MEDYA KÖŞESİ

Hıncal Uluç ne zaman adam olur?..

HaberTurk'te onca spor yazarına tonla para veriyorsun. Kov hepsini. Tüm yorumları Ömer yazsın. Biz de okur okur güleriz..

Hıncal Uluç ne zaman adam olur?..
ADNAN BERK OKAN - YORUMLUYORUM

Ömer Üründül'ü pek fazla tanımam. Birkaç kez yurtdışında birlikte olduk. Aklımda kaldığı kadarıyla o da benim gibi her maça karısıyla giden birkaç yazardan biriydi (Ve Osman Şenher... Futbol yorumcuları içinde adam gibi adamlardan bir diğeridir)...

Ömer Üründül
'ü mükemmel bir insan, dürüst, yansız bir futbol yorumcusu olarak tanıdım...
Ve...
Medyada kendini bilmez kimi arsız, yüzsüz, edepsizlerin "bilmiyor" dedikleri futbolu hepsinden çok daha iyi bildiğinden eminim...
Araştırıyor...
Okuyor...
İzliyor...
Futbolcuların karakter yapılarına kadar öğreniyor Üründül...

Peki..
Ne zaman Fatih!..
Pırlantadır Ömer.. İyi insan, iyi işadamı, iyi aile babası, iyi dosttur. Bu kadar eleştirdim, bana tavır yaptığını görmedim. İnsandır, adamdır çünkü.
Ama senin de açıkça dediğin gibi, futbolu bilmez. Hele yorumculuğu hiç bilmez. Buna rağmen TRT'nin her organizasyonunda nerdeyse tek yorumcudur.
Futbol değil, basketbol ve voleybol bile anlatır. Şimdi böyle birisi yorumcu, hem de tek yorumcu olur mu Fatih?. Hem de devlet televizyonuna?.. Benim paramla hovardalık yapan kamu yayın organına..
"En azından bizi güldürüyor. Ertesi güne gırgır malzemesi veriyor. Ne olmuş yani" diyorsun..
Ben mi ne diyorum..
HaberTurk'te onca spor yazarına tonla para veriyorsun. Kov hepsini. Tüm yorumları Ömer yazsın. Biz de okur okur güleriz..
Tirajın da artar bakarsın!..

Hıncal Uluç'un yazısını

Üründül'ü "Cehaletle" suçlayan ve hem de koskoca gazete genel yayın yönetmeni olan Fatih (Altaylı) futbolu çok mu iyi biliyor?..
İlkokul dördüncü sınıf çocukları kadar bile tarih bilgisi olmadığı halde ekranda tarih dersi verip utanmayan biri elbette hiç bilgi sahibi olmadığı futbol konusunda da ahkâm kesmeye, bilenleri kıskanmaya utanmayacaktır...
Bir programda, Malazgirt savaşında Türklerin hükümdarının Alpaslan olduğunu bilmeyecek kadar cahil olduğunu hep birlikte görmüştük, Fatih'in...

Ya Hıncal Uluç?..
Her köfteye maydonoz olmasıyla bilinen Hıncal pek mi bilgili futbol konusunda?..
Marmara Ereğlisi'ne hayatında bir kere bile gitmediği halde, "Aşıklar Tepesi"nin çevredeki askeri garnizon ve doğalgaz tankerleri için ne kadar önemli olduğunu bilmeden polise sallayan işkembe-i kübracı...
Hele çok VIP takılıp VIP'in gerçek anlamını yıllar sonra benden öğrenmesi...
Tosuncuk, VIP'i arkadakilere verilmeyen yemeğin kendilerine ikram edildiği bölüm sanıyordu daha düne kadar...
Ben, "Etme, eyleme... VIP, yanındaki koltuğu da satın almaktır aslında...
Yani, yanına en az senin kalitende birinin oturacağını garanti altına almaktır... Yani, uçakta osurmayan, tükürmeyen, ter kokmayan, seni rahatsız etmeyen bir yolcuyla seyahat edebilme hakkını satın almaktır" diye birkaç kere yazınca şimdi artık o konulara girmeye utanıyor(!)...

Bir de kalkıp neredeyse herkes için,"çok severim, en yakın dostumdur" demiyor mu deliriyorum...
Yahu "dost" dediğin eleştirir, acı da olsa doğruyu söyler ama bunu yaparken "aşağılamaz, hakaret etmez."
Peki ya sen Hıncal, ya sen?..

