'Hrant'ın yasını tutamadım, ağlayamadım!'

 

Ekranların sevilen sunucusu Esra Erol, ilginç hayat hikayesini paylaştı. Babasının polis olduğunu anlatan Erol, şöhret yolculuğunu şu sözlerle özetledi:

 

Babam polisti, babamla vakit geçirmeyi çok seviyorum. O yüzden karakolda çok vakit geçirdim. Oradaki polis abilerle yemek yerdim, bana ders çalıştırırlardı.

 

 

Ben garip bir çocuktum. Erkek gibi bir çocuktum. Kafamda 8-9 dikiş var. Kolumda iki dikiş var. Dikiş attırıyorduk, eve gelip yarım saat sonra sokağa çıkıyordum.

 

 

Babama 'Ben radyo programı yapmak istiyorum.' dedim. 'Peki, derslerini aksatmayacaksan haftasonları gidebilirsin.' dedi. Ben televizyonda bir şeyler yapmalıyım dedim. Ben sadece sunucu olmak istedim. Diksiyon dersleri aldım, başarısız bir öğrenciydim.

 

 

Babam İstanbul'a giderken, 'Nasılsa 6 ay dayanamaz döner.' demiş. Ben de çok inatçıydım. Başarılı olmak zorundaydım. Babam beni destekliyordu, ama akrabalar, 'Ne lüzum var?' diyordu. Babamın başını yiyorlardı, babam da inat etti. 'Yapacak bu çocuk' dedi.

 

 

Dink davası Avukatı Fethiye Çetin, Söz Sende programının ikinci bölüm konuğu oldu. Çetin, Hrant Dink cinayetine giden süreci ve dava sürecini yazdığı "Utanç duyuyorum" adlı kitabını anlattı. "Cinayeti gördüm diyen" Fethiye Çetin, Hrant Dink'ten sonra ağlayamadığını anlatırken gözleri doldu.

 

 

 

Hrant Dink cinayeti son derece planlı ve profesyonel bir cinayet. Bu cinayetin en yakın görgü tanıklarından biri benim. Cinayeti gördüm. Ben birinci elden tanığıyım bu cinayetin. Bu cinayete giden yolda Hrant'ın yanındaydım. Ona yapılanları yaşadım. Ve o yapılanlardan çok büyük utanç duydum.

 

Ben Hrant'ın yasını tutamadım. Çünkü onun avukatıydım ve ailenin avukatıydım. Ben ağlayamadım. Ailenin yanında ağlayamadım. Ben Hrant'tan sonra ağlayamadım ve yasını tutamadım. Bu ktiabı yazarken ağladım. Yazmanın böyle bir gücü var.