MEDYA KÖŞESİ

Hayatımda kaç kez vatan haini ilan edildiğimi unuttum gitti!

Yazdığım köşe yazılarından, kitaplardan, gazete yöneticisi olarak bazı konularda sergilediğim tutumlardan dolayı vatan haini de, CIA ya da KGB ajanı da ilan edip durdular.

Hayatımda kaç kez vatan haini ilan edildiğimi unuttum gitti!
GAZETECİLER.COM - "Hayatımda kaç kez vatan haini ilan edildiğimi unuttum gitti!" diyor bugün yazısının başlığında Hasan Cemal.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Today's Zaman yazarı İhsan Yılmaz'ı bir konuşmasından dolayı zavallı hain ilan etmesini eleştirdi. Erdoğan'ın  “ABD'de Türkiye'yi, sürekli imam hatip okulları açıyor, alkolü yasaklıyor diye aslı olmayan ithamlarla, iftiralarla karalayan, kendi ülkesine bu iftirayı atacak, bu ihaneti yapacak kadar alçalan zavallı hale gelen hainler var.” sözlerini konu edinen Hasan Cemal, Fatih Üniversitesi öğretim üyesi İhsan Yılmaz'a destek vermek için şöyle yazdı.

Görüşlerini beğenir ya da beğenmezsiniz.
Ama kalkıp onu ‘hainlik’le suçlarsanız olmaz.
Hele bunu, onun ağzından çıkmayan bazı gerçek dışı sözlerle yandaş basında bir linç kampanyası haline getirirseniz…
Hedef gösterirseniz…
Yine olmaz.
Ne mi olur?
Demokrasinin bazı temel değerleri hiçe sayılmış olur.
Türkiye’nin demokrasi sularından nasıl hızla uzaklaşmakta olduğunun bir göstergesi daha sergilenmiş olur.

İşte Hasan Cemal'in  "46 yıllık gazetecilik hayatımda kaç kez vatan haini ilan edildiğimi unuttum gitti." dediği o yazısı :

Yazdığım köşe yazılarından, kitaplardan, gazete yöneticisi olarak bazı konularda sergilediğim tutumlardan dolayı vatan haini de, CIA ya da KGB ajanı da ilan edip durdular.
Hatta 2005’te biri, benim ‘cellatlığı’ma bile talip olmuş, gazetesinin birinci sayfasından şöyle yazabilmişti:
“Günün birinde İstiklal Mahkemeleri yeniden kurulsa, Hasan Cemal’in hakkında idam cezası verilse, cellatlığına ilk talip olacak kişilerden birisi ben olurum.”
(...)
Bu memleket böyledir.
Belirli konularda ‘devlet klişeleri’nin dışına çıktın mı, ‘resmi tarih’in yalanlarına  boş verdin mi, ‘devlet büyükleri’nin nasırına bastın mı, beynini devletin içi boş sloganlarının emrine vermeyi reddettin mi -ya da zülfüyâre dokundun mu- damgayı alnına vuruverirler:
Hain!
Aman komünist derler, aman bölücü derler, aman mürteci derler ya da -bugünün modasıyla aman paralelci derler- ve hain ilan edilirsin, korkutmacası bitmek bilmedi.
Bu kırmızı çizgilerin çerçevesini çizdiği linç kampanyalarıyla, dava ve hapislerle  Türkiye’de özgür düşünce, eleştirel düşünce öteden beri sindirilmek, boğulmak istendi.
Siyasal iktidarların bakış açılarını sorgulamak bu ülkede her zaman tehlikeli bir işti, bugün de tehlikeli olmaya devam ediyor.
Erdoğan iktidarı’nın ağzından vatan haini sözü hiç ama hiç eksik olmuyor.
Bir gün Cumhurbaşkanı, bir gün Başbakan, hoşlanmadıkları görüşlere yönelik hainlik damgasını bol kepçe dağıtıp duruyorlar.
(...)
Görüşlerini beğenir ya da beğenmezsiniz.
Ama kalkıp onu ‘hainlik’le suçlarsanız olmaz.
Hele bunu, onun ağzından çıkmayan bazı gerçek dışı sözlerle yandaş basında bir linç kampanyası haline getirirseniz…
Hedef gösterirseniz…
Yine olmaz.
Ne mi olur?
Demokrasinin bazı temel değerleri hiçe sayılmış olur.
Türkiye’nin demokrasi sularından nasıl hızla uzaklaşmakta olduğunun bir göstergesi daha sergilenmiş olur.
Demokrasinin geçerli olduğu hiçbir ülkede vatan haini, hain sözcükleri cumhurbaşkanlarının, başbakanların ağzından böylesine uçuşmaz havada…
Ne yazık!
Bu açıdan çarpıcı bir örnek daha var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yazarı, bir konuşmasından dolayı zavallı hain ilan ederek şöyle dedi:
“ABD'de Türkiye'yi, sürekli imam hatip okulları açıyor, alkolü yasaklıyor diye aslı olmayan ithamlarla, iftiralarla karalayan, kendi ülkesine bu iftirayı atacak, bu ihaneti yapacak kadar alçalan zavallı hale gelen hainler var.”
Bu hain, Fatih Üniversitesi öğretim üyesi İhsan Yılmaz.
ÇOK OKUNANLAR