Hem cemaati hem iktidarı çok kızdıracak
Ahmet Altan son gözaltılara sert çıktı, "iktidar-cemaat-polis' diye yazıp karşımızda iki ayrı Ergenekon mu var dedi...
GAZETECİLER.COM - Taraf Gazetesi bu kez farklı bir safta...
"ERGENEKON BU MU!" manşetini atan Taraf'ta dikkat çeken yazı da başyazarı ve gazetenin Genel Yayın yönetmeni Ahmet Altan'ın imzasını taşıyor.
Altan'ın özellikle bazı satırları hem iktidarı hem cemaati hem de polisi kızdıracak cinsten...
Çünkü diyor ki:
"Eğer "siyasi iktidar, cemaat, polis" koalisyonu böyle hukuk dışı bir eyleme bulaşıyorsa, bu, Ergenekon'un varlığını bazılarının söylediği gibi "kuşkulu" duruma düşürmez, karşımızda dövüşmemiz gereken iki ayrı "Ergenekon" olduğunu gösterir."
"BU NASIL İŞ..." başlıklı bir yazı kaleme alan Ahmet Altan şunları yazdı:
"(...) isimlere bakıldığında, insan kaçınılmaz olarak "ne oluyor" diye soruyor.
Niye bu insanlar gözaltına alındı?
Kimle konuştuysam kafası karışık, net bir cevap verebilen kimse yok.
"Ergenekon'un medya bacağını yakalıyoruz" diye gidip Oda TV'nin elemanlarıyla, polisle ilgili kitaplar yazmış muhabirleri yakalarsanız, kuşkulu sorular yaratırsınız.
Gözaltına alınan muhabirlerden bir kısmı polisin kendi iç çekişmelerinde taraf olmuş olabilirler, bir tarafın sözcülüğüne soyunup kitap da yazmış olabilirler ama bunun Ergenekon'la ne ilgisi var?
CEMAATE İMALI GÖNDERME
"Üstelik gözaltına alınanlar arasında öyle bir isim var ki duyan herkesi şaşırtıyor.
Ahmet Şık. Şık, Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte Ergenekon konusunda en dürüst, en kapsamlı, en açıklayıcı kitaplardan birini yazmış bir gazeteci.
Nokta dergisinde, "Darbe Günlüklerini" ortaya çıkartan ekibin önemli bir parçası.
(...) Şık'ın yazdığı yeni kitabın, "polis içindeki cemaatçi yapılanmayla" ilgili olduğu söyleniyor. Eğer bu gazeteci, ortada ciddi bir belge, bir bilgi, bir kanıt yokken sadece böyle bir kitap yazdığı için gözaltına alındıysa; bunun altından ne hükümet, ne Adalet Bakanı, ne İçişleri Bakanı, ne savcı, ne polis, ne de "cemaat" kalkabilir.
Bu ülkede Ergenekon'un yakalanmasını isteyenler, özgürlüğün, demokrasinin, hukukun, halk iradesinin önünde hiçbir karanlık güç kalmasın diye istiyorlar.
Hükümeti ya da polisi ya da cemaati kızdıranlar bir punduna getirilip susturulsunlar diye değil.
NEDİM ŞENER HAKKINDA...
Polisle ilgili bir başka kitap yazmış olan Nedim Şener'in de bir "intikama" kurban gittiği ileri sürülüyor. Demokrasinin ve hukukun hüküm sürdüğü hiçbir ülkede bir gazeteci, bir yazar, bir muhabir, yazdıklarından, fikirlerinden dolayı "örgüt üyesi" diye gözaltına alınamaz.
Niye gözaltına aldınız bu insanları?
Ergenekon üyesi olduklarına dair elinizde inandırıcı belgeler ve kanıtlar var mı?
Eğer bu kanıtlar ortaya konmazsa, "hükümetin, cemaatin ve polisin" kendilerine muhalif olarak gördükleri insanları "Ergenekon üyeliğini" bahane ederek susturduğu iddiası fevkalade inandırıcı bir hale gelecektir. Eğer "siyasi iktidar, cemaat, polis" koalisyonu böyle hukuk dışı bireyleme bulaşıyorsa, bu, Ergenekon'un varlığını bazılarının söylediği gibi "kuşkulu" duruma düşürmez, karşımızda dövüşmemiz gereken iki ayrı "Ergenekon" olduğunu gösterir.
