İsrail'i gözünde amma büyütüyorsun be kardeşim!..
Eğer sen haklıysan; bu ne geri zekâlı millet ki sürekli tongaya düşen, sürekli İsrail’in oyununa gelenleri başına “hükümet!” diye seçiyor…
ADNAN BERK OKAN
Değerli kardeşim İbrahim Karagül!..
Dünkü Yeni Şafak’ta başlığı altında yayımlanan makalende İsrail’i “Dünyanın en büyük ordu gücü” gibi anlatmışsın neredeyse…
Hani İsrail’in gerçek gücünü bilmesem ben bile inanacaktım…
Buna rağmen bir an için senin “haklı” olduğunu kabul edeyim…
De ki Mısır’daki darbeyi İsrail tertip etti…
İyi ama İbrahim’ciğim; bu durumda “İsrail büyük devlet; Mısır ise "sıradan, aciz devlet" olmuş olmuyor mu?..
Peki…
Güçlü devlet, sıradan aciz devleti istediği zaman askeri darbe ile yerin dibine sokabiliyorsa söyler misin bana suç kimde?..
Yıllarca bir türlü “güçlü” bir devlet olmayı başaramayan Mısır’da mı?..
7 milyonluk nüfusu; avuç içi kadar topraklarıyla 90 milyonluk Mısır’la kedinin fare ile oynadığı gibi oynayan; neredeyse beş bin yıllık koca ülkeyi “susta durduran” ve haliyle “Güçlü devlet” fotoğrafı veren İsrail’de mi?...
Ne güzel söylemiş bir dönemlerin Fransız Maliye Bakanı…
“Beni bir defa kandıranın Allah belâsını versin… Aynı kişi beni ikinci defa kandırırsa Allah hem onun hem benim belâmı versin… Aynı kişi beni üçüncü defa kandırırsa Allah sadece benim belâmı versin”…
Değerli kardeşim;
Lütfen söyler misin?..
Bu, İsrail’in Mısır’ı kaçıncı aldatışı?..
Bu nasıl zavallı ve zekâ özürlü bir millet ki sürekli aldanıyor?..
Bu nasıl zavallı bir millet ki 7 milyon nüfuslu; petrolü, doğalgazı falan da olmayan bir avuçluk ülkeye sürekli yeniliyor?..
Yapma İbrahim’ciğim…
Etme kardeşim benim…
Ne olur sanki biz Müslümanlar biraz da özeleştiri yapsak?..
“Beceriksiziz” desek…
“Kafamız kendi halkımızı ütmeye, soymaya, öldürmeye basıyor ama ‘düşman’ bellediklerimizi bir türlü ütemiyoruz; yenemiyoruz çünkü biz sadece birbirimizi yemek üzerine eğitilmişiz” desek…
Yani sevgili İbrahim’ciğim:
Dua et ki; Mısır’daki darbeyi İsrail tezgâhlamamış olsun…
Eğer sen haklıysan; bu ne geri zekâlı millet ki sürekli tongaya düşen, sürekli İsrail’in oyununa gelenleri başına “hükümet!” diye seçiyor…
Dersen ki:
“Tamam işte… Tam da yenemeyeceği, alt edemeyeceği, kandıramayacağı Mursi gelmişti ki iktidara, yine yaptı yapacağını…”
O zaman ben de derim ki sevgili İbrahim’ciğim…
Bir devlet adamı bir buçuk yıl iktidarda kalıyor ve hala bir numaralı düşmanının her an kirli bir plân tezgâhladığını, tezgâhlayacağını göremiyorsa ona “devlet adamı” denir mi?..
Tabii ki denemez…
Dense dense…
Neyse, burada keseyim; belki bu defa da Mursi yüzünden seni kırabilirim…
Oysa ben seni kırmak istemiyorum..
Bunları da seni kırmaktan korkarak ve itinayla yazmaya çalışıyorum…
Biliyor musun?..
Yeraltı dünyası, yasal dünya üzerindeki etkinliğini nasıl sağlar?..
Biliyorsan da bilmeyenler için yazayım:
Yeraltı dünyası, yasal dünya üzerindeki etkinliğini sağlamak için sık sık ne kadar güçlü olduğuna ilişkin “yalan/yanlış/düzmece” haberler üretir…
O haberleri de kamuoyunun duymasını sağlar…
Meselâ hiç kimse öldürülmemiş, dili kesilerek poposuna sokulmamıştır ama yer altı dünyasının lider kadroları kendilerine yakın gazeteciler aracılığıyla o tür haberler yaptırırlar…
İtalya’da, fotomontajla ya da “bir çekimlik fotoğraflarla” beynine kurşun sıkılmış çıplak erkek cesetleri(!) yayımlanır…
Altına da dilinin kesilip poposuna tıkıldığına ilişkin bir not düşülür…
Yalandır…
Haber tamamen mizansendir…
Ama…
O fotoğrafı görüp altındaki yazıyı okuyanlar örgüte karşı gelmemek için kuzu gibi olurlar…
Şu İsrail’i biz Müslümanlar o kadar büyüttük ki gözümüzde…
Saçma sapan haber/yorumlarla İsrail’i olduğundan o kadar çok güçlü gösterdik ki; bunu sahi zannedip ödleri kopanlar oldu…
İsrail de o yalanlar üzerine kurduğu “Güçlü Devlet” imajıyla bugüne kadar geldi…
Biliyorsun ki sadece Mısır’ın 90 milyon nüfusu; bir milyon (1.000.000.-) kilometrekareyi aşkın toprakları vardır…
Peki buna karşılık İsrail’in nüfusu ne kadardır?..
Sadece 7 milyon…
Evet evet; 7 milyon…
Peki ya yüzölçümü?..
İbrahim’ciğim sen mutlaka biliyorsundur ama ben belki bilmeyen vardır diye hatırlatayım:
Ama lütfen “yalan” yazdığımı zannetmeyin…
Vallahi billahi; yalnızca 28.000 kilometrekaredir İsrail’in yüzölçümü…
Mısır’ın kırkta biri kadar bir şey yani…
Ama be İbrahim’ciğim…
Öyle bir anlatıyorsun ki şu İsrail’i…
Neredeyse öldürdükleri her milletin dilini kesip poposuna soktuğuna ben bile inanacağım…
Not:
İbrahim’ciğim;
İsrail Türkiye’de 28 Şubat gibi bir (post modern) askeri darbeyi yaptırabilecek kadar güçlü olabilseydi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne Ergenekon’u yargılayabilirdi; ne Balyoz v.s.’yi…
Sakın ola; “Ak Parti Hükümeti’ne gücü yetmedi” deme…
Öyle bir anlatıyorsun ki İsrail’i; hani neredeyse “Metal Fırtına”…
İsteseler bir gecede ABD’yi bile işgal edebilirler…
Deee…
250 milyon Amerikalıyı hapsedecek hapishane bulamayacaklarından korkuyorlar besbelli…
Gözlerinden öperim
Adnan