MEDYA KÖŞESİ

Hıncal Uluç: Biz, İstanbul halkı hayvan mıyız?

İstanbul'un trafik sorunu nedeniyle çileden çıkan Hıncal Uluç "Biz, İstanbul halkı hayvan mıyız?" diye sordu ve daha sert bir yanıt verdi...

Hıncal Uluç: Biz, İstanbul halkı hayvan mıyız?
GAZETECİLER.COM
İstanbul'un trafik sorunu giderek içinden çıkılmaz bir hal alırken Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç'tan hayli sert bir eleştiri geldi. Uluç, İstanbul'da bir konsere yetişmek için trafikte yaşadıklarını paylaştığı yazısında hem yetkililere hem de İstanbul sakinlerine yüklendi.

BİZ İSTANBUL HALKI HAYVAN MIYIZ?

Sabah yazarı "Biz, İstanbul halkı hayvan mıyız?" sorusuyla söze başladığı yazısında "Keşke hayvan olsaydık?." diye devam etti. Kentin trafik sorununu katmerleştiren uygulamaları topa tutan Uluç "Sizin bu ilgisizlik, bu umursamazlığınız yüzünden işkence çeken İstanbul halkı makus talihine isyanını nasıl duyuracak, valimiz, devletlu hazretlerimiz?." diye sordu.

İşte Uluç'un "Biz, İstanbul halkı hayvan mıyız?" başlıklı yazısındaki ilgili bölüm:

Başlıktaki soru sert mi geldi?. O zaman daha sert yanıt vereyim.. Keşke hayvan olsaydık?.
Binlerce hayvana bir gece, böylesine işkence edilse yer yerinden oynar, gazeteler olaya manşetten girer, günlerce baş yazılar yazılır, köşeler doldurulur, kabak birinin başına öyle fena patlardı ki, bir daha kimse hayvanlara böyle toplu işkenceyi aklından bile geçirmezdi.
Ama insan olduğumuz için, kimsenin umurunda olmuyor..
Gazetelere bakın, günlerdir satır yok..
Oysa bu başımıza ilk defa da gelmiyor..
Hep böyle.. Böyle gelmiş, böyle gidecek. Ben yazdığımla kalacağım..
Bu kentten, bu kentin insanlarından sorumlu olanlar, bu yazımı da kahkahalarla gülerek okuyacaklar, kahvelerini höpletirken.. "Yırtın hıyar ağası yırtın" diyecekler içlerinden bir de..
***
Cuma akşamı, E-5 Otoyolu üzerinde Haliç Köprüsü'nü geçtiğimiz sırada, saat 19.50'ydi.. Yani Ataköy'de Sinan Erdem Salonu'nda yapılacak Andre Rieu konserinin başlamasına tam bir saat 10 dakika vardı. Önümüzde de, normal koşullarda 10 dakikalık yol..
Ne varki koşullar anormal ötesiydi..
Karayolları'nın kaldırım mühendisleri tarafından inşa edilen, edildiği günden beri yıllardır rezillik ortada olduğu halde düzeltilme yolları araştırılmayan otobanında durmadan huniler yaratıldığı için, normal zamanlarda bile, yandan gelen girişlerle altı şeride çıkan oto yol, iki şeride inerken, zorunlu tıkanma oluyordu. "Nedir bu huni rezilliği?. Hangi geri zekalı yaptı bunu?. Dünya oto yollarında böyle huniler var mı?. Tez düzeltin" diyen yoktu. Çünkü deme durumunda olanların hepsi, Karayolları Genel Müdürü dahil, o yollarda eskortlarla, hatta önceden yollar kesilerek açılmış şeritlerde beyler gibi gittikleri için farkında dahi değillerdi, rezilliğin..
Zeytinburnu çıkışına yaklaşırken trafik tamamen durdu.. Artık yoldan devam edersek, konsere yetişme şansımızın kalmadığı kesinleşti. Biz de Zeytinburnu çıkışından çıktık, sahil yoluna indik. O yol da gıdım gıdım gidiyordu ama, Zeytinburnu çocuğu arkadaşımız Dr. Erdoğan Karatay'ın tarifleriyle, mahalle aralarından giderek, Ataköy'e kadar ulaştık. Konsere daha 25 dakika vardı. Yolumuz da 3 dakika.. Yani kağıt üzerinde..
Ataköy'ün içinde trafik değil, cehennem vardı, oysa. Gitmek mümkün değil.. Konserin başlamasına 15 dakika kala, arabadan indik ve yürümeye başladık.. Başka çaremiz yoktu ki.. Herkes yürüyordu zaten..
Salona girdiğimizde, konserin ilk yarım saati geçmişti.
Niye oldu bunlar?.

HINCAL ULUÇ'UN TÜM YAZILARI