MEDYA KÖŞESİ

Hayatın en büyük transferi: Vedat Okyar

Posta yazarı Candaş Tolga Işık dün ölüm yıldönümünde anılan efsane futbolcu ve yorumcu Vedat Okyar'ı yazdı...

Hayatın en büyük transferi: Vedat Okyar
GAZETECİLER.COM
Posta yazarı Candaş Tolga Işık şike skandalıyla sallanan futbol dünyasının karanlık dehlizlerini değil en aydınlık isimlerinden olan Vedat Okyar'ı yazdı.

Dün ölüm yıldönümünde anılan Vedat Okyar'ın Beşiktaş taraftarı ile kurduğu büyülü ilişkiyi anlatan Candaş Tolga, efsane futbolcunun yorumculuk dönemindeki unutulmaz sözlerinden bazı örnekler sunuyor.

işte Beşiktaş taraftarlarının sanal alemde büyük ilgi gösterdiği o yazı:

ÖBÜR TARAFIN BÜYÜK TRANSFERİ: VEDAT OKYAR!

“Televizyonda ilk gördüm seni...Hanıma dedim ki:
Bu çocuk kesin Beşiktaşlı...Beşiktaşlı gibi konuşuyor. Beşiktaşlı gibi bakıyor.”
Yıllar önce böyle tanımıştım Vedat Okyar’ı...
“Beşiktaşlı kendini belli eder. Yürüyüşünden, konuşmasından anlarsın hemen” derdi.
*
‘Güzel insan’dı Vedat Abi...
Beşiktaş mütevaziliğini ceket diye giyerdi üzerine...
Futbolculuğunu görmeye yaşım yetmemişti... Ama hep dillerdeydi “Üzerimde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyeceğim?” deyip de gördüğü kırmızı kart!
Boğaza manzarasına sırtımızı döner, Sergen seyredip rakı içerdik:
“Patlak topla oynuyor kerata sanki” derdi.
Metin Tekin’ evladı gibi severdi.
“Sahada smokinle top oynasa tuhaf kaçmaz bu çocuk” derdi.
Hangi birini söyleyeyim ki?
“Antrenör olsam 10 kişi oynarım, Baki'yi oynatmam”
"Ben matematik bilmem, 4-4-2 den 3-5-2 den anlamam... Beşiktaş çıksın, Beşiktaş gibi oynasın hep kazanır"
“Bunlardan futbol takımı olmaz. Olsa olsa iyi bir işçilikle oturma odası takımı olur” (Valeranga’dan bahsederek...)
 “Hakem arkadaşımız düdüğünü bırakıp zurna çalmaya başlasın”
“Mektup yazsan 15 günde gelecek yerden bu gol yenmez ki”
''Eğer Rıza liberoysa ben de Alain Delon'um''
*
O illet hastalığa yakalandığında “Bugün dost yaralanmış yine gönlüm hoş değil” diye yazmıştık Kapalı’ya...
Ziyaretine gittim, yanında biricik Yar’i vardı. Kafasını kaldırıp,“Gamzelerimi sana bırakıyorum güzel insan” dedi.
Yoğun bakıma alındı dediler “Azrail akıllı ol” dedik.
*
Yalvarmıştık oysa:
“Sonsuz kusurlu hareketten biridir kanser…
Bu penaltıyı senin kullanma hakkın bakidir.
Hayatında tek bir penaltı kaçırma hakkın vardı ki onu da kullanmıştın zaten.
At şu penaltıyı büyük kaptan.
Bizler, hepimiz, ‘en yakın akrabalarım’ dediğin bu taraftar, hepimiz gooolll diye haykırmak için ayaktayız.
At şu penaltıyı, uzat sözleşmeni, kalk ayağa…
Çak o güzel imzanı, hayat santra ile başlasın”
*
Dinlemedi bizi...
Ne de olsa Beşiktaşlıydı...İsyan vardı ruhunda!
Kalleş bir Temmuz sabahı kaybettik onu...
Dün ölüm yıldönümüydü.
Bu Beşiktaş adamı belki hasta ederdi. Ama hayat Beşiktaşsız olmaz, Beşiktaşsız hayat hiç olmaz...
Güldük geçtik her seferinde sonra yine yeniden söyledik:
Hasta olduk ama biz Beşiktaşlı olmaktan hiç vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz Vedat Abi...