Hıncal Uluç: "Cumhuriyet" Savcım daha ne bekliyor?
Günlerdir konuşulan Ceceli olayına ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme alan Uluç, "Biri eski kocası, öteki gazeteci iki adam, iki genç kadını "Özel Yaşamlarına yasa dışı girerek" mahvettiler Sayın Savcı.. Ve siz hâlâ sessiz sedasız oturuyorsunuz" dedi.
Eski eşi Sinem Gedik ile şarkıcı İntizar arasında yaşanan ilişkiyle ilgili gizlice çekilmiş görüntüleri dava dosyasına koyan Mustafa Ceceli'ye ve bunu 'yılın skandalı' olarak Hürriyet Gazetesi'nde duyuran Cengiz Semercioğlu'na Sabah yazarı Hıncal Uluç'tan sert tepki geldi.
Uluç, Mustafa Ceceli ve Cengiz Semercioğlu hakkında savcıların hala bir işlem başlatmamasına tepki gösterdi.
Hıncal Uluç’un bugünkü yazısının "“Cumhuriyet” Savcım daha ne bekliyor?" başlıklı o bölümü şöyle:
Ortada bir eve yerleştirilen gizli kamera ile çekilmiş özel görüntüler var.
"Ortada" dediğim yerlerin başında, "Savcı"nın dosya dolabı var.
Bu "Suç" görüntüler Cumhuriyet Savcısı'nın elinde yani. Hem de günlerdir elinde.. Peki ne yaptı Savcı bugüne dek?.
"Hiçbir şey!."
Aklınız alıyor mu?.
Olayı biliyorsunuz.. Magazin basınının manşetlerinde uzun zamandır. Aslında gazetelerin manşetlerinde olmalıydı.
İnsanın en kutsal hakkı, özel yaşamına tecavüz ve ardından teşhir var. Üstelik devam eden teşhir.
İki genç kadının yaşamını allak bullak eden teşhir..
..Ve Cumhuriyet Savcısı, hem de suçun belgesi elindeyken, hiç sesini çıkarmadan ve hiçbir eylem yapmadan bekliyor..
Neyi bekliyorsunuz Sayın Savcım?.
O görüntüleri hem size getiren hem de yazılı ve görüntülü basına dağıtan ve İnsan Hakları'nın en kutsalını ihlal eden adam için bugüne dek niçin soruşturma açtırmadınız?.
İşlediği suç büyük. Gazete ve televizyon yolu ile işlendiği için daha da büyük.. Niçin tutuklanmasını istemediniz, hatta?.
Bir vatandaşın en kutsalı, Özel Yaşamı en çirkin şekilde teşhir ediliyor. Bu teşhir onun toplumdaki saygınlığını nerdeyse yok ediyor.. İşlerini kaybetmesine yol açıyor..
..Ve bunu yapanlar, bir de büyük iş başarmışlar, marifet yapmışlar gibi ortada dolanıyorlar..
Şimdi bu ortamda..
Bu ülkede, ben, o, öteki, herhangi biri, "Özel hayatım korunur" diyebilir mi?.
Koy sevmediğinin, düşmanın evine gizli kamera.. Yerleştir böcekleri.. Röntgencilik yap.. Yazdır gazeteci(!)lere.. Yayınlat TV'lerde.. Sokağa çıkamaz hale getir, intihar komalarına düşür ve elini kollunu sallayarak gez..
Bu ülkede 5 yaşındaki çocukları, tecavüz ettikten sonra öldürenlerin isimleri bile aynen yayınlanmıyor. Soyadının baş harfini yazıp nokta koyuyorlar. Resimlerinde yüz buzlanıyor.. Masumiyet Karinesi var çünkü. Suç işlediği kanıtlanana dek.
Kanun, pedofil çocuk katilinin özelini koruyor da, iki genç kadının "Özel"ini mi korumuyor?.
Biri eski kocası, öteki gazeteci iki adam, iki genç kadını "Özel Yaşamlarına yasa dışı girerek" mahvettiler Sayın Savcı.. Ve siz hâlâ sessiz sedasız oturuyorsunuz, oturduğunuz yerde!.
Bu ülkede bunca devlet görevi varken, sadece sizinkinin önünde "Cumhuriyet" yazıyor..
Neden yazıyor, Sayın Savcım?.
Hiç düşündünüz mü, niçin sadece ve sadece siz "Cumhuriyet Savcısı"sınız?.