MEDYA KÖŞESİ

Hürriyet ve Star yazarları o çağrıyı yorumladı

Ertuğrul Özkök, Ahmet Kekeç, İsmet Berkan, Murat Yetkin... Star ve Hürriyet yazarları Başbakan'ın Gülen'e yaptığı çağrıyı yorumladı...

Hürriyet ve Star yazarları o çağrıyı yorumladı
GAZETECİLER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Fethullah Gülen'e yaptığı davet medyanın farklı cephelerinde geniş bir karşılık buldu. Hürriyet ve Star gazetelerinin köşe yazarları Başbakan'ın çağrısını yorumladılar. Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök ise yine yarını bekleyemedi ve "Hocam dönün ve bu haksızlıkları bitirin" başlıklı yazısında Gülen'e seslendi.

HÜRRİYET YAZARLARI GÜLEN'E YAPILAN DÖN ÇAĞRISI İÇİN NE DEDİLER?

HOCAM DÖNÜN VE BU HAKSIZLIKLARI BİTİRİN

ERTUĞRUL ÖZKÖK:

Şurası kesin.
Başbakan Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e yaptığı çağrıyı dün gece öğrenseydim, “Yarını değil”, “O an’ı bile bekleyemez hemen yazardım.
Derdim ki;
“Fethullah Gülen Hoca, bu çağrıya kulak verip, gurbeti bitirmeli.”
Ne yazık ki, Almanya’daydım.
Özel bir yemekteydim ve kimse de arayıp bunu haber vermemişti.
Gecikmiş bir yazıdır.
“Yarını bekleyemedim” logosunu hak etmeyen, çok gecikmiş bir yazıdır.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fethullah Hoca’ya dönme çağrısını yaptığında bu kadar yankı bulmamıştı.
Oysa önemliydi.
Sadece etkili bir siyasetçiden değil; Duyarlığı olan bir insandan geliyordu.
Hoca’ya yakın gazeteler bile bu çağrıya iştiyakla cevap vermemişti.
Kendi kendime, “Herhalde orada kalmayı kendi açısından daha doğru buluyor” demiştim.
“Taktik bir gurbet” herhalde demiştim.

Evet; haksız, çok haksız  bir gurbetti.
Hoca o gurbeti gerektirecek bir şey yapmamıştı. Ona yapılan haksızlıktı ve dönemin, mutad aptallıklarından, hoyratlıklarından biriydi.
Basbaya sürgündü onunki..
Şimdi şartlar, hava, iklim, dönem değişti.
Artık orada kalmasını gerektirecek bir şey yok.
Eğer o, tercih edilmiş, “Şahsi bir inziva” değilse;
Eğer oradaki gurbet, gurbet değil de, şuurlu ve taktik bir ikamet değilse;
Hoca’nın dönmesi açsından şartlar oluşmuş demektir.

Ama;
Eğer ülkenin demokratik iklimini hala uygun bulmuyorsa;
Adaletinden hala şüphesi varsa;
Polisi ona hala güven vermiyorsa;
Tabii ki karar kendisinindir.
Ama;
Buradaki çağrı, herhangi birinin ağzından çıkmadı.
Ülkenin en etkili yöneticisinin ağzından çıkan bu sözler bir garantidir.

O çağrıya ben de bütün kalbimle katılıyor ve diyorum ki;
“Hocam artık dönün;
Oradaki inziva, burası için bir ayıp haline dönüşüyor..
Oradaki ikamet, Burada yapılan bazı yanlışlıkları da sizin hanenize yazıyor.
Oradaki gurbet, burada dedikoduya dönüşüyor.
“Sağlık sebebiyle kalıyorum” gerekçesi, dünyanın en önemli tıp merkezlerinden biri haline dönüşen Türkiye’ye haksızlık oluyor.

Başbakan haklı…
Bitsin artık bu gurbet.
Sizi yakın gazetelerin bugün bu haberi veriş biçimine baktım;
Doğrusu umutlandım.
Eğer o manşetler, buradaki yakınlarınızın da duygularını yansıtıyorsa;
Bitirin artık bu gurbeti.
Dönün yuvanıza, İzmir’inize, Karabağlar’ınıza..
Hem hasret bitsin, hem de burada sizin adınıza yapılan haksızlıklara, bir hat çekin.

'KEŞKE GÜLEN DÖNSE'

İSMET BERKAN: Başbakan'ın bu çağrıyı yapması normal. Keşke Fethullah Gülen de dönse geriye. Kendisinin de dönmek isteyeceğini işitiyorum ben. Dönmekten çekinmesinin bir nedeni var. Kendisine yönelik nümayişler yapılmasına ve bu nümayişler sonucunda oluşacak reaksiyonlardan çekiniyor. Durduk yere Türkiye'de siyasi eleştiriler ve gerginlik yapılmasından çekiniyor.

