Hepsinin benden özür dilemelerini bekliyorum…
Demirören hem Başbakan’dan çok korkuyor ve hem de “tasarruf tedbiri” uygulamak istiyorsa neden; Başbakan’ın değer verdiği Prof. Sancar’ı kovuyor?..
Duydunuz mu bilmem…
Başbakan Erdoğan tarafından Akil İnsanlar Heyeti’ne seçilen Prof. Mithat Sancar Milliyet’ten kovuldu…
Başbakan’ın Milliyet’ten ya da diğer gazetelerden yazar kovdurduğunu söyleyenler bakalım şimdi neler yazacaklar?..
Meselâ dürüstlük gösterip de:
“Başbakan, Akil İnsan olarak atadığı Pof. Mithat Sancar’ı, Milliyet’in patronu Erdoğan Demirören’in hışmından koruyamadı” falan derler mi?..
Tabii ki demezler…
Çünkü çifte standartçıdırlar…
Çünkü “yalan” uydurup inanmak ve uydurdukları “yalan” üzerinden yorum yapmakta mahirdirler…
Ey güzel insanlar!..
Üzüldüğümde benimle üzülen…
Mutluluklarımı paylaşarak çoğaltan…
Uğradığım hakaretler için dert yandığımda bana moral veren güzel insanlar!..
Hatırlayacaksınız…
Nuray Mert, Hasan Cemal ve Can Dündar'ın bir tek kere olsun “bizi Başbakan kovdurmadı; patron kovdu” diye yazdıklarını göremezsiniz… Sürekli aynı havayı bastılar: “Beyefendi (Başbakan) kovdurdu”… Neden?.. Kovulurken müthiş tazminatlar aldılar da ondan… Yani… Patron; kendilerini Başbakan’ın kovdurduğuna kamuoyunu ikna edebilmeleri için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadı… Peki… Semih Ediz bu arkadaşlardan daha önce kovulmadı mı Milliyet’ten?.. Biliyor musunuz?.. İdiz’i de Erdoğan Demirören kovdu… Ve gerekçe aynı idi: Kürt Hareketi’ne fazla sıcak bakması… İdiz, efendilik etti, diğerleri gibi “Beni Başbakan kovdurdu!” diye cazgırlık yapmadı… Tabii ki ötekiler gibi parayı da kapamadı… Yuh ulan dünya!.. Senin adaletin varsa; Hitler, Hz. Ömer’in reenkarnasyonu olmalıydı yani… |
Gazeteciler.com’da, 5 Ağustos 2013 tarihinde “Kovuldular mı?.. Kovduruldular mı?” başlığı altında yayımlanan makalemde; Nuray Mert, Hasan Cemal ve Can Dündar’ın Başbakan tarafından kovdurulduğuna ilişkin iddiaların “yalan/uyduruk” olduğunu belirtmiştim…
Çünkü biliyordum ki üçünü de Milliyet’in sahibi Erdoğan Demirören bizzat kovmuştu…
Hatta…
Başbakan’ın kimi yakın çalışma arkadaşlarının (meselâ Genel başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik) “sakın kovma, Sayın Başbakanımızdan bilirler” diye rica etmelerine rağmen bizzat Erdoğan Demirören tarafından kovulduklarını yazmıştım…
Gerekçeyi de belirtmiştim:
Üç yazar da Erdoğan Demirören’in yıllardır karşı çıktığı Kürt Hareketi’ne destek verdikleri için kovulmuşlardı…
Tabii ki hemen saldırıların hedefi olmuştum…
Saldırganlar, Başbakan’ı koruyarak kendisine yalakalık yaptığımı yazıyorlardı maillerinde…
Yani…
Saldırganlar, hem de utanmadan, sıkılmadan; yeri geldiğinde Başbakan’ı da, yakın çevresini de eleştirmekten çekinmeyen ABO’yu, Başbakan’a yalakalık yapmakla suçluyorlardı…
Tabii ki asıl amaçları “Başbakan’ın yalakası” diyerek üzerimde “baskı” kurmak ve beni Başbakan’ın uğradığı haksızlıkları yazmaktan caydırmaktı…
Neden?..
Çünkü çok çirkin ve kirli bir oyun başlatılmıştı…
Hayatında bir defa bile seçim kaybetmemiş; haliyle iktidar gücünü yeni seçilenlere bırakmak zorunda kalmamış bir Başbakan’ın “diktatör” olduğunu bütün beyinlere kazımak istiyorlardı…
Yani; ortada bir diktatör yoktu…
Yoktu ama kirli beyinler; “bu Başbakan seçimi kaybederse iktidarı vermez; ülkeyi dikta rejimine sürükler” korkusunu halkın yüreğine yerleştirmek istiyorlardı…
İşte o “çirkin ve kirli” oyunu bozuyordum…
Yalanlar, iftiralar üzerine bina edilmiş bir siyaset mühendisliğinin pergellerini, cetvellerini ve bilumum alet edevatını alıyordum ellerinden…
Bu oyunu bildiğim ve adil olduğum için tabii ki kirli oyunlarını deşifre etmekten vazgeçmedim…
Ey güzel insanlar!..