"ERGENEKON BU MU!" manşetini atan Taraf'ta dikkat çeken yazı da başyazarı ve gazetenin Genel Yayın yönetmeni Ahmet Altan'ın imzasını taşıyor.
Altan'ın özellikle bazı satırları hem iktidarı hem cemaati hem de polisi kızdıracak cinsten...
Çünkü diyor ki:
"Eğer "siyasi iktidar, cemaat, polis" koalisyonu böyle hukuk dışı bir eyleme bulaşıyorsa, bu, Ergenekon'un varlığını bazılarının söylediği gibi "kuşkulu" duruma düşürmez, karşımızda dövüşmemiz gereken iki ayrı "Ergenekon" olduğunu gösterir."
"BU NASIL İŞ..." başlıklı bir yazı kaleme alan Ahmet Altan şunları yazdı:
"(...) isimlere bakıldığında, insan kaçınılmaz olarak "ne oluyor" diye soruyor.
Niye bu insanlar gözaltına alındı?
Kimle konuştuysam kafası karışık, net bir cevap verebilen kimse yok.
"Ergenekon'un medya bacağını yakalıyoruz" diye gidip Oda TV'nin elemanlarıyla, polisle ilgili kitaplar yazmış muhabirleri yakalarsanız, kuşkulu sorular yaratırsınız.
Gözaltına alınan muhabirlerden bir kısmı polisin kendi iç çekişmelerinde taraf olmuş olabilirler, bir tarafın sözcülüğüne soyunup kitap da yazmış olabilirler ama bunun Ergenekon'la ne ilgisi var?
CEMAATE İMALI GÖNDERME
"Üstelik gözaltına alınanlar arasında öyle bir isim var ki duyan herkesi şaşırtıyor.
Ahmet Şık. Şık, Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte Ergenekon konusunda en dürüst, en kapsamlı, en açıklayıcı kitaplardan birini yazmış bir gazeteci.
Nokta dergisinde, "Darbe Günlüklerini" ortaya çıkartan ekibin önemli bir parçası.
(...) Şık'ın yazdığı yeni kitabın, "polis içindeki cemaatçi yapılanmayla" ilgili olduğu söyleniyor. Eğer bu gazeteci, ortada ciddi bir belge, bir bilgi, bir kanıt yokken sadece böyle bir kitap yazdığı için gözaltına alındıysa; bunun altından ne hükümet, ne Adalet Bakanı, ne İçişleri Bakanı, ne savcı, ne polis, ne de "cemaat" kalkabilir.
Bu ülkede Ergenekon'un yakalanmasını isteyenler, özgürlüğün, demokrasinin, hukukun, halk iradesinin önünde hiçbir karanlık güç kalmasın diye istiyorlar.
Hükümeti ya da polisi ya da cemaati kızdıranlar bir punduna getirilip susturulsunlar diye değil.
NEDİM ŞENER HAKKINDA...
Polisle ilgili bir başka kitap yazmış olan Nedim Şener'in de bir "intikama" kurban gittiği ileri sürülüyor. Demokrasinin ve hukukun hüküm sürdüğü hiçbir ülkede bir gazeteci, bir yazar, bir muhabir, yazdıklarından, fikirlerinden dolayı "örgüt üyesi" diye gözaltına alınamaz.
Niye gözaltına aldınız bu insanları?
Ergenekon üyesi olduklarına dair elinizde inandırıcı belgeler ve kanıtlar var mı?
Eğer bu kanıtlar ortaya konmazsa, "hükümetin, cemaatin ve polisin" kendilerine muhalif olarak gördükleri insanları "Ergenekon üyeliğini" bahane ederek susturduğu iddiası fevkalade inandırıcı bir hale gelecektir. Eğer "siyasi iktidar, cemaat, polis" koalisyonu böyle hukuk dışı bireyleme bulaşıyorsa, bu, Ergenekon'un varlığını bazılarının söylediği gibi "kuşkulu" duruma düşürmez, karşımızda dövüşmemiz gereken iki ayrı "Ergenekon" olduğunu gösterir.