Hilmi Yavuz kaybetti çünkü...
Entelektüel olmak, aydın olmak, akademsiyen olmak, bir gazetede köşe sahibi olmak; her konudan "haberdar" olmak anlamına gelmez...
Entelektüel olmak, aydın olmak, akademsiyen olmak, bir gazetede köşe sahibi olmak; her konudan "haberdar" olmak anlamına gelmez...
Bazı öyle şeyler olur ki iginizi çektiği halde hasta olduğunuz, yurt dışında bulunduğunuz veya herhangi bir sebepten medyayı takip edemediğiniz bir günde yayımlanmıştır.
Ve öyle bir şeydir ki, bir manken kızımızın ağzından çıkan bir söz ya da ekranlarda yer alan bir dizi film üzerine olmadığı için bir küçük köşede yayımlanmış geçmiş ve bir daha hiç gündeme gelmemiştir...
Ve haliyle o şeyden haberinizin olmaması ne ayıptır, ne de sizin entelektüelliğinizden, aydınlığınızdan, akademisyenliğinizden ve köşe yazarlığınızdan bir değer alıp götürür...
Peki...
Hilmi Yavuz bunu bilmez mi?..
Bilmese Hilmi Yavuz olmazdı...
İyi ama bildiği halde Hasan Bülent Kahraman gibi bir değeri neden küçümser ve hatta alaya almaya çalışır ?..
Niçin eleştiri ötesinde ve hiç hak etmediği halde "nasıl olur da haberin olmaz" gibilerinden azarlar(!)..
ZAMAN'da, başlığı altında yayımlanan makalesiyle Hasan Bülent Kahraman'a çok büyük haksızlık yapan Hilmi Yavuz kaybetti...