Hava basmayı bırakın Başbakan'ı dinleyin
Başbakan Yıldırım (Mealen) dedi ki: “Merkez Bankası’na müdahale ettiğimiz yok, istediğini yapmakta özgür…”
Gazetelerin manşetleri sanki ortak yazı işleri toplantısında kararlaştırılmış…
Hemen hepsinde reel sektöre 250 milyar lira kredi verileceği müjdesi…
“Reel sektör” dedikleri ise “sanayici” olsa gerek…
Ama…
Benim gazetelerde okuduğum kadarıyla daha ziyade esnaf ve KOBİ’ler rahatlatılacak…
Öylesine yanlış bir tedavi ki…
Neden mi?..
Çünkü…
Teşhis yanlış…
Çünkü…
Esnaf ve KOBİ’ye 250 milyar lira vermek; ateşe ispirto dökmek gibi bir şey…
Bir anda alev alacak ateş…
Ve…
Hemen sönecek…
* * *
Benim canım meslektaşlarım…
Kabul edin ki ekonomiyi bilmiyorsunuz…
Sizlerin asıl uzman olduğunuz konu futbol veya magazin…
Ya da…
Kavgaya dayalı siyasi ideolojiler…
Ekonomiyi bilmediğiniz için, haberlerinizi “müjde” havasında veriyorsunuz…
Ekonomiyi bilmediğiniz için, kanallarda size ayrılan ve saatlerce süren tartışma programlarında ülke ekonomisine zarar vermekten başka hiçbir işe yaramayan kısır siyasi kavgalar yaptırıyorsunuz…
Ekonomi uzmanlarını değil, siyasi kavgacıları yıldızlaştırıyorsunuz…
O halde lütfen kızmayın da ben size nerede yanlış yaptığınızı anlatayım…
* * *
Benim güzel dostlarım…
Türkiye ekonomisinin sorunu esnafın satış yapamaması değil…
Ya ne?..
Söyleyeyim:
Tüketicinin satın alamaması…
Yani…
Tüketicinin satın alma gücündeki sefalet…
Yani…
ESNAF ve KOBİ’ye 250 milyar lira vermek; korun alevlenmesi için üzerine ispirto dökmek…
Oysa ocağın yanması için ispirtoya değil, üzerine atılacak bol miktarda oduna ihtiyaç var…
* * *
Ve benim güzel kardeşlerim…
Bu sorun dün doğmadı…
Yıllar önce yanlış kredilendirme yöntemleriyle doğdu…
Yıllar önce gelir arzı piyasası geliştirileceğine tüketicinin olmayan gelirine göz dikildi…
Yani…
Tüketicilere olmayan gelirleri harcatıldı…
Neyle harcadı tüketici?..
Borçlanarak harcadı…
* * *
Oysa…
O dönemde krediler tüketicilere değil, KOBİ’lere ve sanayicilere verilseydi; üretim ve
istihdam arttırılacaktı…
Ama öyle yapılmadı…
Mevcut kaynaklar üretim ve istihdam (Gelir arzı.) artışında değil de tüketicilerin
borçlandırılarak ithal malları satın almalarında kullanıldı…
Şimdi işte o sorun büyüdü canlarım benim…
O halde yapılacak olan belli…
Tüketici olduğu halde tüketemeyen milyonları yeniden tüketici haline getirmek…
* * *
Bir an için 2017 bütçesinin neredeyse yarısına tekabül eden 250 milyar liranın KOBİ’lere ve
esnafa dağıtıldığını kabul edelim…
KOBİ ve esnaf bu 250 milyar lira ile ne yapacak?..
Deyin ki KOBİ mal ve hizmet üretecek…
Deyin ki esnaf da KOBİ’nin ürettiklerini satın alıp depolarına ve raflarına koyacak…
İyi de…
Kim satın alacak bunları?..
Yok…
Yok…
Yok…
* * *
Neden yok?..
Çünkü…
Tüketicinin çok büyük bir bölümü geçmişten gelen borçlarını ödemeye çalışıyor…
Çoğu ise çalışamıyor bile çünkü ödeyemiyor…
Haliyle yeni satın alması yok…
Yani…
Tüketici tıkanmış…
Yani “Mal ve hizmet arzı” var…
Ama…
“Gelir arzı” yok…
Ve…
Asıl sıkıntı bu…
Asıl sıkıntı orta direğin satın alma gücündeki erime…
Asıl sıkıntı emeklinin karnını bile zor doyuran aylık geliri…
* * *
Bir kere daha diyelim ki bankalar da kredileri açtı…
Sevgili ve sevimli Başbakan’ım gibi söyleyeyim:
“Açsa ne olur açmasa ne olur?..”
Çünkü…
Tüketicinin yarısı “Kara listede”…
Yani…
Kredi kullanabilecek kredibiliteye, güvenilirliğe sahip değil…
Çok önemli bir bölümünün ise güvenilirlik notu düşük olduğu için ancak çok yüksek faizden alabiliyor krediyi…
* * *
Hâsılı…
Tedbir yanlış olduğu için…
Tedavi de yanlış olacak…
Zira…
Asıl hasta tüketici…
Esnaf ve KOBİ, tüketici hasta olduğu için “hastaymış gibi” görünüyor…
Ama…
Doktorlar asıl hastayı (Tüketiciyi) tedavi edeceklerine…
“Hastaymış gibi görünen” esnaf ve KOBİ’yi tedavi etmeye kalkıyorlar…
* * *
Dolarların bozdurularak TL’nin değer kaybının önlenip önlenmeyeceğine gelince?..
Ona da yine sağlık üzerinden bir örnek vereyim…
Diyelim ki vücudunuzdaki fazla yağları yakacaksınız…
Bunun için de sıkı bir “yağsız diyet” ve spor yaptınız…
Yaptınız, yaptınız, yaptınız…
Ve yağlarınızı yaktınız…
O süreçte de hiç “yağ” almadınız…
Ne olacak?..
Bu defa da bir bakacaksınız ki kaslarınız erimiş…
Eyvah ki eyvah…
Çünkü kas erimesi yağlanmadan çok daha büyük facia…
* * *
Yani canlarım…
Kimsenin moralini, bozmak istemem…
Fakat…
Şunu da mutlaka söylemeliyim…
Ekonomi yönetimi de ona destek veren sizler de yanlış yoldasınız…
Doğru yol hangisi mi?..
Hiçbirinizin gazetesinde yok ama ben haberlerde kulaklarımla iştim…
Başbakan Yıldırım (Mealen) dedi ki:
“Merkez Bankası’na müdahale ettiğimiz yok, istediğini yapmakta özgür…”
* * *
İşte benim tek umudum o cümle…
Yani…
Ateşe ispirto dökmek…
Ağrı kesici almak falan değil…
Tedaviyi gerçek doktorlara (Merkez bankası yönetimine) bırakmak…
Eğer Dolar henüz 3 lirayken Merkez Bankası TL faizini 2 puan arttırsaydı; ben o zaman görürdüm doların dolup dolmayacağını…
Ama yapamadı…
Veya yaptırılmadı…
Yakup MURAT