Hayrettin Karaman
Bunları 17 / 25 Aralık’tan sonra yazsaydı, yazabilseydi ayakta ve avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlardım bile…
“Siz ey devleti yönetenler! ‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu Gelir de adl-i ilâhî sorar Ömer’den onu’ diyen büyük Ömer’in (Allah ondan razı olsun) makamında oturuyor değil misiniz? İlâhî adalet bir koyunu yiyen kurdun hesabını yönetenden soracaksa, yoksulların hakkını yiyenlerden, milyonlar sürünürken sefa sürenlerden, yoksulların hakkını bunlardan alarak onlara ulaştırmayan yöneticilerden hesap sormayacak mı? Bugünden tezi yok öyle tedbirler alınsın ve öyle düzenlemeler yapılsın ki ülkede, temel ihtiyaçlarını temin edememiş bir fert kalmasın. Ya bu olacak veya göklerden üzerimize bela yağacaktır...”
Kim yazıyor bunları?..
17 / 25 Aralık operasyonlarından sonra, kimi devlet ricalinin hayır işlerinde kullanmak üzere “rüşvet” alabileceğine ilişkin bir bakıma “fetva” gibi açıklama yapan Prof. Hayrettin Karaman…
Peki...
Bu yazdıklarına itiraz olabilir mi?..
Asla…
Karaman Hoca’nın yazdıklarının altına “genel” olarak imzamı atarım…
Hatta…
Bunları 17 / 25 Aralık’tan sonra yazsaydı, yazabilseydi ayakta ve avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlardım bile…
Ama…
17 / 25 Aralık iddialarının hiçbir yerinde olmayan…
Olması da karakteri itibariyle mümkün olmayan Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde yazması, yazılanların değerini sıfırlıyor…
Okurları da sanacaklar ki, 17/25 Aralık operasyonlarıyla (Ya da Erdoğan'ın söylemiyle, Yargı darbesinde) suçlananlar dört bakan ve dönemin başbakanı değil…
Bütün her şeyin sorumlusu bugünkü hükümet…
Haliyle bu hükümete başkanlık eden başbakan Davutoğlu…
Uzatmadan bağlayayım…
Bunları, Davutoğlu gibi, muhaliflerinin bile temizliğinden, dürüstlüğünden şüphe etmedikleri bir devlet adamının başbakanlığında yazması; Hayrettin Hoca’ya kaybettirdi…
Not: Hayrettin Hoca bunları yazmak için Etyen Mahcupyan'ın başdanışman olmasını beklemek zorunda mıydı?..