MEDYA KÖŞESİ

Hürriyet gazetesinde Yılmaz Özdil'e ilk destek yazısı

Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'in yazısı gazete yönetimi tarafından yayımlanmadı, gazetenin yazarları ise sessiz kaldılar.

Hürriyet gazetesinde Yılmaz Özdil'e ilk destek yazısı
GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK

Yılmaz Özdil'in perşembe günü yazdığı yazı, Hürriyet yönetimi tarafından "Doğan Grubu Yayın İlkelerine" aykırı bulunduğu gerekçesi ile basılmamıştı. Yönetimin uyarısına rağmen yazısında değişiklik yapmayan Özdil, o günden beri köşesinde yazmıyor.

Özdil'in yazısının basılmaması sonrasında Hürriyet önce internet sitesinden, ardından da gazetenin birinci sayfasından, meselenin bir "görüş ayrılığı" olduğunun altını çizdi ancak kulislerdeki iddialara bakılırsa Yılmaz Özdil gazetesinden istifa etmişti bile.

Gazetenin Özdil'in yazısını basmaması üzerine Hürriyet yazarları ciddi bir ikilem içinde kaldı. Ya Özdil'in yazı yazma özgürlüğüne destek olacaklar ya da patronun bu tercihine boyun eğeceklerdi.

Henüz hiç bir Hürriyet yazarı köşesinden Yılmaz Özdil'den yana bir tepki koymadı. Ancak bugün ilk kez gazetenin bir yazarı, oldukça örtülü bir şekilde bir yazı kaleme alarak Özdil'e destek verdi.

Hürriyet'te yaptığı birbirinden çarpıcı röportajlar ile kendine yer edinen İzzet Çapa bugün  Can Yücel için bir yazı kaleme aldı. "Küfür etme özgürlüğüne sahip çıkmak lazım" başlıklı yazısında Çapa, Şair Can Yücel'in küfürler ve küfür edebilmek için katlandıklarını derleyip topladı.

Bakalım siz de bizim gibi, Çapa'nın yazısını okuyunca Özdil'e gizli destek diye yorumlayacak mısınız?

İŞTE ÇAPA'NIN O YAZISI

3 Haziran 1973 gecesi...

İZZET ÇAPA'NIN MİNİK HATASI

İzzet Çapa, yazısında internetteki Can Yücel efsanleri ile de hesaplaşıyor ama bir küçük hataya da imza atıyor.

Nazım Hikmet'in ölüm tarihi, Çapa'nın yazdığı gibi 1973 değil 3 Haziran 1963 olacaktı.

GAZETECİLER.COM olarak yanlışını düzeltmiş olalım.
Londra BBC Türkçe yayınlar bölümünde o saatlerde nöbetçi olan genç adam, küçük bir masa lambasının ışığı altında önüne gelen haberleri inceliyor, gerekenleri Türkçe’ye çeviriyordu.

Sabah bültenine az bir süre kalmıştı.
Haberlerden birini eline alınca dondu kaldı: Nazım Hikmet ölmüştü. Önce kapıyı kilitledi, sonra masasının gözünden içki şişesini çıkardı. Bir yandan içiyor, bir yandan kendi kendine Nazım’dan şiirler okuyordu.

Alt katta, televizyon stüdyosunda ise kıyamet kopuyordu. Neredeydi bu adam?
Haberlerin başlamasına dakikalar kalmıştı. Yukarıya adam gönderdiler, kapı kilitliydi, telefonlara cevap veren yoktu.

O gün sabah yayını yapılamadı. Ertesi gün ise Can Yücel, BBC’den kovuldu ve Türkiye’ye döndü...

16 Ağustos 1999’da kaybettiğimiz Can Yücel, kuşkusuz Türk şiirinin en ilginç şahsiyetlerinden biriydi. Huysuz, küfürbaz, hergele, içkici, anarşist ve delikanlı özellikleriyle Can Baba lakabını sonuna kadar hak ediyordu. Tıpkı şu örnekte olduğu gibi:

Kızdığı birine ‘g.t’ yazdığı için yine hakim karşısına çıkmış ve savunmasını şöyle yapmıştı: “Köyde adamın biri ateşlenince kasabadaki doktora götürmüşler. Doktor bir fitil verip ‘anüsten kullanacaksınız’ demiş. Hasta ve arkadaşları köye dönmüş ama akıllarında bir soru; ‘Anüs ne ola ki?’ Utana sıkıla doktora telefon açıp sormuşlar.
“Makattan verin” demiş adam bu sefer de... Demiş ama makatı bilen de yok köyde. Üçüncü aramada artık doktor dayanamamış “G.. tüne sokun” diye bağırmış. Yani hakim bey işin aslı şu; bizim orada g..te, g..t derler.” Peki neden küfürle özdeşlemişti Can Baba? Bir röportajında bu sorunun cevabını şöyle veriyordu: “Türkiye’de insanlara tanınan özgürlüklerden kala kala küfür etme özgürlüğü kaldı. Onu elden kaptırmamak lazım. Küfür etme özgürlüğüne sahip çıkmak lazım.”

Yazdığı şiirlerden dolayı başı beladan bir türlü kurtulmamıştı Can Yücel’in. Hakkında, Meryem Ana’ya saygısızlıktan Atatürk’e hakarete, devleti ve devlet erkânını tağyir ve tezyife kadar birçok dava açılan şair bir süre de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in açtığı hakaret davasıyla uğraşmıştı. Ortaya yüzlerce başyapıt koymasına rağmen yine de şiirlerine pek yüz vermezdi: “Ben şiiri ciddiye almıyorum ki, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! Şiir davetsiz misafirdir... Pat diye gelir. Ya bir Afrika menekşesini ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık.” Can Yücel, biraz da Neyzen Tevfik’i andırır. Her ikisi de, haklarında yayılan efsaneleri ciddiye almazdı. Bugün internette yüzlerce sahte Can Yücel şiiri dolaşmaktadır.

ÇOK OKUNANLAR