'İnsanlar bir yaştan sonra gülmüyor!'
Bazen 12 yaşında çocuk geliyor mesela, ‘Bu ortaokulluyla birbirimizi çok iyi anlıyoruz galiba yoksa imza gününe niye gelsin ki? Onunla ben birçok konuda aynı fikirdeyiz galiba’ diye düşünüyor insan.
İşte Elif Ekinci'nin soruları ve Umut Sarıkaya'nın yanıtlarından seçmeler...
Küçük dergilerin ayakta kalması gitgide zorlaşıyor değil mi?
Bu eskiden beri böyle, her zaman bir dergi trend oluyordu, ama diğerleri de yaşıyordu. Satıyorlardı, kendilerini çevirebiliyorlardı. Şimdi öyle değil. Dergi çok maliyetli bir şey çünkü. Bir gruba, bir yayın kuruluşuna bağlı değilsen ayakta kalamıyorsun.
Dünyada nasıl peki bu işler?
Biz iyiyiz bile bu konuda! Avrupa'ya baktığımızda, orada karikatüristlerin çoğu başka işler de yapmak zorunda kalıyorlar. Onlarla karşılaştırınca bizde bu işin aslında ne kadar güzel bir gelenek olduğunu anlıyorsunuz. Ama Amerika'da fena değil durum.
Bizde de bu işten para kazanmak kolay değil galiba.
İTÜ Gemi İnşaat Mühendisliği mezunuyum ben. Okul bitince ben de bir umutsuzluğa kapılmıştım. Bu iş olmayacak, ben bu işten para kazanamayacağım dedim.
Üniversiteliler okuyor genelde sizi değil mi?
Evet, üniversiteden sonra, iş güç derdine düşülüyor genelde. Ama ben memnunum okurların gençliğinden. Gerçi bazen 12 yaşında çocuk geliyor mesela, ‘Bu ortaokulluyla birbirimizi çok iyi anlıyoruz galiba yoksa imza gününe niye gelsin ki? Onunla ben birçok konuda aynı fikirdeyiz galiba’ diye düşünüyor insan. Bir de belli bir yaştan sonra gülmüyor işte insanlar. Hiç unutmuyorum, 96’da ben ilk mizah dergisi okuduğum zamanlarda, bir kız geldi, “Bunlar öldü yaa” dedi. Nasıl dedim yaa, ben daha yeni okuyorum! “Yok” dedi, “Daha okunmaz bunlar, zamanında iyiydiler”. Yani, birileri için hep sıkıcı.
Röportajın tamamını 'den okuyabilirsiniz.