İddianame resmi taziye belgesi gibi!
Mesleğe taziye ziyareti yapmadan önce son bir gazetecilik faaliyeti göstermek niyetindeyim:
GAZETECİLER.COM - Radikal yazarı Ezgi Başaran, "Ahmet, Nedim, Soner Yalçın ve diğerleri tutuklandığında ortaya dökülenden başka, dönemin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ün söylediği gibi 'gizli ve açıklanmayan deliller' yoktur." dediği yazısında iddianameyi yorumladı ve şunları yazdı:
Bu iddianameye göre gerçekten bir kitap bomba yerine konulmuştur, ne idüğü belirsiz Word dosyalanyla birbirini tanımayan gazetecilerden örgüt devşirilmiştir. Ve bu gazeteciler aylardır mahpustur.
GAZETECİLİK YAPILAMAYACAĞININ RESMİ BELGESİ
"Bu iddianame Türkiye'de bundan böyle gazetecilik yapılamayacağının resmi belgesi bir bakıma." diyen Ezgi Başaran mesleğe taziye yapmadan önce son bir gazetecilik faaliyeti gösterdi ve şunu yazdı:
Mesleğe taziye ziyareti yapmadan önce son bir gazetecilik faaliyeti göstermek niyetindeyim: İddianamede sözü geçen haberlerin ve kitapların Ergenekon örgütünün talimatıyla yapıldığına, bu gazetecilerin bir örgüt içinde hareket ettiğine kanıt olarak gösterilen; Ulusal Medya 2010, Hocadan Notlar, Tertemiz, Hanefi, Nedim ve Sabri Uzun vs. başlıklarım taşıyan Word dosyalan OdaTV'deki bir bilgisayardan çıktı. Bu dosyaların ve söz konusu harddisk'in imajları önce sanık avukatlarına verildi.
Avukatlar Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ne incelemesi için bu imajları götürdü. Boğaziçi hemen ilk etapta söz konusu belgelerin 1 dakika içinde yaratılıp silindiğini, büyük bölümünün bilgisayarın 'Lost&Found' bölümünde yer aldığını ve bunların 'atipik' olduğunu söyledi. Tam derinlemesine inceleme yapılacaktı ki savalar avukatları arayarak imajlan geri istedi. Eğer vermezlerse örgüte yardım etmiş sayılacaklarını söyleyerek. Yani bilirkişi raporu tamamlanamadı.
(İddianamede başka bir bilirkişi raporu bulunmuyor.) O yüzden savcılık makamına bir soru: Bunca insanı örgüt üyesi suçlamasıyla aylardır hapiste tutan dijital delillerin imajlarım neden hâlâ savunma makamına vermiyorsunuz? Bari bunu yapın...
Bu iddianameye göre gerçekten bir kitap bomba yerine konulmuştur, ne idüğü belirsiz Word dosyalanyla birbirini tanımayan gazetecilerden örgüt devşirilmiştir. Ve bu gazeteciler aylardır mahpustur.
GAZETECİLİK YAPILAMAYACAĞININ RESMİ BELGESİ
"Bu iddianame Türkiye'de bundan böyle gazetecilik yapılamayacağının resmi belgesi bir bakıma." diyen Ezgi Başaran mesleğe taziye yapmadan önce son bir gazetecilik faaliyeti gösterdi ve şunu yazdı:
Mesleğe taziye ziyareti yapmadan önce son bir gazetecilik faaliyeti göstermek niyetindeyim: İddianamede sözü geçen haberlerin ve kitapların Ergenekon örgütünün talimatıyla yapıldığına, bu gazetecilerin bir örgüt içinde hareket ettiğine kanıt olarak gösterilen; Ulusal Medya 2010, Hocadan Notlar, Tertemiz, Hanefi, Nedim ve Sabri Uzun vs. başlıklarım taşıyan Word dosyalan OdaTV'deki bir bilgisayardan çıktı. Bu dosyaların ve söz konusu harddisk'in imajları önce sanık avukatlarına verildi.
Avukatlar Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ne incelemesi için bu imajları götürdü. Boğaziçi hemen ilk etapta söz konusu belgelerin 1 dakika içinde yaratılıp silindiğini, büyük bölümünün bilgisayarın 'Lost&Found' bölümünde yer aldığını ve bunların 'atipik' olduğunu söyledi. Tam derinlemesine inceleme yapılacaktı ki savalar avukatları arayarak imajlan geri istedi. Eğer vermezlerse örgüte yardım etmiş sayılacaklarını söyleyerek. Yani bilirkişi raporu tamamlanamadı.
(İddianamede başka bir bilirkişi raporu bulunmuyor.) O yüzden savcılık makamına bir soru: Bunca insanı örgüt üyesi suçlamasıyla aylardır hapiste tutan dijital delillerin imajlarım neden hâlâ savunma makamına vermiyorsunuz? Bari bunu yapın...