İftiraya uğrayan düşmanım da olsa; yanında durur, bütün zehirli iftira oklarını onunla birlikte karşılarım…
Müfteriyi isterse evlâdım olsun asla affetmem…
“Nuray Mert, Hasan Cemal ve Can Dündar’ı Başbakan kovdurdu” yalanlarına karşı duruşum işte bu ilkelerim nedeniyledir…
Nitekim “Nuray Mert, Hasan Cemal ve Can Dündar’ı Başbakan kovdurmadı; gazetenin patronu kovdu” haberim ilerleyen günlerde doğrulandı…
Dün ise iyice pekişti…
Nasıl mı?..
Dedim ya…
Erdoğan Demirören; Başbakan’ın bizzat, Akil İnsan olarak atadığı Pof. Mithat Sancar’ı da kovdu…
Neymiş?..
Prof. Mithat Sancar, “tasarruf tedbirleri” çerçevesinde işten çıkarılmışmış…
Yahu olur ama bu kadar saçma bahane de olmaz…
Duyan da Sancar’a diğer birçoğuna olduğu gibi “çuvalla” maaş verildiğini zannedecek…
Yahu efendiler!..
Demirören madem tasarruf tedbiri yapacak, neden; ayda en çok 2.000.—lira maaş verdiği bir bilim adamını, hem de Başbakan’ın çok değer verdiği saygın bir bilim adamını kovsun?..
Biliyor musunuz?..
Türk medyasının en köklü laik cumhuriyetçi yazarlarından biri olan ve Başbakan Erdoğan ile hükümeti hakkında yaptığı ağır eleştirilerle tanınan Hasan Pulur; gazete Doğan Gurubu’nun malı iken yıllanmış bir Renault Megan otomobille gidip geliyordu işe…
Peki…
Ya bugün?..
Bugün ise altında bizzat Demirören tarafından tahsis edilmiş 2013 model, özel şoförlü lüks bir otomobil ile gidip geliyor…
Yani…
Demirören hem Başbakan’dan çok korkuyor ve hem de “tasarruf tedbiri” uygulamak istiyorsa neden; Başbakan’ın değer verdiği Prof. Sancar’ı kovuyor?..
Başbakan’ın ve Kürt Hareketi’nin tescilli muhalifi laik cumhuriyetçi Hasan Pulur’a tahsis ettiği otomobilin şoför ve akaryakıt masrafı; Sancar’a ödenen maaşın en az üç katıdır…
Erdoğan Demirören madem Başbakan Erdoğan’dan bu kadar korkuyor…
Neden Başbakan’ın sevdiği saydığı, değer verdiği ve Akil İnsan olarak seçtiği Prof Sancar’ı kovuyor da; Başbakan’ın ve Kürt Hareketi’nin tescilli muhalifi laik cumhuriyetçi Hasan Pulur’u kovmak bir yana ödüllendiriyor?..
Ey güzel insanlar!..
Bilir misiniz ki; Erdoğan Demirören’in bugünkü Milliyet’te en çok sevdiği dört yazar kimlerdir?..
Ben söyleyeyim size:
- Hasan Pulur
- Melih Aşık
- Fikret Bila
- Güngör Uras…
Neden?..
Çünkü bu dört yazar Erdoğan Demirören’in “ruh ve ideolojik ikizleri” gibidirler…
Erdoğan Bey sahibi olduğu Milliyet’i sabahları eline aldığında ilk olarak bu dört yazarın neler yazdığını okur…
Sonra da hükümete yönelik eleştirileri ve Laik cumhuriyete bağlılıkları nedeniyle tebrik eder…
Hâsılı ey güzel insanlar!..
Nuray Mert, Hasan Cemal ve Can Dündar’ı Başbakan'ın kovdurmadığını…
Bizzat gazetenin sahibi Erdoğan Demirören'in kovduğunu…
Gerekçenin de "Kürt Hareketi'ne verdikleri aşırı destek” olduğunu yazdığımda; "Başbakan'ı korumak için yalakalık yapıyorsun" diyenler; Mithat Sancar'ın Kürt Hareketi önderleriyle yaptığı görüşmelerden sonra “tasarruf tedbiri”(!) bahanesiyle kovulması üzerine bakalım benden özür dileyecekler mi?..
Bekleyeceğim…