Hilal Kaplan: Türkiye’den #MeToo çıkar mı?
Sabah yazarı Hilal Kaplan, Türkiye gündemindeki taciz ve tecavüz tartışmalarının ülkede bir #MeToo hareketi başlatıp başlatmayacağını inceledi.
Me Too khareketi, bundan iki yıl önce, ABD'li aktris Alyssa Milano'nun 15 Ekim 2017'de sosyal medya hesabından yaptığı "Cinsel tacize uğradıysanız bu tweete cevap olarak 'ben de' yazın" paylaşımına gelen "ben de (MeToo)" cevaplarıyla başladı. Hollywood'dan birçok ismi ve bazı siyasetçileri rüzgarın önüne katarak götüren #MeToo hareketi, yapımcı Harvey Weinstein'in davasının hemen sonrasına denk gelmiş, yapımcının mağdur ettiği kadınların ardı ardına konuşmasıyla daha da alevlenmişti.
Türkiye'de bir süredir gündem olan CHP'deki taciz ve tecavüz vakaları da akıllara #MeToo hareketini getirdi. Aynı günlerde edebiyat dünyasındaki bazı yazarlar hakkında yapılan taciz ve tecavüz suçlamaları gündeme geldi. "Edebiyat dünyasında #MeToo depremi" şeklinde verilen haberler bir yana Türkiye'de gerçekten bir #MeToo hareketinin başlayıp başlayamayacağı da sorgulanıyor.
Sabah gazetesi yazarı Hilal kaplan, konuyu bugünkü köşesine taşıdı. Kaplan, "Türkiye’den #MeToo çıkar mı?" diye sordu:
Taciz ve tecavüze karşı mücadele kadınların ideolojik bariyerlerini aşabilirse elbette olur.
Ancak size iki örnek sunacağım. İlkin muhafazakâr camiayla başlayalım. Ensar Vakfı'na ait yurtta çalışmış tacizcinin pislikleri ortaya çıkar çıkmaz, Ensar Vakfı'nın aynı zamanda avukatı olan Başkanı, Aile Bakanlığı ve muhafazakâr camiadan 30 avukat davaya müdahil olup mağdurları savundu. Gizlilik kararı, çocuklarının isimlerinin ve yaşadıklarının medyada yer almaması için ailelerin talebi üzerine alındı. Sonra o sapık, gün yüzü görmeyeceği şekilde 508 yıl ağır hapse mahkûm edildi. Peki, sol camianın benimsediği İstek Vakfı'ndaki taciz vakası ortaya çıktığında ne yaptılar? Elbette kulağının üstüne yattılar!
...
Tacizi olağanlaştıran, tacizcileri haklılaştıran bu anlayışın "Kız da mini etek giymeseydi"den zerre farkı yoktur. Ayağına taş değse AK Parti'den bilen zehirli dilinizi bari yaraları hâlâ taze olan ve hakkını aramaya çalışan kadınlardan uzak tutun! Kendilerini hâlâ kolonyal efendi sanmaktan mütevellit "en aydınlık, pek medeni" CHP'nin düştüğü bu iğrenç çukur, AK Parti'ye saldırmakla kapanmaz.
#metoo hareketinin başlangıcı, IMF Başkanı ve Fransa'nın Cumhurbaşkanı olması beklenen Dominique Strauss- Kahn'ın tecavüz davasında Amerikan mahkemeleri bile tecavüz edilen kadının yanında değilken, Fransız sosyalistfeminist hareketinin kendisi de bir sosyalist olan Kahn'ı vicdanen mahkûm etmesiyle, parti önünde onu protesto etmesiyle başladığı söylenir. Türkiye'deki ana muhalefet başta olmak üzere Mor Çatı vb. feministlerin de tacize ideolojiler-üstü bakan bir vicdanı yoktur.
Onlar sadece muhafazakâr camiaya dönüp #youtoo demeyi becerirler; kabilecilik iliklerine işlemiş olan bu güruhun son kertede sosyalizmle de ilgisi yoktur, feminizmle de...