Hürriyet... Leyla Zana... NTV... Banu Güven...
Hürriyet'in Leyla Zana röportajını gazetenin sür manşetinde gördüğümüzde bir yıl öncesini, Banu Güven'i ve NTV'yi anımsamadan edemedik.
GAZETECİLER.COM
Haftanın sürprizi Hürriyet gazetesinden geldi. Gazetenin yayın yönetmeni Enis Berberoğlu ve Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in BDP kökenli bağımsız milletvekili Leyla Zana ile yaptıkları röportaj gündemde geniş yer buldu. Röportajın içeriği, sonuçları ve aldığı yankılar uzun uzun yorumlanabilir ama biz başka bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz...
Yaklaşık bir yıl önce Banu Güven'in NTV ekranındaki programına davet ettiği Leyla Zana kanal yönetimi tarafından radikal bir karara konu olmuştu. Zana röportajı NTV'nin Banu Güven'in işine son vermesiyle sonuçlandı. Üstelik henüz İdris Naim Şahin'in İçişleri Bakanı olmadığı bir ülkede bu kararı almıştı NTV yönetimi.
Hürriyet'in Leyla Zana röportajını gazetenin sür manşetinde gördüğümüzde bir yıl öncesini, Banu Güven'i ve NTV'yi anımsamadan edemedik. Güven'in başına gelenleri hatırlayınca Hürriyet'in röportajı yeni bir değer kazanırmaz. Ancak, bu röportaj Hürriyet'e kazandırdıklarından fazlasını NTV'ye kaybettirmiştir. Kanalın 'merkez medya'nın zaten çok dar olan sınırlarının dahi gerisine çekilmiş olduğunu teşhir etmiştir. Hatalar telafi edilir ama ayıplar kolay unutulmuyor. NTV, adının bile geçmediği, kendisiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, rakip yayın grubunun gazetesi tarafından yapılmış bir röportaj sonucu kendi ayıbıyla bir yıl sonra yüz yüze kalmış oldu.
Hürriyet'in sür manşeti Kürt sorunu ve Kürt siyaseti açısından politik bir değer ifade ediyor. Ancak NTV açısından ahlaki bir anlam taşıyor. NTV bültenleri hiç sıkılmadan röportajı ve yankılarını konu alan haberleri gün boyu ekrana taşırken bir yıl öncesini çoktan unutmuşa benziyor. Ama Hürriyet'in sür manşetini gördükten sonra ilk 30 saniye içinden aklımıza gelen şeylerden biri de NTV ve Banu Güven oldu. Bir çokları gibi biz de unutmadık...
Haftanın sürprizi Hürriyet gazetesinden geldi. Gazetenin yayın yönetmeni Enis Berberoğlu ve Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in BDP kökenli bağımsız milletvekili Leyla Zana ile yaptıkları röportaj gündemde geniş yer buldu. Röportajın içeriği, sonuçları ve aldığı yankılar uzun uzun yorumlanabilir ama biz başka bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz...
Yaklaşık bir yıl önce Banu Güven'in NTV ekranındaki programına davet ettiği Leyla Zana kanal yönetimi tarafından radikal bir karara konu olmuştu. Zana röportajı NTV'nin Banu Güven'in işine son vermesiyle sonuçlandı. Üstelik henüz İdris Naim Şahin'in İçişleri Bakanı olmadığı bir ülkede bu kararı almıştı NTV yönetimi.
Hürriyet'in Leyla Zana röportajını gazetenin sür manşetinde gördüğümüzde bir yıl öncesini, Banu Güven'i ve NTV'yi anımsamadan edemedik. Güven'in başına gelenleri hatırlayınca Hürriyet'in röportajı yeni bir değer kazanırmaz. Ancak, bu röportaj Hürriyet'e kazandırdıklarından fazlasını NTV'ye kaybettirmiştir. Kanalın 'merkez medya'nın zaten çok dar olan sınırlarının dahi gerisine çekilmiş olduğunu teşhir etmiştir. Hatalar telafi edilir ama ayıplar kolay unutulmuyor. NTV, adının bile geçmediği, kendisiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, rakip yayın grubunun gazetesi tarafından yapılmış bir röportaj sonucu kendi ayıbıyla bir yıl sonra yüz yüze kalmış oldu.
Hürriyet'in sür manşeti Kürt sorunu ve Kürt siyaseti açısından politik bir değer ifade ediyor. Ancak NTV açısından ahlaki bir anlam taşıyor. NTV bültenleri hiç sıkılmadan röportajı ve yankılarını konu alan haberleri gün boyu ekrana taşırken bir yıl öncesini çoktan unutmuşa benziyor. Ama Hürriyet'in sür manşetini gördükten sonra ilk 30 saniye içinden aklımıza gelen şeylerden biri de NTV ve Banu Güven oldu. Bir çokları gibi biz de unutmadık...
