İsmail Saymaz için...
Gazeteciliğin “emek haberciliği” olmayacağı gibi , “sermaye haberciliği” de olmaz…
Eğer bu köşelerde siyasetçileri alkışlamaya imkânım olsaydı…
Hiç düşünmeden…
Hemen…
Bugünü de beklemeden…
Haberi (Başbakan'ın konuşmasını) okuduğum anda Başbakan Davutoğlu’nu alkışlardım…
Neden mi?..
Tunceli Üniversitesi’nde yaptığı o muhteşem demokrat…
Millici…
Birleştirici…
Bütünleştirici…
Her türlü ırkçılığı, dinciliği, ümmetçiliği ve mezhepçiliği reddeden konuşması nedeniyle elbette…
Ama bunu yapamayacağım için İsmail Saymaz’ı alkışlıyorum…
Niçin İsmail Saymaz?..
Bilebildiğim kadarıyla “Sol kökenli”…
Ama…
Önce “Gazeteci”…
Yani…
Mesleğini ideolojisinin kör kuyularına hapsetmeyen, “vicdan” ve “iyi ahlâk” sahibi bir gazeteci…
Çünkü…
Gazeteciliğin “emek haberciliği” olmayacağı gibi , “sermaye haberciliği” de olmaz…
Gazetecilik herkes için yapılır…
Ne sadece “fukaralar” için…
Ne sadece “varlıklılar” için…
Ne de sadece “orta direk” için…
Yıldıray Türker isimli “İdeolog Gazeteci”nin saldırılarına uğramasına rağmen mesleğinin ilke ve ahlâkından taviz vermeyen İsmail Saymaz’ı alkışlıyorum…