İlker Akgüngör
Vatan
İnsanlık tarihinin en büyük dramlarından biri yaşanıyor Soma'da. Bir yanda babalarını kaybetmiş oğullar, kocalarını kaybetmiş eşler, oğullarını kaybetmiş analar... Diğer yanda madenden sağ çıkan ve yaşadığına sevinemediği gibi çamurlu çizmeleri etrafı kirletecek diye üzülen kocaman yürekler...
Soma'da dağ taş haber dolu. Gazeteler ve televizyonlar şirket müdürünün basın toplantısına kilitlenmişken, gerçek haberin peşine düşen, Soma'da ne olduğunu Soma'da madene inen işçilerden öğrenmeye çalışan gazeteciler de var.
Vatan gazetesinden İlker Akgüngör de onlardan biri. Gazetesi küçülme kararı almış, teknisat yaşanmış, Ankara Büro kapanmış, yazı işleri Milliyet ile birleştirilmiş... Bunların hiç biri gerçek gazetecilik nasıl yapılır sorusuna yanıt olamaz. Akgüngör, Soma'da, madenciler ile konuşup olan biteni, hikayeleri ile okura aktarıyor. Tam da merak ettiklerimizi, asıl bilenlere sorarak.
'Ne güvenliği abi hepsi göstermelik!' diyor bir maden işçisi Akgüngör'e. "Denetime gelen müfettiş yukarda ziyafet çekip madene inmeden dönüyor. Arızalı detektör 2-3 ayda değişiyor. Gaz maskelerinin çoğu bozuk. Hala 9 yıllık maskeyi takıyoruz!" diye anlatıyor.
“Göstermelik bir yaşam odası yaptılar. Bir ay sonra iptal ettiler. Aşağıdaki bir taş bacanın etrafına toz toprak girmesin diye plastik bir oda yaptılar. 500 kişi alır dedikleri yeri hiç görmedik . Madende yemek yiyecek yer bile yok. Yemeğimizi çamur içinde yiyoruz.” diyor bir başka işçi.
Gerçek gazetecilik insan hikayelerinin peşinden gitmektir diyerek İlker Akgüngör günün muhabiri olmayı haketti.