MEDYA KÖŞESİ

Hürriyet yazarı tanınmayınca ne yaptı?

Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde yazan müzisyen, edebiyatçı, sinemacı Tuna Kiremitçi uçakta tanınmayınca neler yaşadı?

Hürriyet yazarı tanınmayınca ne yaptı?
GAZETECİLER.COM - Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde yazan müzisyen, edebiyatçı, sinemacı Tuna Kiremitçi uçakta pilotlar tarafından tanınmayınca neler yaşadı? İşte Hostes ve kabin amirinin tanıdığı, pilotların ise "kim yahu bu" dediği Kiremitçi'nin kaleminden yaşadıkları...

"Ah, sizi görmek ne güzel!" dedi, güler yüzlü kabin amiri: "Gelin kızlarla fotoğraf çekelim."
Ara bölmeye gittik ve en az kabin amiri kadar güler yüzlü hosteslerle fotoğraf çektirdik. Hepsi en az bir kitabımı okumuştu ya da kibarlıklarından öyle söylediler.
"Hadi sizi kaptanımızla tanıştırayım" dedi kabin amiri: "Hem kokpitte daha rahat edersiniz."
Mabede girdiğiniz hissi veren o kapıyı açtık. Kabin amirimiz "kaptanım..." dedi: "Bakın kim var yolcularımız arasında. Tuna Bey!"
Kaptanla göz göze geldik ve bakışlarından kim olduğum hakkında hiçbir fikri olmadığını anladım hemen.
"Hoş geldiniz" dedi, kabalık yapmaktan çekinerek: "Buyrun, oturun."
"Ben sizi baş başa bırakayım..." dedi kabin amiri.
***
Yalnız kaldığımızda bir sessizlik belirdi. Kaptanın aklından geçenleri tahmin edebiliyordum: "Kim yahu bu? Bu kabin amiri niye her tuttuğunu getiriyor kokpite?"
"Güzel bir yolculuk oluyor sayenizde..." dedim, bir şey söylemiş olmak için.
"Teşekkür ederim..." dedi kaptan ve iyi niyetle önündeki, yüzlerce düğmeli paneli gösterdi: "Evet, merak ettiğiniz neler var?"
"Aslında hiçbir şey yok."
"Yok mu?"
"Teknolojiyle aram iyi değildir. Anlatsanız da anlayamam zaten."
"Siz bilirsiniz..."
dedi kaptan, muhabbetimden şimdiden sıkılmış bir halde. Sonra aşağıyı gösterdi: "Şu anda Moğolistan üzerindeyiz. Gobi çölünü geçiyoruz."
Pencereden baktım: "Vay canına..."
Aklımıza yeni konu gelmiyordu. Kimse sigara da ikram etmiyordu. Derken kaptan ilgilenmeyi tamamen kesti, ben de kenarda dörde katlanmış bir Kelebek buldum. Cengiz'in yazısıyla Kate Moss haberlerini okuyarak oyalandım.
"Ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim" dedim, 10 dakika sonra.
Kaptan hiç ısrarcı olmadı: "Nasıl isterseniz Tuğrul Bey."
Kokpitten çıktım ve kabin amiriyle karşılaştım. O tatlı gülümsemesiyle "nasıl?" dedi: "Eminim ilginç bir deneyim olmuştur."
"Hem de çok..." diyerek gülümsedim ben de. Kibarlık güzeldi, çölde bile olsanız.

Tuna Kiremitçi'nin yazısının tamamını okuyabilirsiniz.