MEDYA KÖŞESİ

Hıncal Uluç, yine içeriye döndü

Tam da eskilerin "Bizim gelin bizden kaçar, başını örter kıçını açar" dedikleri var ya..

Hıncal Uluç, yine içeriye döndü

GAZETECİLER.COM

Hıncal Uluç, “büyük gazeteci” sayılmanın, reyting getirmenin kendi yazarlarına “çakmak” olduğunu fark etti ya; bir gün Nazlı Ilıcak’a çakıyor, bir gün Sevilay Yükselir’e, bir başka gün Engin Ardıç’a, daha sonra Mehmet Barlas’a… Bir bakıyorsunuz Haşmet Babaoğlu almış nasibini bir sonraki gün Emre Aköz… Bugün Nazlı Ilıcak’ın yanına Hasan Bülent Kahraman’ı da eklemiş…

Bakın nasıl…

 

En sosyetik semtlerden, gecekondulara, varoşlara kadar İstanbullu genç 

Hıncal Usta, yaptığın ayıbın da ötesinde…

Ne demek; "Bizim gelin bizden kaçar, başını örter kıçını açar…"

İnançları veya beğenisi öyle olduğu için giyinen kızlar, esnin torunun yaşındaki kızlarla kurduğun ilişkilere(!) lâf ediyorlar mı?..

Sana ne nasıl örtündüklerinden?...

Sana ne nerelerini açıp, nereleri kapattıklarından?..

Sen ahlâk zabıtası mısın?..

Böyle söylediğin için özür dilemeyecekmişsin…

Sana, senin sözcüklerinle cevap vereyim…

Tabii özür dilemezsin çünkü sen “terbiye özürlü adamsın”…

Adnan Berk Okan

kızları görünce Hasan Bülent, o yazıyı yazmak için New York'a boşuna zahmet ettiğini anlayacak..

O pornografik dediği kılıklar, aynen, hatta fazlası ile İstanbul'da var Hasan Bülent..

O tight dediğin şey, aslında super minilerin altına giyilmek için tasarlanmıştı, modacılar tarafından. Bir nevi kalın çorap yani.. Sonra anlaşılmaz bir şey oldu.. Mini kalktı, tight kaldı.. Yani önünüzden geçiyor, güya giyinik..

İtirazım esasta değil, usulde.. Benim sözlüğümde giyim, öncelikle ve özellikle kusurları örtmek içindir, teşhir etmek için değil. Çok jüri üyeliği yaptım güzellik yarışmalarında..

İlk sahnede giyinik gördüğümde "İşte yılın kızı" dediklerimin çoğu mayolu geçitte nasıl hayal kırıklığı yarattılar iyi bilirim.. Tight giymek, asgari bir "vücut" gerektirir bence.. 110 kilo bir kadın tightla geçiyor önünden buyur bakalım..

"Aynaya bakmıyor mu bu kadın" dersin..

"Medeni cesarete bak" dersin..

"Bana ne?.. Kadın dünyayı umursamıyor, keyfine göre giyiniyor, helal olsun" dersin.. Ama bir şey dersin mutlak.. New York'ta değil.. İstanbul'da.. Ortaköy'de.. Gelelim Büşra'ya.. O da filmde değil, Nazlı Hanım.. Ortaköy'de.. Tonla..

Tam da eskilerin "Bizim gelin bizden kaçar, başını örter kıçını açar" dedikleri var ya.. Deyimin günahı bana değil, atalarımıza.. Bu yüzden özür de dilemiyorum.. Aynen o Nazlı Hanım..

Kafası sıkma baş.. Ama bir altı var.. Yoo.. Tightlısını henüz görmedim, ama öyle dar cin pantolon ya da öyle sımsıkı etek giymiş olanlarını gördüm ki..

Yahu baş örtmenin dinsel amacı, erkeği tahrik etmemek.. Günümüz erkeği kadının saçını görünce mi tahrik oluyor, vücudunu mu?.. Başını böyle sımsıkı örtüp vücudun tüm hatlarını ortaya serersen, o sıkma baş ne oluyor?..

 

Hıncal Uluç’un yazısının devamını okumak için tıklayınız

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar