Hasan Bülent Kahraman kazandı...
Hasan Bülent Kahraman’ın bugünkü SABAH’ta “Atatürk’ü yazmak konuşmak...” başlığı altında yayımlanan makalesini okurken düşündüm de; “aklın yolu bir”…
8 Mayıs 2017 tarihli analizdeki yazılarımdan birinde diyordum ki:
Bu güzel ülkenin başına ne geldiyse…
- Atatürkçü…
- Kemalist…
- İnönücü…
- Bayarcı…
- Menderesçi…
- Demirelci…
- Ecevitçi…
- Erbakancı…
- Türkeşçi…
- Evrenci…
- Özalcı…
- Çillerci…
- Yılmazcı…
- Erdoğancı gazetecilerden, yazarlardan geldi…
*
Hasan Bülent Kahraman’ın bugünkü SABAH’ta “Atatürk’ü yazmak konuşmak...” başlığı altında yayımlanan makalesini okurken düşündüm de; “aklın yolu bir”…
*
Atatürk’ü sevmek…
Atatürk’ün ilkelerine inanmak ve sahip çıkmak için “Kemalist” olmak da “Atatürkçü” olmak da gerekmiyor…
*
Hem zaten “Kemalist” ya da “Atatürkçü” olunduğunda, ideoloji gözleri karartıyor, akıl tutulması yaşanıyor…
Oysa akıl yoluyla sevilir sayılırsa Atatürk; o gün için “doğru” olsa bile bugün için “yanlış” olarak kabul edilebilecek icraatlarıyla elbette eleştirilebilir olmalıdır…
*
Hâsılı…
Yanlış olan Atatürk’ün eleştirilmesi değil…
Yanlış, çirkin, edepsiz ve arsızca olan; Atatürk’e hakaret ve küfür edilmesi…
İftira atılması…
*
Nefis analiziyle Hasan Bülent Kahraman kazandı…