'GÜLEN DÖNSÜN'

KANAT ATKAYA: Bu konu uzun süredir konuşulan bir mevzu. Cemaat adına konuşma yetkisi kimsede yok anladığım kadarıyla. Gülen'e yakın olanlar ülke karışmasın diye dönmüyor diyorlardı. Bugün dönüp dönmeme konusu kendi bileceği iş. Bunu mesele haline getirmektense dönsün. Madem Başbakan ve kendine bağlı insanlar istiyorsa dönsün. Hareketinin muhatabı olarak eleştirilere burada yanıt verir.

'SON YILLARIN EN İYİ SİYASİ HAMLELERİNDEN BİRİ'

MURAT YETKİN (HÜRRİYET DAILY NEWS GENEL YAYIN YÖNETMENİ): Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla Fethullah Gülen’i kast ettiği çok açık. Başbakan’ın, yargı süreçleriyle ilgili Gülen Hareketinden bu kadar eleştiri altındayken Türkçe Olimpiyatları’nın, daha iki hafta önce AK Parti İl Kongresi’nin yapıldığı Arena’da yapılan kapanış törenine katılması aslında kendi başına önemli bir hamle idi. Ama orada ‘İstediği zaman gelebilir’ açıklaması, deyim yerindeyse herkesi ters köşeye yatırdı. Başbakan öncelikle son birkaç yıldır el altından yayılan ‘Türkiye’ye dönmesini o istemiyor’ söylentilerine son vermiş oldu. Bilindiği gibi Gülen’in Türkiye’ye dönmesi önünde herhangi bir yasal engel yok. İkinci olarak, başka kesimlerin ‘Humeyni gibi tam hâkim olarak dönecek’ şeklindeki spekülasyonlarını da boşa çıkarmış oldu. Üçüncü olarak, Erdoğan bu hamlesiyle Fethullah Gülen Hareketinin tabanında kalpleri fethetti. Dolayısıyla yargı alanında Hareketin karşı olduğu düzenlemelere karşı bu kesimde yükseltilmek istenen tepki dalgasına karşı müthiş bir önleyici vuruş yaptı. Dördüncüsü ise, yine Gülen Hareketinden gelen ‘Bizim sayemizde iktidar oldunuz’ söylemine karşı, iktidarı onlarla birlikte başka kesimlere de borçlu olduğunu, ama iktidarın da kendi elinde bulunduğunu hatırlatmış oldu. Erdoğan dünkü hamlesiyle siyasetin nabzını iyi tuttuğunu gösterdi; son yılların en önemli siyasi hamlelerinden biriydi.

'ERDOĞAN'IN MÜHENDİSLİĞİ'

YALÇIN BAYER: Bu bilgiyi 3-4 gün önce muhafazakar bir dostumdan duymuştum. Gülen dönecekti ama hiç ihtimal vermemiştim. Demek ki doğruymuş. Onlara göre zamanı gelmiş. Devlet Bahçeli "Apo nerede diye" soruyor. Bırakın Apo'yu Gülen geliyor. Bu yaz Ramazan'a kadar Türkiye'nin önemli sorunlarının çözümlendiğini görebileceğiz. Hiç ihtimal vermediğimiz konular karşımıza çıkınca bunların klasik birer 'Tayyip Erdoğan mühendisliği’ olduğu açık. Tayyip bey ‘önce işin ipini salar sonra toplar.'Aynı cambaza bak gibi' Çok öne çıkan 'hizmet cemaaiti'nin son zamanlarda kolunu bacağını yavaş kırmaya başladı Başbakan. TUSKONCU'lar, MÜSİADÇI'lar gibi 'hizmet cemaati' artık dikkat etmelidirler. Merkez yönetimleri bir anda çökebilir. Bu başkanlık sürecine doğru gidilirken Gülen yandaşlarının başka bir anlamda kucaklamaktır. Apo'da yarın Oslo'ya gidebilir mi? Başbakan büyük oynuyor.

'GÜLEN DÖNMEYECEK'

YALÇIN DOĞAN: Önümüzde bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. Halen de cemaat ile iktidar arasında ciddi bir tartışma, anlaşmazlık var. Erdoğan, cumhurbaşkanlığının en önemli adayı gibi görünüyor. Böyle bir seçime girerken cemaatle kendisi ve partisi arasında herhangi bir sürtüşmenin olmasını istemiyor. Böyle bir davet için en uygun, en optimum zaman. Benim cemaat kaynaklarından edindiğim bilgiye göre Gülen bu davete icabet etmeyecek. Büyük ihtimalle Türkiye'ye gelmeyecek. Derin başka sorunlar var. Bu davet buzları eritir ama anlaşmazlıkların tamamını giderip gidermeyeceği tartışmalı.