"En yakın dostum" dediğin Özhan Canaydın'ın kanser olmasına sebeb olan en ağır hakaretlerin sahibi sen değil misin?..
Dünyanın tanıdığı en dürüst, en erdemli, en onurlu, en dobra insanlarından biri olan Canaydın merhuma, "Bizanslı Kahpe" yakıştırmasını sen yapmadın mı?..
(Rahmetli) Özaydın; Mehmet Ağar'ın oğlunun Hilton'daki nikâh töreninde koluma girmiş, "Haklı çıktın... Bunlar beni öldürecekler" demişti tanıkların huzurunda...
Kimler mi?..
İlk verdiği isim "Hıncal" olmuştu...

Ve sen ey Hınç al!..
"En yakın dostum" dediğin Alp Yalman'a demediğini bırakmadın, etmediğin hakaret kalmadı be...
Adnan Polat için de bir zamanlar "En yakın dostum" diyordun...
Ya sonra?..
Adnan mı değişti sen mi?..
Adnan1977'den beri tanırım...
Hem de iyi tanırım...
Babası İbrahim ağabey en sevdiğim, saydığım eski iş arkadaşlarımdan biridir...
Adnan hep aynı Adnan...
Hep zarif, hep iyi insan, hep dost canlısı...
Aslında sen de her zamanki Hıncal'sın...
Dostlarını aşağılayan, alay eden, herkese karşı küçük düşürmekten şehevi bir zevk alan Hıncal!..
Ama...

Adnan; efendi adam, eski dostluğa hürmet seni kırmak istemiyor...
Ya sen Hıncal, ya sen!..
Hem sen hem de Fatih, Adnan'a etmedik hakaret bırakmadınız...

Ve Ertekin ağabey...
Yahu Hıncal...
Senin Ertekin ağabey için ettiğin hakaretlere (sen onlara "şaka" veya "eleştiri" diyorsun) hangi dost yüreği dayanır?..
Ama Ertekin "olgun" adam...
"Baktın deli, savul geri" misali sesini çıkarmıyor...
Ya sen ne yapıyorsun?..
Yılların dostunu(!); kendine ait, kirasını, vergisini, çalışanın parasını kendi cebinden ödediği dükkânında sana sormadan değişiklik yaptı diye adamın mekânını terk edip başka yerde sofra kuruyorsun...
İyi valla...
Ertekin bir de başka türlü gönlünü yapsaydı bari...

Ve Mustafa Denizli'ye yaptıkların...
Bir ara öyle ağır hakaretler ediyordun ki Mustafa'ya, Teşvikiye'deki bir cenaze töreninde yüzüne bakmaya utanmıştın Mustafa'nın...
Sen "eleştiri" diyorsun ama bak Mustafa ne diyor:
"Çakılmadık yerim kalmadı"...
Aslında kulaklarının arkasındaki deliklerden söz ediyor Mustafa...
Adını vermiyor ama bizler biliyoruz ki o deliklerin en ünlü çivicilerinden(!) biri de sensin...

Ve Fatih Terim'i uzun uzun yazmıyorum bile...
Önceleri "Şehir Kırosu" diye aşağıladığın...
Ama o şehir kırosu(!) başarıdan başarıya koşunca "asil çocuk" olarak dönüştürdüğün Fatih Terim...

Hasılı sevgili dostlar!...
Ömer Üründül, futbol bilgisi olarak 100 tane Fatih Altaylı, 10 tane Hıncal Uluç eder...
Ömer Üründül'ün "futbolu bilmediğini" iddia etmek; SABAH Spor yöneticilerini ve onların da daha üstündeki büyük patronları "salak" yerine koymak, onların zekâlarıyla alay etmektir...
Yuh yani!..

Üründül'ün yerinde olsam Hıncal veya Fatih'ten nefret etmem...
Onlara düşman da olmam...
Ama...
Onları ciddiye de almam...
Gördüğüm yerde selâm vermem, selâmlarını karşılıksız bırakır; hayatımda ve dünyada bu ikisinin hiç yaşamamış olduklarını farz ederim...

Bey hey Hıncal!..
Yeter ulan!..
Yeter be!..
Yahu sen kendini ne sanıyorsun?..
Ne bu başarılı insanların senden çektikleri?..
Üründül'ü niçin bu kadar kıskanıyorsun?..
Neden?.. Niçin?.. Niye?...

adnanberkokan@gmail.com

Yorumlar