Hasan Cemal'den Erdoğan'a '<font color='#FF0000'>simit</font>' yanıtı
Sayın Başbakan; "Özgürlüklerin de bir sınırı var. 25 kuruşa simit yok artık" demek demokrasi adına can sıkıcı, hiç hayra alamet değil.
GAZETECİLER.COM - Hasan Cemal ile Başbakan Erdoğan arasında KCK operasyonları ile birlikte başlayan polemik olabildiği kadar hızlı bir şekilde devam ediyor. Bugün sıra Hasan Cemal'deydi...
GÖRÜŞLERİNİ GÖZDEN GEÇİRMESİ GEREKEN SİZSİNİZ
Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, yazısında KCK operasyonlarına dönük sözleri nedeniyle Başbakan'ı "KCK konusundaki görüşlerini gözden geçirmesi gereken ben değil, sizsiniz" diyerek eleştirmişti.
25 KURUŞA SİMİT YOK ARTIK!
AK Parti grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın Cemal'e yanıtı sert oldu:
"Bazı yazar çizerler, benim bu yapılanmaya verilen destek sebebiyle yaptığım eleştiriden çok rahatsız olmuşlar. Niye rahatsız oluyorsunuz? Kusura bakmayın beyler. İstediğiniz kadar düşünce adamı olun, medyanın mensubu olun. Özgürlüklerin de bir sınırı var. Siz siyasetçiyi eleştirme hakkına sahip olacaksınız, siyasetçinin sizi eleştirme hakkı olmayacak. 25 kuruşa simit yok artık.''
SAPLA SAMAN BİRBİRİNE KARIŞIYOR
Hasan Cemal polemiği sürdürme konusunda kararlı görünüyor. Köşesinde "Bugünlerde biraz da hayretle izliyorum. Çünkü öylesine bir psikolojik savaş açılmış durumda ki, sapla saman birbirine karışıyor" diye yazan Cemal, Erdoğan'ın sözlerine de şöyle yanıt verdi:
Sayın Başbakan; "Özgürlüklerin de bir sınırı var. 25 kuruşa simit yok artık" demek demokrasi adına can sıkıcı, hiç hayra alamet değil.
DEMOKRASİYLE ÖZGÜRLÜK!
Ama asıl önemli olan, bu ülkede demokrasinin yollarını ve siyasetin alanını genişletmektir. Özgürlük ortamı geliştikçe, Kürtlerin sesleri de çeşitlenir, daha gür çıkar.
PKK’nın, KCK’nın totaliter ya da Stalinist tasavvurlarını asıl etkisiz kılacak olan da bu ülkede demokrasinin yerli yerine oturmasıdır.
Yine belirtiyorum, henüz bu noktadan uzağız.
Yarın demokrasi yerli yerine otururken, PKK da silah bırakıp dağdan inebilir, KCK ile yeni bir parti kurabilir. Başka Kürt partileri de sahnede yerlerini alabilir.
Bazıları, şiddeti dışlamak koşulu ile İspanya’da veya Britanya’nın İskoçyası’nda, Kuzey İrlandası’nda olduğu gibi ayrı devlet kurmayı isteyebilirler.
Hepsi mümkün.
Demokraside var bunlar.
Böyle bir yolun açılması ise bir ‘süreç’tir, barış süreci...
25 KURUŞA SİMİT YOK AMA...
Sayın Başbakan;
“Özgürlüklerin de bir sınırı var. 25 kuruşa simit yok artık“ demek bu bakımdan hiç hayra alamet değil.
Demokrasi adına can sıkıcı.
Partinizin Meclis Grubundaki konuşmanızı okuyunca, sizinle ilgili eski sorum yine aklıma takıldı:
Yoksa Ankara’lılaşıyor musunuz?"
Hasan Cemal'in yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
GÖRÜŞLERİNİ GÖZDEN GEÇİRMESİ GEREKEN SİZSİNİZ
Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, yazısında KCK operasyonlarına dönük sözleri nedeniyle Başbakan'ı "KCK konusundaki görüşlerini gözden geçirmesi gereken ben değil, sizsiniz" diyerek eleştirmişti.
25 KURUŞA SİMİT YOK ARTIK!
AK Parti grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın Cemal'e yanıtı sert oldu:
"Bazı yazar çizerler, benim bu yapılanmaya verilen destek sebebiyle yaptığım eleştiriden çok rahatsız olmuşlar. Niye rahatsız oluyorsunuz? Kusura bakmayın beyler. İstediğiniz kadar düşünce adamı olun, medyanın mensubu olun. Özgürlüklerin de bir sınırı var. Siz siyasetçiyi eleştirme hakkına sahip olacaksınız, siyasetçinin sizi eleştirme hakkı olmayacak. 25 kuruşa simit yok artık.''
SAPLA SAMAN BİRBİRİNE KARIŞIYOR
Hasan Cemal polemiği sürdürme konusunda kararlı görünüyor. Köşesinde "Bugünlerde biraz da hayretle izliyorum. Çünkü öylesine bir psikolojik savaş açılmış durumda ki, sapla saman birbirine karışıyor" diye yazan Cemal, Erdoğan'ın sözlerine de şöyle yanıt verdi:
Sayın Başbakan; "Özgürlüklerin de bir sınırı var. 25 kuruşa simit yok artık" demek demokrasi adına can sıkıcı, hiç hayra alamet değil.
DEMOKRASİYLE ÖZGÜRLÜK!
Ama asıl önemli olan, bu ülkede demokrasinin yollarını ve siyasetin alanını genişletmektir. Özgürlük ortamı geliştikçe, Kürtlerin sesleri de çeşitlenir, daha gür çıkar.
PKK’nın, KCK’nın totaliter ya da Stalinist tasavvurlarını asıl etkisiz kılacak olan da bu ülkede demokrasinin yerli yerine oturmasıdır.
Yine belirtiyorum, henüz bu noktadan uzağız.
Yarın demokrasi yerli yerine otururken, PKK da silah bırakıp dağdan inebilir, KCK ile yeni bir parti kurabilir. Başka Kürt partileri de sahnede yerlerini alabilir.
Bazıları, şiddeti dışlamak koşulu ile İspanya’da veya Britanya’nın İskoçyası’nda, Kuzey İrlandası’nda olduğu gibi ayrı devlet kurmayı isteyebilirler.
Hepsi mümkün.
Demokraside var bunlar.
Böyle bir yolun açılması ise bir ‘süreç’tir, barış süreci...
25 KURUŞA SİMİT YOK AMA...
Sayın Başbakan;
“Özgürlüklerin de bir sınırı var. 25 kuruşa simit yok artık“ demek bu bakımdan hiç hayra alamet değil.
Demokrasi adına can sıkıcı.
Partinizin Meclis Grubundaki konuşmanızı okuyunca, sizinle ilgili eski sorum yine aklıma takıldı:
Yoksa Ankara’lılaşıyor musunuz?"
Hasan Cemal'in yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.