MEDYA KÖŞESİ

Her insan kendi heykelini yontar

Doğan Akın Taraf gazetesindeki köşesinde, Derya Sazak'ın geçmişte yazdıklarını ard arda sıraladığı yazısında, yaşananları İlhan Selçuk'un "Her insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar!" sözleriyle yorumladı.

Her insan kendi heykelini yontar
GAZETECİLER.COM - Hasan Cemal, Milliyet ve Derya Sazak son günlerde medyanın en çok konuştuğu isimler.

"İmralı Zabıtları" haberi sonrası Başbakan Erdoğan'ın "batsın böyle gazetecilik" sözlerine "Gazete yapmak ayrıdır, devlet yönetmek ayrıdır. Kimse kimsenin işine karışmasın!" diyen Hasan Cemal'e önce gazetesinin patronajı tarafından  "iki hafta yazmama cezası" verilmişti.

Gerilimin üst düzeye tırmandığı gazeteden Derya Sazak'ın tepki gösterdiği, gazeteye gelmediği, hatta gazeteden istifa ettiği/edeceği söylentisi yayıldı önce ama görüldü ki bunların gerçekle alakası yoktu.

Deyim yerindeyse olan Hasan Cemal'e oldu. Gönderdiği yazının yayımlanmayacağı  bildirilmesi üzerine Milliyet'ten ayrıldı.

DERYA SAZAK İSTİFA ETMEDİ HASAN CEMAL'İ KOVDU

Derya Sazak, kendisi istifa etmediği gibi, Hasan Cemal'in istifa etmesinde de önemli rol oynadı. Hasan Cemal'le 15 yıl çalıştığı gazetesinin yollarının ayrıldığını ilan etti. Ardından oklar patronun üzerine yönelince, Demirören'in "haberi yok yazıyı ben yayınlamadım" diyerek sorumluluğu üstlendi.

T24 sitesinin genel yayın yönetemeni Doğan Akın Taraf gazetesindeki köşesinde, Derya Sazak'ın geçmişte  yazdıklarını ard arda sıraladığı yazısında “Eski dönemde” olanların devamı niteliğinde olaylar yaşanıyor" dedi ve yaşananları İlhan Selçuk'un "Her insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar!" sözleriyle yorumladı.

İşte Derya Sazak'ın bugüne dek köşesinde yazdıklarından bir demet:

BEKİR COŞKUN OLAYI OTOSANSÜRÜ KÖRÜKLEYECEK

Bekir Coşkun’un gazetesiyle ilişiğinin kesilmesi, “yazamaz” duruma düşürülmesi.

Gazetecilere Özgürlük Platformu bu durumu kınayan bildiri yayımlayarak Coşkun’un siyasi iktidarın baskısıyla susturulduğunu savundu. İktidarı rahatsız eden kalemlerin ve yayınların “bertaraf” edilmesine başlandığı düşüncesinde meslek örgütleri. Daha kötüsü Bekir Coşkun olayının medyada “otosansür”ü körükleyeceğinden endişeliler.

» (Milliyet yazarı Derya Sazak 30 Eylül 2010)

28 ŞUBATTA TEK BİR MESLEKTAŞIMIZI BİLE GENERALLERE TESLİM ETMEDİK

Biz tek bir arkadaşımızı bile o dönemde 28 Şubat generallerine teslim etmedik. (...) Belki serpintiler o dönem bütün gazetelerin üzerine olduğu gibi bize de düşmüş olabilir, ama ben kendi adıma meslektaşlarımı korudum. Hiçbir arkadaşımı işinden gücünden etmedim.

» (Milliyet yazarı Derya Sazak 6 Aralık 2010)

Medya grupları üzerinde toplam varlıklarını aşan milyarlarca dolarlık vergi davalarının ABD ve AB tarafından “oto sansür” olarak değerlendirildiği olgusu yeni değildir.

» (Milliyet yazarı Derya Sazak 18 Şubat 2011)

OTOSANSÜR RAPORLARA YANSIYOR

Türkiye basın özgürlüğü liginde 112. sıraya gerilemiş. ABD’de bulunan Freedom House’un 3 Mayıs’ta yayımladığı “Basın Özgürlüğü 2011: Küresel Medya Bağımsızlığı Araştırması”na göre “yarı özgür” ülkeler arasında sayılıyoruz.

(...)

Ortada acıklı bir tablo var:

(...)

Gazeteciler, editörler ve medya sahipleri üzerindeki “oto sansür” uluslararası raporlara yansıyor.

