İğrenç bir sistem...
Milletin malını yağmalayan bu İktidar – Medya Patronları ortaklığı, milletin malından gelecek milyarlarca dolar gelire.....
ADNAN BERK OKAN
Evet evet…
Geçen gün anlatmaya çalıştığım “Yöneten Parti Modeli” iğrenç bir sistemdi…
Tamamen, ülke kaynaklarının siyasal iktidar partilileri – Büyük Medya Patronajı ortaklığı tarafından yağma edilmesine göre düzenlenmişti…
İhale ve Yeni Basın Kanunu, AB müzakere sürecinin askıya alınması tehlikesine karşın bir türlü değiştirilmiyordu…
Hangi parti iktidar olursa olsun “Yöneten Parti Modeli” isimli, hırsızlık üreten o sisteme dokunmuyordu…
Kamu kurum ve kuruluşları sistemin arpalıklarıydı…
Özelleştirmeler bin bir türlü bahaneler uydurularak erteleniyor, sadece “yandaş” medya patronlarına verilecek KİT’ler geçekten bedava denilecek fiyatlardan özelleştiriliyordu…
Nitekim bütün enerji dağıtım hatları, medya patronları arasında “PAY” edilmişti…
Medya patronlarının satın alamayacakları kadar büyük ya da KİT olarak kalmasında kendi çıkarları olan vefakat satıldığında Kamuyu rahatlatacak KİT’lerin özelleştirilmesindeki en etkin bahane ise “Milletin malını yok pahasına satıyorlar” palavrasıydı…
Milletin malını yağmalayan bu İktidar – Medya Patronları Ortaklığı (İMPO), milletin malından gelecek milyarlarca dolar gelire ise “bedava gidiyor” diyerek karşı çıkıyorlardı…
İktidarların istediği; kamunun o büyük ve kolay yağmalanır gücünü ellerinde tutmak, siyaset yaptıkları süreçte büyük servet kazanarak, ekonomik olarak sınıf atlamaktı…
Medyanın amacı; kamunun o büyük ve kolay yağmalanır gücünden olasıya yararlanmaktı…
Bu İMPO bir de “Derin devlet” diye sanal bir öcü üretmişlerdi…
Kendi adamlarına hayali bilgiler verip derin devlet tarifi yaptırıyorlardı…
Halk da malı götürenin o milletvekilleri ve iktidar değil, derin devlet olduğunu sanıyordu…
En ilginci, halk bu palavraları seve seve, hatta tapa tapa yutuyordu…
Daha da öte, bu tip palavralardan dizi dizi efsaneler üretip, ruhunu ve aklını sadece bunlarla doyuruyordu…
“Derin Devlet” halkın gözünde kutsal bir katil, kutsal bir hırsızdı…
Kutsaldı çünkü derin devlet, ulusal güvenliğimiz için düşman ülkelerle gizlice savaşıyor, teröristlerin çanına ot tıkıyordu (Emeni terörünü Abdullah Çatlı ve ekibi bitirdi” efsanesi)…
Derin devlet hırsızdı çünkü bu mücadeleyi yaparken, devletin kaynaklarını da halkın çıkarına kullanıyordu...
Oysa bu İMPO 50 milyon dolar harcamışsa, devletin hazinesinden 500 milyon dolar çalıyordu…
Belediye başkanlarını savunurken bile “Çaldı ama iş de yaptı” diyen bir milletin derin devlete bakışı daha farklı olacak değildi ya…
En güzeli; işler kötüye gidince derin devleti suçluyorlar, kendi çaldıkları milyarlarca doların, derin devlet tarafından çalındığını yayıyorlardı…
Ve...
Kendilerini mazlum ilân ediyorlardı...
Çaldıkları paralarla, olmayan derin devleti anlatarak halkı uyutan yandaş medyayı ve kendilerini zengin ediyorlardı.
Müthiş bir sistemdi bu...
Sadece hırsızların, vurguncuların, yalancıların, talancıların kazandığı bir sistem...
Dürüst, haysiyetli, onurlu, doğrucu olup da bu soyguna ortak olmayı kabullenmeyenler ise, aynı derin devletin "hain" bir üyesi olmakla karalanarak, kamuoyunun gözünden düşürülüyorlardı…
Meselâ, özelleştirilecek kamu kurumlarıyla ilgili öyle haberler yapıyorlardı ki; o haberleri ve yorumları okuyup dinleyenler de gerçekten devletin yabancı sermayeye veya bazı Sabetaycı işadamlarına peşkeş çekildiğini zannediyorlardı…
Böylece özelleştirmeler aksıyor, özelleştirilemeyen kamu kurumları bu kez iktidar partisi üst yönetimi ve Medya Patronları tarafından yağmalanıyor, partili yandaşların ekmek kapısı olarak değerlendiriliyordu…
Şimdiiiii….
Demokratik açılıma karşı gelenlere dikkat edin!..
İyi izleyin, kalıcı barışı istemeyenleri…
Bunlar yıllardır, kamunun o büyük ve kolay yağmalanır gücünden nemalananlardır…
Ak Parti iktidarının yıktığı hırsızlık üreten “Yöneten Parti Modeli”nden beslenenlerdir…
İktidarın kendileriyle ortak olmayacağını görüp, hırsızlık yapamayacakları için paniğe kapılanlardır…
İktidarla yaptıkları kavga da, kamunun o büyük ve kolay yağmalanır gücünden bundan böyle yararlanamayacak olmanın verdiği öfkenin ürettiği kavgadır…
Hâsılı…
Nerede bir, “bölücü, satılık, hain Ali Kemal’ler” yaftası okuyorsanız biliniz ki bunu yazan yazıcı (printer gibi) “Yöneten Parti Modeli” hırsızlarından biridir…