Hıncal Uluç'tan tüm mahalleye porno yayını!
Usta gazeteci Hıncal Uluç, meğer gençliğinde eşine az rastlanır bir porno film yayınına imza atmış.
GAZETECİLER.COM
Sabah yazarı Hıncal Uluç hayli ilginç bir gençlik anısını paylaştığı yazısıyla okurlarını şaşırttı. Uluç, İngiltere'de yaşanan bir olaydan yola çıkarak çarpıcı bir itirafta bulunuyor.
Usta gazeteci eşine az rastlanır bir porno film yayınına imza atmış ve istemeden de olsa tüm mahalleye porno yayın himetinde bulunmuş.
Mahalleye porno!..
İNGİLTERE'DE üniversiteli gençler, porno filmlerinin görüntülerini karşı apartmanın duvarına yansıtıp mahalleye izletmişler. Haberi okurken nasıl güldüm.
Biz de yapmıştık üniversitedeyken, ama bir başka türlü..
O zaman sekiz milim filmler vardı. Yasak, kaçak.. Biri buldu mu, gösterici de temin etti mi birinin evinde toplanırdık. Kimin evi boşsa..
Bir gün benim elime geçti. Avrupa'ya gitmiş, Paris sokaklarından almışım. Mülkiye kantininde bir arkadaş "Bende makine var" dedi.. Ahmet (Kışlalı tabii, kim olacak) "Bizim ev boş" dedi.. Gece, Ahmetlerde toplandık. Sinema hazır ama perde yok.. Bir çarşaf bulduk.. Asacak şey yok bu defa.. Salonda kocaman pencere var, panoramik. Onun kornişlerine tutturduk, başladık seyretmeye.. Bir ara sokaktan sesler gelmeye başladı. Merak edip çarşafı araladım ki, mahallenin bütün gençleri toplanmış, bahçe duvarına oturmuş bizim pencereye bakıyor. Meğer beyaz çarşaf görüntüyü aynen arkaya geçirirmiş. Biz de cehalet ve aceleden, pencerenin perdesini çekmeden çarşafı asınca, mahallede şenlik!..
Sabah yazarı Hıncal Uluç hayli ilginç bir gençlik anısını paylaştığı yazısıyla okurlarını şaşırttı. Uluç, İngiltere'de yaşanan bir olaydan yola çıkarak çarpıcı bir itirafta bulunuyor.
Usta gazeteci eşine az rastlanır bir porno film yayınına imza atmış ve istemeden de olsa tüm mahalleye porno yayın himetinde bulunmuş.
Mahalleye porno!..
İNGİLTERE'DE üniversiteli gençler, porno filmlerinin görüntülerini karşı apartmanın duvarına yansıtıp mahalleye izletmişler. Haberi okurken nasıl güldüm.
Biz de yapmıştık üniversitedeyken, ama bir başka türlü..
O zaman sekiz milim filmler vardı. Yasak, kaçak.. Biri buldu mu, gösterici de temin etti mi birinin evinde toplanırdık. Kimin evi boşsa..
Bir gün benim elime geçti. Avrupa'ya gitmiş, Paris sokaklarından almışım. Mülkiye kantininde bir arkadaş "Bende makine var" dedi.. Ahmet (Kışlalı tabii, kim olacak) "Bizim ev boş" dedi.. Gece, Ahmetlerde toplandık. Sinema hazır ama perde yok.. Bir çarşaf bulduk.. Asacak şey yok bu defa.. Salonda kocaman pencere var, panoramik. Onun kornişlerine tutturduk, başladık seyretmeye.. Bir ara sokaktan sesler gelmeye başladı. Merak edip çarşafı araladım ki, mahallenin bütün gençleri toplanmış, bahçe duvarına oturmuş bizim pencereye bakıyor. Meğer beyaz çarşaf görüntüyü aynen arkaya geçirirmiş. Biz de cehalet ve aceleden, pencerenin perdesini çekmeden çarşafı asınca, mahallede şenlik!..
