Hürriyet yazarı pasaportunu kaptırınca...
"Aklım sıra niyetim burada "Yılları sürgünde geçenleri anlar gibiyim" gibi havalı laflar etmekti ama sonunda tek anladığım, o gerçek trajedilerin kahramanlarının çektiklerini hayal bile edemeyeceğim oldu."
GAZETECİLER.COM - "Sofya (şehri) işi gücü bıraktı bana yardıma çalışıyor. Yani pasaportu çaldırdığımdan beri." diyen Hürriyet'in Kelebek eki yazarı Tuna Kiremitçi sevgilisinin oğlunu buz patenine götüren ve dönüşte bilgisayarıyla beraber pasaportunun da çalındığını farkeden Kiremitçi yaşadıklarını bugün köşesinde yazdı.
"Haliyle, karakol-yabancılar dairesi-konsolosluk üçgeninde bir macera başladı." diyen Kiremitçi "Böyle durumlarda adetim olduğu üzere kendimi trajediye hazırlamıştım ki, şehrin yardım için seferber olduğunu görüp şaşırdım.
Türkiye elçiliği, seyahat belgelerimin en geç hafta başında düzenleneceğini söyledi. Karakoldaki Bulgar komiser de mesaisini benim için uzattı.
Yabancılar dairesindeki memurlar, belgeleri verebilmek için iyi niyetle uğraştılar. Bu insaniyet çemberi içinde şikayet şansı bulamadım gitti.
* * *
Yine de pes etmedim ve aradım sızlanacak bir şeyler: Hepsi iyiydi hoştu ama beş günlüğüne bile olsa memlekete giriş yapamayacak olmama ne buyrulurdu...
Aradığım trajedi fırsatını bulmuş gibiydim: Ya yarın bir hayat memat meselesi olursa ve ben sınırı geçemezsem?
İşi sağlama almak için siyasi sürgünlerin anılarını düşündüm. Deniz Kavukçuoğlu'nun, Cem Karaca'nın, Ahmet Kaya'nın ve adlarını hatırlamadıklarımızın...
Hatta nasıl kaptırdıysam artık, Nazım Hikmet'in Varna'dan "Karşı yaka memleket, duyuyor musun Memet!" diye seslenişini...
Aklım sıra niyetim burada "Yılları sürgünde geçenleri anlar gibiyim" gibi havalı laflar etmekti ama sonunda tek anladığım, o gerçek trajedilerin kahramanlarının çektiklerini hayal bile edemeyeceğim oldu."
"Başta sevgilim olmak üzere teşekkür etmek zorundaydım sadece: Sofya polisine, yabancılar dairesine, bizim konsolosluğa..." diyen Tuna Kiremitçi'nin yazısının tamamını Hürriyet'teki okuyabilirsiniz.
