İbrahim Altay kazandı

İbrahim Altay bugünkü Okur Köşesi’nde gazetecilik dersi veriyor.

Bilhassa genç gazeteciler teknolojinin rehavetinden midir nedir, haber yazma tekniği konusunda çok özensiz davranıyorlar.

Yazdıkları haberin konusuyla ilgili tenkil bilgilerden de yoksunlar.

Adliye muhabirlerinin hukuk bilgileri hemen hemen hiç yok.

Savcı ile yargıcın yargılama sürecindeki görevlerinin ne olduğunun bile farkında olmayan muhabirler var.

*

İbrahim, Tülay Kibaroğlu isimli SABAH okurunun hatırlattığı bir haber yazılışını paylaşıyor okurlarıyla.

Anlıyoruz ki haberi yayıma veren meslektaşımızın hukuk bilgisi hiç yok…
Savcının talep ettiği cezayı “hüküm” gibi açıklıyor meselâ…

*

İbrahim bir başka haberde Hıncal Uluç’un sık sık dikkat çektiği (Benim de keza artık hatırlatmaktan ve eleştirmekten bıkmak üzere olduğum) “haberlerin özgünlüğü” konusunda bu hafta asistanıyla birlikte “özgün haber” çalışması yapacaklarını bildiriyor…

Ve diyor ki:
“Bugünden başlayıp pazar gününe kadar yayımlanan bütün haberleri sayacağız. Kaçında imza var, kaçında yok? Kaçı ajanslardan alınmış, kaçını gazetenin muhabirleri yapmış?

Bunları tespit edip, önümüzdeki hafta bu köşede açıklayacağız.

Bakalım SABAH gazetesinin yüzde kaçını kendi muhabir ve editörleri hazırlıyor?”

*

Bravo…
“Bravo” çünkü teste tabi tutulacak gazetelerden biri de SABAH…

*

İbrahim’in dikkat çektiği ve yine SABAH’la ilgili bir başka eleştirisi ise SABAH çalışanlarının çalıştıkları gazeteyi okumaya zahmet(!) etmeyişleri…

Bunu da “İntibak Yasası” olarak bilinen yasayla ilgili SABAH’ta ik editörün iki farklı haber yapması ve bunların da yayımlanması…
*

Dikkat lütfen…
Yorumdan söz etmiyorum, “haber” diyorum “haber”…

Ve şöyle bağlıyor Altay:
“Cevap net: Editörler kendi gazetelerini tam olarak okumuyorlar.

Diyelim ki gözlerinden kaçtı. Emeklilerle ilgili haberler verilirken konunun uzmanına danışmak da mı bu kadar zor? O uzman zaten sizin gazetenizin yazarı.”

*

Ve bu objektif gazetecilik eleştirileriyle de kazanıyor.