İlhami Soysal'ı dövdürenleri kim hatırlıyor?
Ahmet Hakan'ı dövenler, dövülmesine yol açanlar kimdir bilmiyoruz elbet şimdilik. Ama onların da yeri çok farklı olmayacak...
GAZETECİLER.COM - ÖZEL ANALİZ
Gazetecilik hatırlama mesleği madem... Meslek büyüğümüz İlhami Soysal'ı anımsamadan geçirmeyelim bugünü.
Ant, Pazar Postası, Son Havadis, Türk-İş, Akis, Vatan, Sosyal Adalet, İmece, Yön, Türk Solu, Kim, Devrim, Güney, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Akşam, Yeni Ortam, Milliyet...
Bunlar Soysal'ın çalıştığı gazeteler.
Ayvalık'ta geçirdiği trafik kazası sonucunda 20 Eylül 1992'de vefat eden Soysal'ı Dünyada ve Türkiye'de Masonlar ve Masonluk (1980), 150'likler (1985), Kurtuluş Savaşında İşbirlikçiler (1985) gibi kitaplarından hatta 20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi eserinden de hatırlayabilirsiniz.
1960'da Anayasayı hazırlayan Kurucu Meclis'te de görev yapan Soysal'ı bugün, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın evinin önünde dayak yediği gün anımsamamıza yol açan şey ise başka bir olay.
Akşam gazetesi Ankara temsilcisiyken yazdığı yazılardan ötürü güpegündüz kaçırılıp dövülmesi, sonra da ıssız bir yere atıverilmesi İlhami Soysal'ı getirdi aklımıza.
SEN KOMÜNİST MİSİN DAYAĞI?
Yazılarında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural’ı sert biçimde eleştirdiği için tepki çeken İlhami Soysal, 8 Eylül 1966’da Ankara’da Buick marka siyah bir otomobille kaçırılmıştı.
Saldırganlar, İlhami Soysal’ı döverken, "Büyüklerimiz aleyhinde yazarsın ha! Sen komünist misin?" diyorlardı. Sosyal ardından şehir dışında ıssız bir yerde öldü diye bırakılmıştı.
Bu olayı araştıran polis, 34 EH 612 plakalı otomobili Yahşiyan Köyü’nde bulmuş, sahibinin de Yarbay Salih Raci Tekin olduğu belirlenmişti.
O sırada Kıbrıs’taki değiştirme birliğinde görevli olan Yarbay Salih Raci Tekin, Ankara’ya geldikten sonra bu olay nedeniyle yargılanmıştı.
İlhami Soysal, hem Yarbay Tekin’i, hem de kendisini dövenlerden iki astsubayı teşhis etmişti. Yarbay ve iki astsubay, yargılanarak çeşitli cezalara çarptırılmışlardı.
Raci Tekin, yıllar sonra adı 2006 yılında Danıştay'a ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıların azmettiricisi olduğu iddia edilen ve Ergenekon davasının kilit isimlerinden olan Muzaffer Tekin'in de babasıydı.
KİM HATIRLIYOR TURAL'I, TEKİN'İ?
Ahmet Hakan dün evinin önünde, kendisini CNN Stüdyolarından beri takip eden bir arabanın içinden çıkan 4 kişi tarafından dövüldü.
Daha dün, Twitter'da Cem Uzan ile karşılıklı küfürleşmişler, birbirlerine demedikleri kalmamıştı...
Geçen ay içinde Hürriyet'i AK Partili bir grup ile birlikte basan milletvekili Abdurrahim Boynukalın, kendi arkadaşlarına "Ahmet Hakan hiç dayak yememiş..." diyerek gülüyordu...
Melih Gökçek ile yaptıkları twitter kavgaları dillere destan...
Cem Küçük, Star gazetesinde Ahmet Hakan'ı PKK'yı desteklediği iddiası ile "medeni ölü olacak" diye itham ediyordu...
Saldırının bu isimler ile ilişkili olduğu iddiasında değiliz elbet. Ama içinde olduğumuz ortam yangına dönmek için küçük bir kıvılcım bekleyenlerin psikolojisi. Bu gerilimler birilerinin gözüne girmek isteyenleri kendiliğinden harekete geçirmeye yeter de artar bile.
Ama göz ardı edilmemesi gereken şey şu: İlhami Soysal yaptıkları ile, yazdıkları ile tarihteki yerini almış bir isim. Onu kaçırıp dövdüren Genel Kurmay Başkanı ve Özel Harekatçı askerlerin isimleri ise sadece tarih kitaplarının dipnotlarında yer alıyor. Kısaca kimse hatırlamıyor bile onları.
