Hayrettin Karaman'dan tartışılacak şeriat çıkışı!
Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman, bugünkü yazısında devletten bir kesimin talepleri doğrultusunda bütüncül bir düzenleme yapmasını beklemenin hata olacağını ve verilen özgürlük çerçevesinde Müslümanların "ceza hukuku" dışında şeriat kurallarına göre yaşayabileceğini belirtti.
Tartışmalı dini konularda yazdığı yazılarla gündeme gelen Hayrettin Karaman, bugünkü yazısında, Müslümanların ceza hukuku dışında şeriata göre yaşayabileceklerini söyledi.
Devletin bu özgürlüğün alt yapısını oluşturması gerektiğini ifade eden Karaman'a göre, bir kesimin talepleri doğrultusunda topyekün bir değişim mümkün değil.
İşte Hayrettin Karaman'ın şeriat yazısı:
Bu durum karşısında hikmet ölçüleri içinde düşünen iyi niyetli insanımızın beklentilerini ölçülü tutmaları gerekiyor.
Evet, adalet, dînî ve millî eğitim, kültür, aile, ahlak ve âdâb konularında bana göre de haklı şikayetler var; ama bunların kısa zamanda belli bir kesimin istek ve anlayışına göre kökten değişmesi ise muhaldir.
Bu manada bir değişimi devletten beklemek de doğru değildir; çünkü devlet bütün kesimlerin devletidir.
Peki devletten ve iktidardan ne beklenebilir?
Herkese ve her kesime yolunda yürüyebilmeleri için gerekli hak ve hürriyeti vermesi beklenebilir.
Devlet bunu yaparsa gerisi her bir kesimin sivil toplum parçaları olarak yapacakları faaliyetlere, gayretlere, fedakârlıklara kalır. Kim daha çok, düzenli, planlı, programlı, hakikat bilgisine dayalı, ayakları yere basan faaliyet gösterirse gelecekte üstün söz sahibi de o olur.
Bundan önceki birçok iktidar döneminde İslâmî kesimin ayaklarında maddi ve manevi hareketlerini engelleyen bağlar, bukağılar, prangalar vardı. Bu iktidar bunları teker teker çözdü, şimdi iyi Müslümanlar olabilmek için maddi ve manevî neye ihtiyacımız var ise mevcuttur. İnsanların kendi aralarında anlaşarak -ceza alanı hariç- birçok alanda ve ilişkide şeriat kurallarını uygulamalarına da engel yoktur. Değişim için en önemli araç eğitim ve öğretim ise -ki, bence de öyledir- çocukların okul çağı öncesine ait okullardan üniversiteye kadar her kademede okul açmak, mevcut okullar içinden de amaca uygun olanlarını seçmek mümkündür.
Eğer İslâmî kesim, mevcut şartlar içindeki iktidara, “şu veya bu derecede ve manada ötekini” tut beni bırak, ötekinden al bana ver, ona yasak getir bana hürriyet… diyorsa ve bunu bekliyorsa ölçüyü kaçırmış demektir. İktidar, yukarıda tasvir ettiğim şartlar ne kadarına imkân veriyorsa ancak o kadarını yapabilir; daha fazlasının şimdilik aşılamaz engelleri vardır. Bu engelleri her bir Müslüman kendine düşeni eksiksiz yaptığı zaman ve eşyanın tabiatının gerektirdiği kadar da süreler tamamlandıkça yapabilecektir.