POLEMİK

İşadamları birleşin, Tayyip geliyor!..

“Namuslu, Dürüst, Vergi kaçırmayan, devleti tehdit etmeyen” işadamına hangi hükümet bir şey yapabilir?..

İşadamları birleşin, Tayyip geliyor!..
Adnan Berk Okan - Yine Mehmet Yakup Yılmaz'dan bir alıntı yapacağım...
Memleketin onca sorunu varken, işadamlarını Başbakan'a karşı tahrik eden bu yazarlarla Aydın Bey bırakın kurtulmayı, iyice dibe çökecektir...
Yakup Yılmaz, işadamlarını korkutuyor...
"Bize yaptıklarını gördüğünüz halde halen Hükümete isyan bayrağı açmayacak mısınız?" demeye getiriyor...
İyi ama “Namuslu, Dürüst, Vergi kaçırmayan, devleti tehdit etmeyen” işadamına hangi hükümet bir şey yapabilir?..
Hele, küreselleşen ve giderek bir köye dönüşen dünyada hangi hükümet bunu becerebilir?..
ABD’de batan şirketlerin sorumlusu da ABD Maliye Bakanlığı mıydı?..
ENRON’u ABD Başkanı mı batırdı?..
Merrill Lynch’i Başkan Bush mu sildi ekonomi haritasından?..
Hem; “işadamını işadamı yapan” cesaret ve özgüven değil midir?..
7 yılda teslim olmayan iş dünyası bugün mü teslim olacak bu hükümete?..
Bu kadar kolay mı bu iş?..
Sadece solcu(!)CHP'nin bulunduğu bir meclis muhalefetine rağmen sermayeyi bitiremeyen iktidar partisi, sağcı - kapitalist MHP'ye ve giderek sermaye partisine dönüşen (keşke) yeni CHP'ye rağmen mi sermayeyi ele geçirecek?..
Hayret bir şey yani...
Korku olur ama bu kadar da olmaz...
Korkunun bu kadarına, "ödleklik" denir...
Not: Bu yazdıklarım, GAZETECİLER.COM'un görüşleri olmayıp benim şahsi düşüncelerimdir..
 
 
M. Yakup Yılmaz'ın yazısı aşağıda...
 
Sıra sermayenin el değiştirmesinde
 
VAKİT Gazetesi’nde yazan Abdurrahman Dilipak, biliyorsunuz Başbakan’ın yakın ahbabıdır.
Bir hakaret davası nedeniyle mahkûm olup, evini satmak zorunda kalınca Başbakan’ın eşi, Dilipakların evine kadar gidip “Geçmiş olsun” ziyaretinde de bulunmuştu.
Bu nedenle Dilipak’ın verdiği haberleri ciddiye alırım, birinci elden duyma olasılığı yüksektir diye.
Bakın dünkü yazısının başlığı şuydu: “Doğan’dan sonra sırada Koç mu var?”
Dilipak yazısında “Doğan için yolun sonu geldi” diye yazıyor. “Bundan sonra yola devam etmek değil de, bu işten daha az zararla yakasını nasıl sıyırır ona bakacaktır” diye devam ediyor.
“Onu Vergi Mahkemesi hâkimleri de kurtaramaz. O dosyadan değilse, başka dosyadan yakasına yapışırlar” diyor.
Belli ki o çevrede, Başbakan’ın ve hükümetin bu konuda kesin kararlılığıyla ilgili bir bilgi var.
Hukukun her şekilde zorlanarak, medyanın susturulması planının sürdürüleceği anlaşılıyor.
Öncelikli hedefin neden bağımsız medya olarak seçildiği de yazısında yer alan şu soruyla ilgili: “Doğan’dan sonra sırada kim var?”
Olası yanıtını da başlıkta vermiş zaten: “Doğan’dan sonra sırada Koç mu var?”
AKP iktidarı, ilk gününden beri daha önce belediyelerde yaptığını Türkiye ölçeğinde gerçekleştirmeye yoğunlaştı: Kendisine bağlı bir sermaye grubu yaratmak!
Önce belediye olanakları, sonra devlet olanakları bu iş için kullanıldı.
Daha önce adını sanını hiç duymadıklarımız büyük iş sahibi oldular.
Belli ki şimdi planın yeni bir aşamasına geçiliyor: Sermayenin el değiştirmesi!
Bunun için önce bağımsız medyanın yok edilmesi gerekiyordu. Şimdi onu başardıklarını, en azından başarmaya çok yaklaştıklarını düşünüyor olmalılar ki artık hedeflerini gizleme gereği bile duymuyorlar.
“Sesimi çıkartmazsam hükümet bana dokunmaz” diye düşünen büyük sermaye için bir uyarı işareti Dilipak’ın yazısı.
Ama bu saatten sonra uyanmak ne işe yarar, orasını bilemeyeceğim!
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar