ANALİZ

Hıncal Usta, kimin safında?

Hıncal Usta bugünkü 74 yazısından birini Haşmet Babaoğlu ile Fatih Altaylı arasındaki “fikri” anlaşmazlığa ayırmış…

Hıncal Usta, kimin safında?
ADNAN BERK OKAN
Hıncal Usta’yı okudunuz mu bugün…
Okuyun ki hafta sonu tatiliniz gülerek başlasın…
Ne güzel “mizah” yaparmış meğer ustam…
Nasıl da güldürürmüş…
Breh, breh, breh!...
Yahu durun patlamayın anlatacağım işte…
 
                            ***
 
Hıncal Usta bugünkü 74 yazısından birini Haşmet Babaoğlu ile Fatih Altaylı arasındaki “fikri” anlaşmazlığa ayırmış…
Kimden yana mı olmuş?..
Allah aşkına yapmayın…
Kendisini zaman zaman saygı ile eleştiren Haşmet’ten yana olacak değil ya…
Defalarca “Hıncal abi yalan yazıyor” iddiasında bulunan Fatih’ten yana çıkmış tabii…
Haşmet’in, "Diyanet İşleri diye bir makam varsa, o makamda oturan kişinin topluma Kuran okumasını tavsiye etmesinden doğal bir şey var mı?. Aşk-ı Memnu tavsiye edecek değil ya" diye yazışına karşı çıkmış...
Diyanet İşleri Başkanı’na öyle söylediği için “fırça” kayan Fatih’e destek vermiş…
(Hayret bu sefer haklılığını kanıtlamak için “ben müftü torunuyum” dememiş)
Laik Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanı, Şeyh ül İslam değilmiş...
Din Ayet İşleri Başkanı değilmiş… Diyanet İşleri Başkanıymış...
Bu ülkede inanan, inanmayan her türlü ruhsal düşünceyi organize eden kamu kurumun başıymış...
"Kuran okuyun" diyemezmiş...
"İncil, Tevrat, Zebur okuyun" da diyemezmiş...
Ateistler varmış...
Puta tapanlar varmış...
Hepsi bu ülkenin vatandaşıymış...
Ayrım yapamazmış...
 
                            ***
 
Şaka yapmıyorum…
Gözüm çıksın yalanım varsa…
Aynen böyle yazmış…
Şimdiii…
Şöyle bir düşünün bakalım…
Koskoca müftü torunu Hıncal Usta, Diyanet İşleri Başkanı’ndan daha az bilecek değil ya…
Bence de Sayın Ali Bardakoğlu Hıncal Usta’dan randevu koparabilirse mutlaka yanına gidip kendisinden “feyz” almalı…
Ve sonra da ekranlara çıkıp:
“Sevgili Müslümanlar… Lütfen her gün yarım saat ayırın ve roman okuyun… Aşk-ı Memnu’nun filmini izleyeceğinize alın romanını okuyun” demeli meselâ…
Yine meselâ…
Behlül rolünü oynayan delikanlı da çıkıp ekranlara “her gece yarım saat ayırın Kuran okuyun” öğüdünde bulunmalı…
Amma da kıyak olur hani…
Tayyip Erdoğan, “oylarınızı CHP’ye vermenizi rica ediyorum çünkü demokrasi, muhalefet partilerine saygı göstermektir” demeli...
Bahçeli ve Baykal, Salı günü kürsüye çıktıklarında:
“Değerli partili arkadaşlarım. Başbakanımız canını dişine takıyor çalışıyor… Niçin?... Elbette memleketimiz için… Bundan sonraki seçimlerde lütfen oyunuzu Başbakan’ın partisine verin” diye söylemeli munis bir ses tonu ve iki göz iki çeşme…
Patrik “Her gece yarım saat ayırın Kuran okuyun” diye tesviyede bulunsa…
Bülent Arınç, “Sevgili Müslüman kardeşlerim, her gün yarım saatinizi Tevrat okumaya ayırın” dese o ağlamaklı yüz ifadesiyle...
Ne bileyim işte…
Herkes buna benzer şeyler söylese…
Aziz Yıldırım bundan böyle bütün Fenerbahçelilerin Galatasaray’ın Ali Sami Yen’deki maçlarını da izlemelerini “emretse!”…
Adnan Polat aynı tavsiyeyi Galatasaraylı taraftarlara yapıp; “Göreyim sizi… Bundan sonra Saraçoğlu stadında Fenerli futbolcuları aşka getirin” diye talimat verse…
“Ülkerciler, Nestle yiyin” dese…
Fatih, “Hürriyet okuyun”, Erdal Şafak; Habertürksüz geçmesin gününüz” dese…
Falan, filan, fişmanca…
 
                            ***
 
Yahu Usta!..
Kusura bakma ama yine saçmalamışsın bir hususta...
Nasıl anlatsam ki, Laiklik din adamlarının din işlerine karışmasını değil, Devlet işlerine karışmasını engeller…
Nasıl anlatsam ki Laiklik “dinsizlik” değil, dini kuralların Devlet işlerinde uygulanmamasıdır…
Ali Bardakoğlu, Bakanlar Kurulu’na, “her gece yarım saat ayırıp Kuran okuyun ve ülkeyi o kurallardan sapmadan yönetin” deseydi yanlış yapardı…
Ama Hıncal Usta bu…
Kendine saygılı olanı kalemiyle döver(!)…
Saygısızlara destek olup gözlerine girebilmek için müftü torunu olduğunu söylemeye bile utanır…
 
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 3 yorum