Hasan Öztürk kaybetti...
İnançlı bir Müslüman'a hiç yakışmayacak olanı yapıyorsun... Yaptığın şey eleştiri değil bal gibi hasetlik...
Arkadaş...
"Çok iyi bir Müslüman olduğumu iddia edemem, sıradan bir Müslüman'ım" der misin?..
Diyebilir misin?...
Demezsin...
Aksine...
Yazdıklarınla...
Konuşmalarınla...
Yaşam tarzınla adeta "ben çok inançlı bir Müslüman'ım!" diye haykırıyorsun...
O halde arkadaş...
Yani ve eğer gerçekten de çok iyi bir Müslüman'san, gereğini yerine getirecekrsin...
Bilmen lâzım (Tabii iyi bir Müslümansan.)...
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hakarete uğradığını düşünen sahabelerine "size kötü sözler söyleyenler olduğunda siz onlara cevap vermeyin. İlle de verecekseniz kalbinizle ve dilinizle cevap verin" demişti...
İyi ama Hasan Öztürk...
Neden dinlemiyorsun Efendimizi?..
Niçin buyruğunu ciddiye almıyor ve senin gibi düşümeyen...
Senin tarzında yaşamayan...
Senin mahallenden uzakta yaşayan meslektaşlarına çok ağır hakaretler ediyorsun?..
Yani...
İnançlı bir Müslüman'a hiç yakışmayacak olanı yapıyorsun....
"Onlar da bana hakaret ediyor" diyorsan eğer, mahkemeye git arkadaş...
Gerçekten Müslüman'san eğer doğrusu odur...
Hâsılı...
Ya Müslümanlığından taviz ver ve önüne gelene hakaret et...
Ya da gerçek bir Müslüman gibi tahammül et...
Bir meslektaşına "Sen önce patronunun bindiğin teknesinden bir in sonra bana 'asalak' de" demek eleştiri mi yani?..
Yok yahu...
Bal gibi hasetlik...
El insaf...
Senin zaman zaman bindiğin otomobil kimin?..
Kaldı ki bir emekçiye (Ayda kaç para aldığı değil ücret alması mihim.) "maaş alma" demekle...
Ya da "patronun otomobiline binme" demekle...
"Patronunun teknesinden in" demek aynı şey...
Haaaa...
Sen eğer patronundan maaş almıyor, o seni değil sen onu sırtında taşıyorsan...
Haklısın arkadaş...
Özür dileriz...
Ama yazdıkların için maaş alıyor...
Patronun otomobiline biniyorsan; başkalarına söz söylemeye hakkın yok...
Gelelim "28 Şubat günahına"...
"Suç" desen anlarız ama "günah" demeni kabul edemeyiz...
Sen "Allah'ın kâtibi" misin ki kullarına "günah" yazıyorsun...
Tövbe tövbe tövbe...
Ve arkadaş...
Hani diyorsun ya; "15 Temmuz gecesi bizim yaptığımız çağrıya ses verip camide sala okuyan imama ana avrat küfrederek saldıran o kadın ve yanındaki şehir eşkıyalarına bir cümle söyledin mi?" diye...
O suali sormaya da hakkın yok...
Hakkın yok çünkü...
Sen de, şort giydiği için halk otobüsünda tekmelenen hemşirenin saldırganına tek kem söz etmedin...
Yani...
Bir Müslüman'a yakışmayan tahammülsüzlüğünle kaybettin Hasan Öztürk...