» (Milliyet yazarı Derya Sazak 5 Mayıs 2011)

EDİTORYAL BAĞIMSIZLIK DENETİM ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

Sorunu çatışma alanına taşıyarak, demokratik çözümlerin önünü tıkayanlar, medyanın baskı altına alınmasına da ortam hazırlarlar.

Türkiye’de sürüklendiğimiz nokta da budur.

Gazetelerin editoryal bağımsızlığı, “terör” gerekçesiyle denetime alınmak istenmektedir.

Başbakanlık’taki toplantıdan yansıyan bilgilere göre “medyanın kendi arasındaki tartışmalara bırakılmaksızın” önlemlerin hükümet tarafından belirlenmesi isteği toplantıdaki kimi yayıncılardan gelmiştir!..

» (Milliyet yazarı Derya Sazak 23 Ekim 2011)

İKTİDARLAR DEMOKRASİLERDE BÖYLE SÖYLEMLERDEN KAÇINIRLAR 

Olaylar karşısında medyayı suçlamak Türkiye’de bir “yönetim klasiği” haline geldi.

Terör nedeniyle Başbakan, “Büyütmeyin, görmezlikten gelin” diyor...

Demokrasilerde ve açık rejimlerde iktidarlar medya üzerinde “sansür-otosansür” algısı yaratmaya dönük söylemlerden kaçınırlar.

» (Milliyet Okur Temsilcisi Derya Sazak 10 Eylül 2012)

GAZETECİLİĞİN ÜSTÜNE ÖRTÜLEN ŞALI KALDIRACAĞIZ

Ana akım gazeteler arasında saygın bir yeri olan Milliyet’te yayın yönetmeni değişikliğiyle birlikte yeni bir sayfa açıyoruz. Sansür, otosansür, iktidar ve güç ilişkileri öne sürülerek gazeteciliğin üzerine örtülmek istenen “şal”ı kaldıracağız.

» (Milliyet yazarı Derya Sazak 22 Ekim 2012)

Bülent Ecevit’le savaş ortamında üç kez Saddam Hüseyin’e gittik. Türkiye’nin savaş politikasını alt üst eden bir yayıncılık yaptık. O zaman da Turgut Özal beni gazete sahibine şikâyet ederek yayınları engellemeye, gazeteden çıkarmaya uğraştı. Bunlar gazetecilikte başa gelebilecek şeyler. Ama sizin haberiniz sağlamsa bunun sonuna kadar yanında durusunuz.

» (Milliyet Ankara Büro Şefi Derya Sazak 2 Kasım 2012)

HASAN CEMAL'E SINIR TANIMAZ GAZETECİLİĞİ İÇİN TEŞEKKÜRLER

Kürt sorunu ve Kuzey Irak denilince akla ilk gelen gazeteci yazarlar arasındadır Hasan Cemal. Hasan ağabey, masa başında oturmayı sevmez. Onun gazetecilik anlayışı “sınır tanımaz!”

İstanbul’da “canı sıkıldığında” sahaya çıkar, Namık’ı da yanına alarak, Güneydoğu’yu, Kuzey Irak’ı dolaşır. Dağ tepe demez Kandil’e uzanır. Barış için yazar. Bu defa Barzani ve Talabani ile görüştü. (...) Tarihe not düştü. (...) Televizyonlar, internet siteleri ve dış basında hayli yankı buldu Hasan Cemal’in röportajları.

Meslek ustamız bir yazarın genç bir muhabir heyecanıyla yollara düşüp yaptığı röportajları için Hasan Cemal’e Yazı İşleri ve okurlarımız adına teşekkür ediyoruz.

» (Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak 19 Kasım 2012)

BATSIN SENİN GAZETECİLİĞİN

Bu süreç hassas bir süreç. (...) Eğer böyle gazetecilik yapacaksan, batsın senin gazeteciliğin...

» (Başbakan Tayyip Erdoğan 2 Mart 2013)

HASAN CEMAL BÖYLE OLACAĞINI BİLİYORDU

Hasan Cemal, salı günü yazılarına başlayacaktı.

Başbakan’a yanıt ve “medyadaki sermaye yapısını” sorgulama konusundaki ısrarı nedeniyle, yayımlamadım. Erdoğan’a yanıtını zaten 2 Mart’ta vermiştik. Erdoğan Demirören’le ilgili tercihimizi ise aylar öncesinde topluca yapmıştık. Kürt meselesinin çözüm süreciyle medyada yüzyıllık kavram olan “sermaye yapısı” tartışmasının herhalde zamanı değildi!

Hasan Cemal, o yazıda ısrarın gazeteyle “vedalaşmak” olacağını biliyordu.

» (Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak 25 Mart 2013)