı esas noktasından ele alabildiğimizi hiç sanmıyorum. Buna ben de dahilim. Hepimiz ne yazık ki konuyu kendi ajandalarımız çerçevesinde ele aldık. Bu ajandanın sadece bir çıkar içermesi gerekmiyor; bu ideolojik bir çıkar da olabilir, mesleki hesaplaşma da.
Laflar söyledik olay hakkında ama işin özü hakkında yazan pek olmadı. Son olarak Hıncal Uluç ile Ayşe Arman arasındaki ve Ahmet Hakan'ın da dolaylı katıldığı tartışmada ortaya atılan kavramla "iyi niyetle adam öldürme" suçunu işledik.
DİK DURMAYA ÇALIŞAN ADAMI ÖLDÜRDÜK
Yani zaten çok zor bir süreçten geçmekte olan ve dik durma mücadelesi yapan Oktay Ekşi'yi bir de biz iyi bir şeyler yaptığımızı sanarak, gerekçemiz ne olursa olsun, yazılarımızın iyi niyetle adam öldürme anlamına geldiğini göremedik.
HİÇ BİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ
"Durum böyle olunca Oktay Ekşi olayını ele alışımızda doğru davranmamız gayet tabii ki mümkün olamadı. O olayın ele alınışında hiçbirimiz masum değiliz, belki de o süreçte en masumu, yanlışı için özür dileyip istifa eden insan olabilir."
Böyle tanımlıyor Oktay Ekşi yaşadıklarını...
Peki o "yanlış yere basıp"ta havaya uçarken medya ne yaptı?..
Kimi zevkle parçalanışını izledi...
Kimi "bu parçalanma yetmez" daha küçük parçalara ayrılsın dedi...
"Kimi Oktay Ekşi çok beyefendi adamdır ama..." diye başlayan cümlelerle onu bir güzel benzetti.
Kimi de gürültü içinde kaybolup giden "yapmayın, linç etmeyin" sözleri ile yalvardı.
Sonuç mu?
"İyi niyetle bir adam öldürüldü"...
Serdar Turgut'un yazdıklarını okuyunca işte bunları düşünüyorsunuz... "Gazeteciler için bir testti Oktay Ekşi'nin yaşadıkları" diyor...
Testten geçebildik mi derseniz?
Ihhh!... Hepimiz sınıfta çaktık Serdar Turgut'a göre...
Diyor ki:
"Yaptığı yanlış dolayısıyla iktidarın gazabına uğramış bir meslektaşı ele alışımızda kendimize karşı objektif olabildiğimizi ve olayı esas noktasından ele alabildiğimizi hiç sanmıyorum. Buna ben de dahilim. Hepimiz ne yazık ki konuyu kendi ajandalarımız çerçevesinde ele aldık. Bu ajandanın sadece bir çıkar içermesi gerekmiyor; bu ideolojik bir çıkar da olabilir, mesleki hesaplaşma da.
Laflar söyledik olay hakkında ama işin özü hakkında yazan pek olmadı. Son olarak Hıncal Uluç ile Ayşe Arman arasındaki ve Ahmet Hakan'ın da dolaylı katıldığı tartışmada ortaya atılan kavramla "iyi niyetle adam öldürme" suçunu işledik.
DİK DURMAYA ÇALIŞAN ADAMI ÖLDÜRDÜK
Yani zaten çok zor bir süreçten geçmekte olan ve dik durma mücadelesi yapan Oktay Ekşi'yi bir de biz iyi bir şeyler yaptığımızı sanarak, gerekçemiz ne olursa olsun, yazılarımızın iyi niyetle adam öldürme anlamına geldiğini göremedik.
HİÇ BİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ
"Durum böyle olunca Oktay Ekşi olayını ele alışımızda doğru davranmamız gayet tabii ki mümkün olamadı. O olayın ele alınışında hiçbirimiz masum değiliz, belki de o süreçte en masumu, yanlışı için özür dileyip istifa eden insan olabilir."
