GÜNCEL

Herkesin merak ettiği o soruyu Sözcü Genel Yayın Yönetmeni'ne sordu

Rahmi Turan'ın 'Müthiş Haber' başlıklı yazısı siyaset ve medya dünyasını salladı. Turan'ın 'gizliği kaynağım' dediği Talat Atilla'dan aldığı ve okuyucuları ile paylaştığı haber taraflar tarafından yapılan açıklama ile yalanlandı. Peki Rahmi Turan'ın bu yazısını Sözcü Gazetesi neden yayınladı? Fatih Altaylı bu sorunun yanıtını Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz'a sordu.

Pınar Erden
Pınar Erden[email protected]
Herkesin merak ettiği o soruyu Sözcü Genel Yayın Yönetmeni'ne sordu

Rahmi Turan'ın geçtiğimiz hafta yazdığı 'Müthiş Haber' başlıklı yazısı resmen kıyameti koparttı. Turan'ın gerçeği yansıtmayan 'Beştepe'ye giden CHP'li' iddiasının bu kadar ses getireceğini belliydi. Peki bunu bile bile Sözcü Gazetesi yazıyı neden yayınladı?

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, yaşananlardan ötürü Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz'ın bir hayli üzgün olduğunu ifade etti. Yılmaz'a 'yazıyı neden koydun?' diye sorduğunu belirten Altaylı, “Koysan niye koydun, koymasan niye sansürlüyorsun kardeşim derler” cevabını aldığını ve Yılmaz'ın haklı olduğunu söyledi.

HERKESİN YALANI KENDİNE

Hafta sonu Kapadokya’daydık ya, Sözcü gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da bizimleydi. Hayli üzgündü. Rahmi Turan’ın sorup soruşturmadan yazmasına da, Uğur Dündar’ın kendisini temize çekmesine de.

“Rahmi Bey’in yazdığına yüzde 100 inansam zaten manşet yapardım. Uğur Bey de yalan olduğuna bu kadar eminse keşke Rahmi Bey’i de uyarsaydı” diye dertleniyordu.

“Yazıyı niye koydun?” sorusuna ise “Koysan niye koydun, koymasan niye sansürlüyorsun kardeşim derler” diyordu ki, haklıydı.Ben de günlerdir bu köşede söylediğimi ona da söyledim orada. “Çok takılma. Ne ilk yalan haberdir bu; ne de son olacaktır.”Şimdi bakıyorum da Rahmi Turan’a ve Sözcü’ye dört koldan saldırı. “Rahmi Turan gazeteciliği bıraksın.” Vallahi işin aslını isterseniz Rahmi Turan’ın yaş gereği gazeteciliği bırakması doğru olabilir ama “Kandırıldı” diye gazeteciliği bırakmasını isteyenlerin sicillerine bakmak lazım öncelikle.

Mesela bir başka “meşhur” yalan vardı yakın basın tarihimizde. Söyleyince şıp diye hatırlayacaksınız, meşhuuur “Kabataş Yalanı”. Olmayan bu olayı “Gördüm” diye yazan gazeteciler vardı. Hatırlıyor musunuz? Gözleriyle görmüşlerdi ve içleri acımıştı hani. O yalanı yazanlar mesleği bıraktı mı, yoksa taltif mi edildiler! Mesela biri televizyon programcılığına başladı. Bir diğeri hâlâ sosyete davetlerinin baş köşesinde.Bir başkası etrafta.En namlısı Hürriyet’e transfer olmuştu yalandan sonra.

Birkaçı FETÖ’den kaçak vaziyette. Birkaç kaçmayanı ise saf değiştirip FETÖ avcısı olarak hâlâ ortalıkta. Liste uzun buraya sığdıramam. Merak eden internetten baksın “sıralı tam liste” var orada. O yüzden herkes susup otursun. Herkesin kendi ayıbı var. Her kesimin kendi yalanı ve yalancısı var. İşin özeti şu: At yalanı sevsinler inananı. Olan gazeteciliğe olmuş o da ayrı. Yeni nesil şöyle zannedecek: “Duyduğu her palavrayı yazana gazeteci denir.” Belki de artık doğru tanım bu. Kim bilir!

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar