MEDYA KÖŞESİ

Hasan Cemal'den Gauck'a tebrik yazısı

Almaya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un ODTÜ'de yaptığı konuşmasının önemli bölümlerini okurları ile paylaşan Hasan Cemal, Gauck'un tebrik etti.

Hasan Cemal'den Gauck'a tebrik yazısı

Usta gazeteci Hasan Cemal, bugün T24 sitesinde kaleme aldığı yazısında Almaya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un ODTÜ'de yaptığı konuşmasının önemli bölümlerini okurları ile paylaştı ve hem Haşim Kılıç'ı hem de Gauck'un tebrik etti.

"Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç gibi, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’u da kutluyorum; Başbakan Erdoğan’a demokrasi nedir, hukukun üstünlüğü nedir, kuvvetler ayrılığı nedir, yargı bağımsızlığı nedir, değişik hayat tarzları nedir anımsattığı için...

Çünkü Türkiye Başbakanı’nın bu konularda eleştiri ve uyarılara Gezi’den ama özellikle 17 Aralık’tan beri fazlasıyla ihtiyacı olduğunu düşünüyorum." diyen Hasan Cemal, Gauck'un özellikle basın özgürlüğü ve demokrasi konusundaki açıklamalarından ise şu satırların altını çizdi:

Cumhurbaşkanı Gauck, Ankara ziyareti sırasında Çankaya Köşkü’nde başlattığı eleştirel tutumunu ODTÜ’de yaptığı konuşmayla sürdürdü.

Sözünü hiç sakınmadı:

“İtiraf ediyorum, Türkiye’deki gelişmeler beni korkutuyor.”

Bir komünist partinin iktidarında 50 yıl

Almanya Cumhurbaşkanı’nın ODTÜ konuşmasındaki şu satırlarının altını çiziyorum:

“50 yaşıma kadar neyin hukuk ve neyin hukuksuzluk olduğuna bir komünist partinin karar verdiği sistemde yaşadım. O gün bugündür hep demokrasinin avantajlarını yaşayarak emin oldum.

Almanya, kuvvetler ayrımına saygı duymaktadır. Demokrasinin sağladığı kazanımı yaşama tecrübesinin etkisiyle herhangi bir yerde hukuk devletini ve birçok ülkede denenmiş olan kuvvetler ayrımını kısıtlama eğilimini gördüğüm zaman bunu özel bir kaygı duyarak izlerim.

Dolayısıyla bugün burada hükümetin, hoşuna gitmeyen çok sayıda savcı ve polisi yerinden alışı, çarpık gelişmeleri aydınlatmalarına engel olur.

Hükümet, kararları kendi lehine etkilemeye veya hoşnut olmayacağı kararlardan kaçınmaya çalışırsa yargı bağımsızlığı hâlâ güvence altında olur mu diye soruyorum.” 

‘Sesim insanlar içindir’

“Kimi Türk vatandaşı ve kimi Türk siyasetçi bu tarz eleştiriyi kabul etmekte zorlanabilir. Kimisi haksız ya da istenilmeyen bir eleştiri olarak geri çevirebilir.

Beni lütfen yanlış anlamayın.

İfade ettiklerim iç işlerine müdahale değil, eşit düzeyde paylaşım arzusu. Söylediklerim, totaliter bir devlette uzun yıllar edinmiş olduğum deneyimler sonucunda demokrasinin savunucusu bir vatandaşın duyduğu kaygılardır.

Bir demokrat olarak, kendi ülkem olmasa da ne zaman hukuk devletinin tehlike altında olduğunu görsem o zaman sesimi yükseltirim.

Sesim insanlar içindir.

Onurları, özgürlükleri ve fiziksel dokunulmazlıkları içindir.

Son zamanlarda birçok kişinin demokrasiye tehdit oluşturduğu şeklinde algıladığı bir yönetim üslubundan ötürü hayal kırıklığı, burukluk ve öfke ifade eden sesler de duyuyoruz.”  

‘İnsanlar öldüğünde, özgürlükler kısıtlandığında…’

“İnsanların nasıl bir yaşam tarzını benimsemeleri gerektiğine ilişkin bir müdahale söz konusu olduğunda hayatları üzerinde daha güçlü bir gizli servis kontrolü amaçlandığında, sokak protestoları zor kullanılarak bastırıldığında hatta bu yüzden insanlar canından olduğunda...

İtiraf ediyorum.

Bu gelişmeler beni korkutuyor.

Özellikle de fikir ve basın özgürlüğü kısıtlandığı için.  

İnternet ve sosyal iletişim ağlarına erişimin kısıtlandığını; eleştirel bakış açısına sahip gazetecilerin işten çıkarıldığını, hatta yargılandığını; gazetelere yayın yasağının getirildiğini ve yayıncıların hukuki baskı altına alındıkları zamanı yaşıyoruz.

Oysa kapsamlı şekilde bilgilendirmek ve bilgilendirilmek özgür ve demokratik toplumun iki ana şartıdır. Ancak bu sayede çarpık gelişmeler aydınlatılabilir ve hükümetin eylemleri kontrol edilebilir.”

Dilin zehirlenmesi ve diyalog

Demokrasi ötekine saygı gerektirir.

Kimsenin hayat tarzına zorla müdahale edilemez.

Kimsenin dininin kamusal alana da uygulamasına engel olunamaz.

Almanya da bu saygıyı öğrenmek zorundaydı.

Demokrasinin diyaloga ihtiyacı vardır.  

Kamuoyunda kullanılan dilin zehirlenmesi ve düşman imajının yaratılması toplumsal alana zarar verir.”

ÇOK OKUNANLAR