MEDYA KÖŞESİ

Hilal Kaplan, Özkök için eski defterleri açtı!

Ertuğrul Özkök'ü hedef alan Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan eski defterleri açtı "Özkök, kendi tabirinle 'aynadaki suratın tabak gibi' ortadayken, bir zahmet çık aradan!" dedi.

Hilal Kaplan, Özkök için eski defterleri açtı!
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök AKP sözcüsü Hüseyin Çelik'le sert bir polemiğe tutuşurken Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan da devreye girdi. Kaplan bugünkü yazısındaki eski defterleri açtı ve Özkök'ün 1998 yılındaki bir telefon görüşmesinin kayıtlarını köşesine taşıdı.

ÖZKÖK BİR ZAHMET ÇIK ARADAN!

Özkök ile dönemin devlet Bakanı Güneş Taner arasındaki görüşmeler medya iktidar ilişkilerindeki yozlaşmanın açık bir örneği olarak daha önce de gündeme gelmiş, Özkök de özeleştirel bir yazıyla kayıtları kabül etmişti. Kayıtları yeniden köşesine taşıyan Hilal Kaplan Özkök'e seslendi:

Medya patronu-siyaset-gazeteci denklemini konuşalım, sorgulayalım, eleştirelim. Ama Özkök, kendi tabirinle 'aynadaki suratın tabak gibi' ortadayken, bir zahmet çık aradan!

İşte Kaplan'ın "Ertuğrul Özkök 'iş başında'" başlıklı yazısındaki ilgili bölüm:

Türkiye'de medya, uzun yıllardır patronun ve askerin memnuniyetini sağlamak için sivil hükümetlerle mücadele etme alanı olarak kullanıldı. Talimat ya patrondan ya askerden gelirdi ve 'meydan savaşı'nı hep bu türden gazeteciler yürütürdü. Bazı medya patronla-rını ve askeri memnun edemeyen hükümet, derhal medyanın hedefine konurdu. Bu minvalde Özkök, patronu için gerekirse 'emir eri', gerekirse 'iş bitirici' olan gazeteciler arasında bulabileceğimiz en sarih örnektir.

Ancak gerçekten Türkiye'de her şey olabiliyorsunuz ama rezil olamıyorsunuz galiba. Özkök, medya-asker-hükümet denklemin-deki en zelil örneklere imza atmış bir genel yayın yönetmenliği yapmış, Ahmet Kaya'yı hedef göstermiş, başörtülü kadınların üniver-siteye girme ihtimalini '411 el kaosa kalktı' manşetiyle karşılamış ve daha pek çok zulümde başı çekmiş olsa da bugün hâlâ köşe-sinden -pardon 'nehir kenarı'ndan- gazetecilik ahkâmı kesebiliyorsa, bunu ülkemizde 'rezil olma imkânı'nın yokluğuna borçluyuz. Utanmamış, dün de yine 'talimat gazeteciliği' adı altında, Ak Parti'ye kategorik muhalefet yapmayan gazeteleri hedefine koymuş.

Rezil olamayanı rezil edemeyebiliriz ama hatırlayabiliriz. Aşağıdaki telefon kayıtları, 22.10.1998 tarihinde Özkök ile dönemin dev-let bakanı Güneş Taner (2004'te Türkbank ihalesine fesat karıştırmaktan Mesut Yılmaz'la beraber Yüce Divan'da yargılandı) arasın-daki konuşmadan alınmıştır. Bir dönemin gazetecilik anlayışını görmek bakımından ibretliktir:

Özkök'ün Güneş Taner'le yaptığı telefon görüşmesinin kayıtları ve KAplan'ın yorumunu okumak için