ANALİZ

Herkes biliyor bir tek o bilmiyor!..

Hakan Arslan kim?.. Hangisinin olduğunu söylemeden sadece “Başbakan Başdanışmanı” diye anılan bir meslektaşımız…

Herkes biliyor bir tek o bilmiyor!..

Davacının aptalı derdini hâkime değil de mübaşire anlatırmış ya…

Bizde de savunmak istediği bir kişiyi övmek isterken o kişiye hakaret eden gazetecilerle dolu ortalık…

Örnek şu son “cumhurbaşkanlığı” ya da, “Ak Partili” olduğunu iddia eden Karar Gazetesi yazarı Hakan Arslan’ın ısrarla dediği şekliyle “Başkanlık” sistemi…

* * *

Hakan Arslan kim?..

Hangisinin olduğunu söylemeden sadece “Başbakan Başdanışmanı” diye anılan bir meslektaşımız…

Yani…

Mevcut Başbakan Yıldırım’ın başdanışmanı mı?..

Bir önceki başbakan Davutoğlu’nun mu?..

Yoksa halen cumhurbaşkanı olan eski başbakan Erdoğan’ın mı danışmanı ben (Halen) bilmiyorum…

Ama…

Erdoğan’ı ve Ak Parti hükümetlerini savunmasından anlıyorum ki Ak Parti genel başkanlarından birinin başbakanlığı döneminde başdanışman…

* * *

Hakan Arslan; “patronlarımı soyadıma yakışır bir şekilde savunuyorum” diye düşünebilir…

Ama…

Hayır…

Aksine çok kötü savunuyor…

Savunmaktan öte…

Bilhassa Erdoğan’a, hayatı boyunca içine girmediği; sokulmak istendiğinde bile reddettiği bir “karakter elbisesi” giydirmeye çalışıyor…

* * *

Hakan Arslan’ın Erdoğan’a zorla giydirmeye çalıştığı “karakter elbisesi” şöyle…

Erdoğan, zoru görünce korkar, gerçek düşüncelerini saklar…”

Erdoğan, amacına erişmek için gerçek niyetini belli etmez…”

Erdoğan, korkunca söylediği sözleri yer…”

* * *

Yahu arkadaş…

Sen belli ki demokrasi (Çok partili...) dönemin “en uzun süre” başbakanlık yapan siyasetçisi olan…

Ve…

Cumhuriyet tarihinde ilk kez halk tarafından seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ı hiç tanımamışsın…

Veya…

Tanıdığını zannetmiş olabilirsin ama acayip yanlış tanımışsın…

* * *

Bugüne kadar Erdoğan hariç bütün eski başbakanlar bazı konularda niyetlerini saklamışlardır…

İçlerinden geçenleri değil o anda söylemeleri gerekenleri söylemişlerdir…

Dokuz da değil; doksan dokuz kere yutkunanları vardır içlerinde…

Ancak…

Sadece ve sadece Erdoğan; o anda aklına gelen her şeyi söyler…

Hiç kimseden korkmaz da çekinmez de…

* * *

İsrail Cumhurbaşkanı’na hem de canlı yayında ettiği hakareti unuttun mu?..

Bülent Arınç ve Ertuğrul Günay söylediği bir cümleyi tevil etmeye kalkıştıklarında “bırakın bu işleri kardeşim, ben aynen de halkımın anladığı gibi söyledim” demedi mi?..

Dolmabahçe mutabakatının imzalandığı ve Ak Parti - HDP yetkililerinin mutluluk ve zafer fotoğrafı çektirip yayımladıkları gün: “Ne mutabakatı kardeşim?.. Mutabakat falan yok” demedi mi?..

AB ülkelerinin en güçlü başbakanlarına…

Ve hatta…

ABD ile Rusya devlet başkanlarına fırça atmadı mı?..

Ne yani?..

Bugün, dünya demokrasilerinin “en cılız ve güçsüz” muhalefet partilerinden mi korkacak?..

Eyvah!.. Ya bana saldırırlarsa?” diye telâşlanıp, gerçek fikrini mi saklayacak?..

Hadi canım sen de…

* * *

Demek istemem o ki…

Erdoğan da biliyor ki yeni kurulacak sistem “Başkanlık”…

Ama…

Yeni düzenlenecek anayasa değişikliklerinde sistemin adına “Cumhurbaşkanlığı” denilecek…

Aksi halde sadece 12 madde değil; mevcut anayasada, içinde “cumhurbaşkanı” geçen bütün maddelerde (ki, madde sayısı 40’ın üzerinde olmalı.) “başkan” diye değişiklik yapılması gerekecek…

Ve her madde ayrı ayrı görüşülüp oylanacak…

Bu ise neredeyse bir yıl sürer…

O nedenle sistemin adı değişmeyecek…

* * *

Ama…

Hakan Arslan’ı ya da Ak Parti – MHP uzlaşmasının bozulacak olmasından korkanları dinleyenler de sanacak ki, Erdoğan, Bahçeli’den korktuğu için sistemin adının “cumhurbaşkanlığı” olmasını kabul etti…

* * *

Yahuuuu…

Erdoğan bugüne kadar kimden korktu ki Bahçeli’den korkacak?..

Yok kardeşim… Sistemin adı eğer başkanlık olmayacak, bana başkan denilmeyecekse kalsın, istemiyorum” deyiverir…

* * *

Kimileri; “Erdoğan niye böyle söylemiyor?” diye itiraz edebilir…

İyi de arkadaş…

Bunu kendisine sordunuz da mı söylemedi?..

* * *

Ve bir de şu…

Hakan Arslan, Erdoğan’ın, 2013 Türkçe Olimpiyatları’nda o zamanki adıyla Gülen’in adını vermeden, “dön artık da şu hasret bitsin” çağrısında “gizli bir hesaplaşma” olduğunu iddia ediyor…

E vallahi “pes” yani…

Yahu…

Erdoğan’ın “dön artık da şu hasret bitsin” deyişini “gel buraya gel de hesaplaşalım” diye tercüme etmek; Erdoğan’ın mert, sözünü yalamaz karakterini hiç tanımamak, ona hakaret etmektir…

* * *

Ve…

Erdoğan’a bugün, o çağrısı hatırlatılsa, “Evet kardeşim… O gün için o adamın bir canavar olduğunu bilmiyordum… O günkü hatam için Allah beni affetsin” diyeceğini bütün dünya biliyor…

Ama…

Başdanışmanlığını yaptığı söylenen Hakan Arslan bilmiyor…

Bir kere daha “pes” yani…

Yakup MURAT

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar