Hayrettin Karaman'dan Cübbeli'ye: 'Yalan cübbeye de girse...'
Hayrettin Karaman, Cübbeli Ahmet Hoca'nın sözlerini "Yalancı hangi kılığa girerse girsin fasıktır, sözüne ve tanıklığına itibar edilmez." diyerek karşıladı.
Cübbeli Ahmet Hoca'nın geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman'a zehir zemberek sözlerle yüklenmesinin ardından, Karaman bugünkü köşesinden Cübbeli'ye 'Yalan cüppeye de girse yalandır" mesajıyla cevap verdi.
"YALANCI HANGİ KILIĞA GİRERSE GİRSİN FASIKTIR"
Hayrettin Karaman'ın yeni kitap yayımlayıp, eski kitaplarındaki sözlerini reddedeceğini açıkladığını belirten Cübbeli Ahmet Hoca, "Hayrettin Karaman, 'Yeni kitap çıkarıyorum, ona bakın. Öbürlerini sahiplenmiyorum, yeni kitabı sahipleniyorum' diyor. Gelmişsin 80 yaşına, gerinin tümünü reddediyorsun! Vah demek ki seni bu seneye kadar seyredenlere, vah seni izleyenlere!" sözleriyle Karaman'a yüklenmişti. Karaman bu sözleri "Yalancı hangi kılığa girerse girsin fasıktır, sözüne ve tanıklığına itibar edilmez." diyerek karşıladı.
"KİTAPLARIM SENİN BOYUNU AŞMIŞTIR"
Karaman Cübbeli'ye yönelttiği sert yazısında, "Ben elli yıldır yazıyorum, kitaplarım ve yazılarım senin boyunu aşmıştır, kitaplarımdan ve yazılarımdan rücu etmiş değilim; bir veya birkaç meselede hata ettiğim sabit olursa ondan elbette rücu ederim, ictihadda hatanın da sevabı vardır. Avanak olmayanlar bu kitapları ve yazılarımı okuyor ve takdir ediyorlar. Sen ise adını andığım “Diyalog ve Necat Tartışmaları” isimli kitabımı, madem bu konuda konuşuyor ve yazıyorsun, yalan ve iftira ile kul hakkına girmemek için okumaya mecbursun." dedi.
CÜBBELİ: BATIL BİR PATLADI MI...
Cübbeli Ahmet Hoca, bu haftaki sohbetinde Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman'a çok sert çıkışmış; AK Parti-Cemaat kavgasından sonra Hayrettin Karaman ve Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın ayrı düştüğünü dile getirmiş, "Daha ahirete gitmeden burada birbirinden beri olmaya başladılar. Çünkü batıl böyledir, çelişkiler yumağıdır. Batıl bir patladı mı hepsi birbirinden ayrı yere düşer" demişti.
İŞTE KARAMAN'IN CÜBBELİ'YE YANIT VERDİĞİ O YAZISINDAN ÇARPICI SATIRLAR:
Yalancı diyor ki:
“E şimdi Hayrettin Karaman da ne demeye başladı, ‘Onlar alıntı, malıntı orada yanlış şeyler anlaşılabilir. O yanlış anlamaya müsait falan falan. Ne olacak? Yeni kitap çıkarıyorum, ona bakın. Öbürlerini sahiplenmiyorum, yeni kitabı sahipleniyorum. Gelmişsin 80 yaşına, gerinin tümünü reddediyorsun! Vah demek ki seni bu seneye kadar seyredenlere, vah seni izleyenlere! ...şimdi yeni kitap çıkacak!’ Vay seni uyanık, ne derler ona, tatlısu kurnazı mı? Hem yeni kitabı sattıracak. Biz de avanaktık. Sakın ha, ben okuyacağım, durumu ben size arz ederim. Bizi de buldu enayi...”
Peki bu yalanı benim hangi ifademi çarpıtarak söylüyor?
Yalanlarına cevap verdiğim yazılarımda mealen şöyle demiştim: “Alıntı yaptığın kitap benim kalemimden çıkmış değildir. Senin ve başkalarının iftiralarına cevap verdiğim bir kitap yazdım (yazacağım değil, yazdım), üç yıl önce yayınladım, yakında ikinci baskısı da çıkacak. Benim bu konudaki düşüncemi ve inancımı bilmek istiyorsanız bu kitabımı okuyun.”
Peki bu ifademden “Ben şimdiye kadar yazdıklarımdan rücu ediyorum, bunlar yanlış, bundan sonra bir kitap yazacağım, eskilere değil, buna itibar edin” şeklinde bir mana çıkarmak mümkün müdür?
Elbette değildir.
Daha önce de “kitap toplattı” dedi yalanladım.
“Yahudiler cennete girer diyor” dedi yalanladım.
“Ashaba saygısı sevisi yok...” dedi, yalanladım; benim ehl-i beyte ve ashaba sevgim ve saygım var, konumuz genel olarak ashab değil, özel olarak Muaviye’dir ve yakında bir daha yazacağım.
Durmadan yalan söylüyor, iftira ve hakaret ediyor.
Madem kendine avanak diyorsun öyleyse dinle:
"OKUMAYA MECBURSUN!"
Ben elli yıldır yazıyorum, kitaplarım ve yazılarım senin boyunu aşmıştır, kitaplarımdan ve yazılarımdan rücu etmiş değilim; bir veya birkaç meselede hata ettiğim sabit olursa ondan elbette rücu ederim, ictihadda hatanın da sevabı vardır. Avanak olmayanlar bu kitapları ve yazılarımı okuyor ve takdir ediyorlar. Sen ise adını andığım “Diyalog ve Necat Tartışmaları” isimli kitabımı, madem bu konuda konuşuyor ve yazıyorsun, yalan ve iftira ile kul hakkına girmemek için okumaya mecbursun.
Aslında bu zavallı, bayağı ve edep dışı sözlere reddiye yazmak da züldür, ama yalana yalan, iftiraya iftira demek zarureti var.
Yalancının konuşması Timetürk’te yayınlanmıştı, oradan aldığım iki yorumla bitiriyorum:
“Cübbeli Hoca neden özellikle H. Karaman Hoca'ya saldırıyor? Batıl düşüncelerin asıl sahipleri Z. Beyaz, Yasar Nuri, Paralelciler dururken neden H. Karaman. Bazı medya organlarını arkasına alarak sahih yolda yürüyen Müslüman alimlere iftira atarak fitne fitilini ateşliyor. Bu cübbeli gelecekteki II. Vaiz vak’ası olacak gibi görünüyor. Alimleri karalayıp saldırırken ağzından salyalar akıyor. Ehli Sünnet ve vahdet ismi altında fitne ve fesat peşinde. Mahmut Hocaefendi’ye kurban olasıca.” (Murat Akın).
“Anlaşılan siz Cubbelicisiniz. Arkadaşımız Hayrettin Karaman bir alimdir. Cübbeli ise bir sofidir. Yani alim değil menkıbelerle yaşayan bir adamdır. Durmadan adamı önplana çıkarmanız sadece sizi küçültüyor. Bence vazgeçin bu politikanızdan. Şu şöyle demiş, bu böyle demiş... Siz haberlerinizle uğraşın. Hayrettin Karaman ile Cübbeli'yi karşılaştırmanız dahi sizin zavallılığınızın göstergesidir.” (Fikret Akın).
CÜBBELİ KARAMAN VE ALİ BULAÇ İÇİN NE DEMİŞTİ?
GELMİŞSİN 80 YAŞINA!
Evvelce dinler arası diyalogla uğraştık. Fayda oldu mu, oldu. Fayda olduğunu nereden anladım? Geçen gün Ali Bulaç konuşuyor bir kanalda. Ali Bulaç, Hayrettin Karaman'larla 'polemik, diyalog' kitaplarının içindeki adamlardan. Yani Hayrettin Karaman'a 'Yahudi olup da kafir olmayan var mı?' dedirten, onu söyleten. Daha ahirete gitmeden burada birbirinden beri olmaya başladılar. Çünkü batıl böyledir, çelişkiler yumağıdır. Batıl bir patladı mı hepsi birbirinden ayrı yere düşer. E şimdi Hayrettin Karaman da ne demeye başladı, "Onlar alıntı, malıntı orada yanlış şeyler anlaşılabilir. O yanlış anlamaya müsait falan falan. Ne olacak? Yeni kitap çıkarıyorum, ona bakın. Öbürlerini sahiplenmiyorum, yeni kitabı sahipleniyorum." Gelmişsin 80 yaşına, gerinin tümünü reddediyorsun! Vah demek ki seni bu seneye kadar seyredenlere, vah seni izleyenlere!
BİZ DE AVANAKTIK!
Çünkü geriyi reddediyorsun. Benim şurada 40 senedir sohbetim var, hangi sohbetim kayda alınmış veya hangi kitabım ne yazmışım, ki onbinlerce sayfa yazmışım, bir tanesini reddediyor muyum? Sen gelmişsin 80 yaşına, hocaların hocası olmuşsun, diyorsun ki, 'Öbürlerini sahiplenmiyorum şimdi yeni kitap çıkacak!' Vay seni uyanık, ne derler ona, tatlısu kurnazı mı? Hem yeni kitabı sattıracak. Biz de avanaktık. Sakın ha, ben okuyacağım, durumu ben size arz ederim. Bizi de buldu enayi.
BİZ ÇOK KAZIK YEDİK
Eski arkadaşlarıyla ayrıldığı için artık Abant Toplantıları'na artık çağrılmayacak. Çağrılmayacağından dolayı 'Kim darılırsa darılsın, yatağını ayrı sersin' diyecek. Genel laflarla işi geçiştirmeye çalışıcak. Biz çok kazık yedik. Biz artık uyandık, yeni kitapta net ifadeler istiyoruz. 'İslam'ı kabul etmeden kimse cennete giremez.' Böyle açık ifade istiyoruz.
Ali Bulaç'ın dedikleri çok hoşuma gitti. Öyle de yorgundum, hastaydım bakayım dedim ne diyor diye. Dinlerken bütün yorfunluğum geçti. Dedi ki, 'Arkadaş bu dinler arası diyalogdan bahsedemiyecek hale geldik. Şimdi komünizm demekten daha kötü. O dinler arası diyalogu çok savunuyordu...