Ahmet Hakan'ı dövenler, dövülmesine yol açanlar kimdir bilmiyoruz elbet şimdilik. Ama onların da yeri çok farklı olmayacak...
Gazetecilik hatırlama mesleği madem... Meslek büyüğümüz İlhami Soysal'ı anımsamadan geçirmeyelim bugünü.
Ant, Pazar Postası, Son Havadis, Türk-İş, Akis, Vatan, Sosyal Adalet, İmece, Yön, Türk Solu, Kim, Devrim, Güney, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Akşam, Yeni Ortam, Milliyet...
Bunlar Soysal'ın çalıştığı gazeteler.
Ayvalık'ta geçirdiği trafik kazası sonucunda 20 Eylül 1992'de vefat eden Soysal'ı Dünyada ve Türkiye'de Masonlar ve Masonluk (1980), 150'likler (1985), Kurtuluş Savaşında İşbirlikçiler (1985) gibi kitaplarından hatta 20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi eserinden de hatırlayabilirsiniz.
1960'da Anayasayı hazırlayan Kurucu Meclis'te de görev yapan Soysal'ı bugün, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın evinin önünde dayak yediği gün anımsamamıza yol açan şey ise başka bir olay.
Akşam gazetesi Ankara temsilcisiyken yazdığı yazılardan ötürü güpegündüz kaçırılıp dövülmesi, sonra da ıssız bir yere atıverilmesi İlhami Soysal'ı getirdi aklımıza.
SEN KOMÜNİST MİSİN DAYAĞI?
Yazılarında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural’ı sert biçimde eleştirdiği için tepki çeken İlhami Soysal, 8 Eylül 1966’da Ankara’da Buick marka siyah bir otomobille kaçırılmıştı.
Saldırganlar, İlhami Soysal’ı döverken, "Büyüklerimiz aleyhinde yazarsın ha! Sen komünist misin?" diyorlardı. Sosyal ardından şehir dışında ıssız bir yerde öldü diye bırakılmıştı.
Bu olayı araştıran polis, 34 EH 612 plakalı otomobili Yahşiyan Köyü’nde bulmuş, sahibinin de Yarbay Salih Raci Tekin olduğu belirlenmişti.
O sırada Kıbrıs’taki değiştirme birliğinde görevli olan Yarbay Salih Raci Tekin, Ankara’ya geldikten sonra bu olay nedeniyle yargılanmıştı.
İlhami Soysal, hem Yarbay Tekin’i, hem de kendisini dövenlerden iki astsubayı teşhis etmişti. Yarbay ve iki astsubay, yargılanarak çeşitli cezalara çarptırılmışlardı.
Raci Tekin, yıllar sonra adı 2006 yılında Danıştay'a ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıların azmettiricisi olduğu iddia edilen ve Ergenekon davasının kilit isimlerinden olan Muzaffer Tekin'in de babasıydı.
KİM HATIRLIYOR TURAL'I, TEKİN'İ?
Ahmet Hakan dün evinin önünde, kendisini CNN Stüdyolarından beri takip eden bir arabanın içinden çıkan 4 kişi tarafından dövüldü.
Daha dün, Twitter'da Cem Uzan ile karşılıklı küfürleşmişler, birbirlerine demedikleri kalmamıştı...
Geçen ay içinde Hürriyet'i AK Partili bir grup ile birlikte basan milletvekili Abdurrahim Boynukalın, kendi arkadaşlarına "Ahmet Hakan hiç dayak yememiş..." diyerek gülüyordu...
Melih Gökçek ile yaptıkları twitter kavgaları dillere destan...
Cem Küçük, Star gazetesinde Ahmet Hakan'ı PKK'yı desteklediği iddiası ile "medeni ölü olacak" diye itham ediyordu...
Saldırının bu isimler ile ilişkili olduğu iddiasında değiliz elbet. Ama içinde olduğumuz ortam yangına dönmek için küçük bir kıvılcım bekleyenlerin psikolojisi. Bu gerilimler birilerinin gözüne girmek isteyenleri kendiliğinden harekete geçirmeye yeter de artar bile.
Ama göz ardı edilmemesi gereken şey şu: İlhami Soysal yaptıkları ile, yazdıkları ile tarihteki yerini almış bir isim. Onu kaçırıp dövdüren Genel Kurmay Başkanı ve Özel Harekatçı askerlerin isimleri ise sadece tarih kitaplarının dipnotlarında yer alıyor. Kısaca kimse hatırlamıyor bile onları.
Ahmet Hakan'ı dövenler, dövülmesine yol açanlar kimdir bilmiyoruz elbet şimdilik. Ama onların da yeri çok farklı olmayacak...