Hikmet Çetinkaya
Cumhuriyet
Doğrudan “Teşekkür ve tebrik” ederek başlıyorum yazıya…
Kime mi?..
Hikmet Çetinkaya’ya…
Neden mi?..
Dünkü Cumhuriyet’te “Dersim Dört Dağ İçinde...” başlığı altında yayımlanan yazısı nedeniyle…
Gazeteciler.com’da bugün, “CHP'nin bütün mal varlığına el konulacak mı?..” başlığı altında yayımlanan analizde “içimiz dışımız Dersim oldu” derken amacım, Dersim Olaylarının tartışılmasından duyduğum rahatsızlık değildi…
İtirazım ve isyanım; 76 yıl önce yaşanmış olaylar üzerinden vıcık vıcık siyaset yapılması, günümüz CHP’sinin hiç hak etmediği şekilde itibarsızlaştırılmaya çalışılmasıydı…
Kimdi bunu yapanlar?..
İktidar partili siyasetçiler ve medya…
Hikmet Çetinkaya mezkûr yazısında; işi medya olan benim bile duymadığım, okumadığım “iğrenç” bir faşizm örneğini anlatıyor…
Gençlerbirliği futbolcusu Deniz Naki’nin koluna “Dersim” dövmesi yaptırdığı için faşistlerin saldırısına uğradığını ve korkup doğduğu Almanya’ya kaçtığını hatırlatıyor…
“Medyamız Deniz Naki olayının üzerine gitti mi?
Genç futbolcuyu kulüp başkanı çıkıp savundu mu, saldırıyı gerçekleştiren, Deniz’i kıyasıya dövenler yakalandı mı?” diye sorguluyor haklı olarak…
Çetinkaya’nın yazısı adeta bir “İnsanlık, yurttaşlık ve millet olma, olabilme” dersi…
Gelin görün ki gericilik, ırkçılık (Türk ya da Kürt ırkçılığı), mezhepçilik, dincilik, particilik (“Partililik“ değil) almış başını gidiyor…
“Cumhuriyetin kaleleri yıkılıyor” diyenler “Cumhuriyetin kalesi olur mu?” diye azarlanıyor…
Lütfen okur musunuz Çetinkaya’yı…
Umuyorum kendisini “Günün Köşe Yazarı” seçtiğim için bana hak vereceksiniz…
Zira…
Sağduyulu seslere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var…