STAR GAZETESİ YAZARLARI NE DEDİLER?

BARIŞA KATKI YAPACAKTIR

MEHMET OCAKTAN


“Hocaefendi Türkiye’de çok önemli bir sivil toplum örgütünün önderidir. 1999 şartlarında Türkiye’de özgürlüklerin kısıtlı olduğu, baskıların olduğu bir dönemde Türkiye’den gitmek zorunda kalmıştır. Türkiye o günden bu yana hem askeri, hem de yargısal anlamda vesayeti bitirdi ve demokratikleşme anlamında, sivilleşme anlamında önemli mesafeler aldı. Şu anda Türkiye’ye dönmemesi için bir engel yok. En azından görünür anlamda bir engel yok. Hocaefendi Türkiye’nin kardeşliğini pekiştirecek, Türkiye’nin barışına ve hoşgörüsüne katkı yapacak bir isimdir. Bunu oradan da yapabilir ama kendi ülkesine, vatanına gelerek bu katkıyı sağlaması, Türkiye’nin büyümesi, Türkiye’nin vizyonu açısından çok daha önemli olacaktır diye düşünüyorum.”

DÖNÜŞÜNÜ PEK MÜMKÜN GÖRMÜYORUM

AHMET KEKEÇ


“Bugün Gülen’in Türkiye’ye dönüşünün önünde bir engel bulunmuyor. Zaten dönmesi gerektiği öteden beri konuşuluyordu. Fakat Gülen Türkiye’ye dönüşünün yaratabileceği kaostan ötürü böyle bir şey düşünmüyordu. Şimdi ise ülkenin Başbakan’ı tarafından yapılan üst düzey bir açıklama var. Buna rağmen Gülen’in dönüşünün bugün pek mümkün olduğunu düşünmüyorum.”

CEMAAT ÜZERİNDEN POLİTİKA YAPANLARA MESAJDIR

CEMİL ERTEM


“Çok olumlu olarak değerlendiriyorum. Şimdiye kadar cemaat üzerinden politika yapan, yapmaya çalışan herkese verilmiş bir mesajdır bu. Başbakan bu çağrısında cemaat üzerinden rant sağlamaya çalışan herkese mesaj vermiştir.”

HOCAEFENDİ KAYITSIZ KALMAYACAKTIR

ELİF ÇAKIR


"Bizim inançlarımıza göre davete icabet etmek sünnet-i seniyedir. Ben Başbakan Erdoğan'ın bu oldukça duygusal ve samimi davetine, yıllardır memleket özlemi çektiğini bildiğimiz Hocafendi'nin kayıtsız kalmayacağına inanıyorum. Hocaefendi'nin kendisinin de, en az bizler kadar "okyanus ötesi" imalarından bizar olduğunu ve artık buna bir son vermek gerektiğini düşündüğü kanaatindeyim.

Geçmişte kendisine yapılan haksızlıkların acısını ve yıllardır haksız yere sürgünde kalmasının kendisinde bıraktığı duygusal kırılmaları telafi edebilmek elbette zordur ancak eğer ülkesine dönerse bu ülke bir ayıbından kurtulmuş olacaktır.

Devlet olmak böyle birşeydir. Geçmişiyle yüzleşmek, yapılan haksızlık ve zulümler için özür dilemek ve hatalarını kabul edebilmektir devleti devlet yapan.

Ve haksızlıklar neticesinde ülkesine kırılmış, gitmek zorunda kalmış bu ülkenin değerlerinin gönüllerini alarak geri dönmelerini sağlayabilmektir aynı zamanda.

Yıllardır bu ülkeye hizmet vermiş ve özellikle eğitim alanında ciddi katkılarda bulunmuş bir değerin bunca zamandır ülkesine dönememesi ayıptı.

Bu ülke şimdi bir ayıbından daha kurtulmuş olacak.

Başbakan'ın bu davetini,  "iktidar-cemaat gerginliği var" diyenlere "bu da kapak olsun" şeklinde değerlendirmiyorum; "iktıdar cemaate zeytindalı uzattı, bakalım cemaatin hamlesi ne olacak" sorularının peşinde de değilim.

Olsa olsa, Ergenekon çetesinin darbe planlarıyla yapamadıklarını tamamına erdirmek isteyen çetenin bu sefer fitne uzantısının "cemaat-iktidar gerginliği" üzerine kurduğu planların da suya düşmesi olarak okuyabilirim.

Yoksa hiçbirimiz aynı tornadan çıkmış tipler değiliz. Elbette fikir ayrılıklarımız ve ayrı düştüğümüz konularda kıyasıya tartışmalarımız olacaktır. Bu da çok normaldir."


ÇOK OKUNANLAR