MEDYA KÖŞESİ

'İlhan Selçuk yaşasaydı Erdoğan'ı ...'

Hasan Cemal'e göre "İlhan Selçuk hayatta olsa, Erbakan Hoca’ya yaptığı gibi, Tayyip Erdoğan’ı da ‘milli cephe’ye davet ederdi."

'İlhan Selçuk yaşasaydı Erdoğan'ı ...'

Hasan Cemal bugün köşesinde Başbakan Erdoğan için "Gün geliyor, İlhan Selçuk’la Tayyip Erdoğan aynı ağzı kullanıyor" yorumunu yaptı ve Gezi Parkı olayları sonrasında Başbakan'ın ABD ve AB'yi suçlamaya başladığını, batı ve aydın düşmanlığı yapmakta olduğunu, demokratikleşmenin yerini otoriterliğin aldığını yazdı. Hasan Cemal,  "Böyle bir Tayyip Erdoğan’ın, İlhan Selçuk’un, ‘ulusalcılar’ın mütareke basını söylemini de benimsemeye başlamasına şaşırmıyorum." dedi ve "İlhan Selçuk hayatta olsa, Erbakan Hoca’ya yaptığı gibi, Tayyip Erdoğan’ı da ‘milli cephe’ye davet ederdi." dedi. 

İşte Hasan Cemal'in 30 Temmuz 2013 ve 1 Ağustos 2013 tarihli yazılarını birleştirerek kolaj yaptığı köşesinde İlhan Selçuk ve Yiğit Bulut'a laf çarparak Tayyip Erdoğan için yazdıklarından çarpcı bölümler:

 

"Mütareke basını!

İlhan Selçuk pek severdi bu deyişi...

Ergenekoncular da öyle...

Ulusalcılar da yeri geldiğinde ‘mütareke basını' demeye hâlâ bayılır.

Avrupa Birliği’nden hiç hazzetmeyen asker de farklı değildi. Ama uzun zamandır sesleri çıkmadığı için, bilemiyorum hâlâ mütareke basını deyip demediklerini...

Daha çok militarist bir deyimdir ‘mütareke basını...’ Topraklar işgal altındayken bir kısım basının düşmanla işbirliği yapan hallerini anlatır. Bu çerçevede vatan hainleri de hiç eksik olmaz.

(...)

Şimdi neden mi yazıyorum bu satırları?

Tayyip Erdoğan’dan dolayı...

Bir konuşmasını gazetelerde okuyunca o dönem bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti gitti. (Bu filmi ayrıntılarıyla görmek isteyenler, 2010’da çıkan Türkiye’nin Asker Sorunu isimli kitabıma bakabilirler).

Başbakan Erdoğan iftarda demiş ki:

“Bu topraklara düşman girse, onları çiçeklerle karşılayıp bağrına basacak kadar gözü dönmüş olanlar var maalesef. İşgal altındaki mütareke basını neyse, bazı medya kuruluşlarının durumu da bu...”

N’apalım hayat böyle...

İnsanlar değişiyor, gelişiyor!

Gün geliyor, bir bakıyorsunuz, İlhan Selçuk’la Tayyip Erdoğan aynı ağzı kullanıyor.

Değişen kim; Erdoğan mı, Bulut mu?

Tarihin cilvesi belki de...             

AB konusunda, karşı saflarda Yiğit Bulut da vardı. AB yolunu savunanlara ‘vatan hainliği’ne kadar varan suçlamalarla karşı çıkardı. Ve Yiğit Bulut’u Başbakan Erdoğan başdanışman olarak en yakınına aldı.

Sorulabilir:

Değişen kim?

Tayyip Erdoğan mı, Yiğit Bulut mu?..

(...)

Bu yazım, Tayyip Erdoğan mı, Yiğit Bulut mu değişti konulu yazımın devamı sayılabilir.

İlhan Selçuk’un Erbakan Hoca’yı ‘milli cephe’ye yerleştirdiği, Erdoğan’a karşı -perde arkasında ‘askerle işbirliği’ni de içeren- kavgasını yaptığı dönemde Yiğit Bulut da aynı cephedeydi.

İlhan Selçuk hayatta olsa…

Yiğit Bulut artık başdanışman.

Erdoğan AB’yi boşladı.

Rusya’nın, Çin’in ya da otoriter rejimlerin Şanghay Beşlisi’ne gözlemci üye bile yaptı Türkiye’yi.

Erdoğan bugün artık, Gezi Parkı ve Mısır’daki darbe sonrası yalnız AB’ye değil, ABD’ye de neredeyse her Allah’ın günü çatıyor.

Tayyip Erdoğan saflarındaki Batı düşmanlığı da, aydın düşmanlığı da gün geçtikçe koyulaşıyor.

28 Şubat’ın askeri vesayet dönemindeki demokrasi ve hukuk ayıpları Erdoğan iktidarında tekrarlanıyor.

Demokratikleşme adımları, paketleri çoktandır unutuldu.

Erdoğan, Kürt sorununun adını bile artık koyamıyor, ‘çözüm süreci’nde ipe un seriyor.

Böyle bir Tayyip Erdoğan’ın, İlhan Selçuk’un, ‘ulusalcılar’ın mütareke basını söylemini de benimsemeye başlamasına şaşırmıyorum.

Tayyip Erdoğan’ın ‘Milli Görüş gömleği’ni yeniden sırtına geçirdiğini, belki sadece adını AK Görüş olarak değiştireceğini, yani aslına rücu etmeye başladığını söyleyenler haklı galiba...

Son söz:

İlhan Selçuk hayatta olsa, Erbakan Hoca’ya yaptığı gibi, Tayyip Erdoğan’ı da ‘milli cephe’ye davet ederdi.

 

HASAN CEMAL YAZILARI

ÇOK OKUNANLAR