Hani sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir millettik?..
Keşke bir süreliğine de olsa herkes kendisiyle yalnız kalıp şu birkaç soruya vicdanlı cevap arasa…
ADNAN BERK OKAN
Bu kurban bayramında da inananlar ve elbette ekonomik gücü olan…
Ama…
Borçları servetlerinden fazla olmayanlar kurban kesecekler…
“Kurban” bir canlı hayvanın “Allah adına, Allah için” kesilmesi…
“Adak” ise bir dileğin gerçekleşmesi için bir canlı hayvanın kesilip, Allah’a sunulmasıdır…
İslâmiyet’le başlamayan bir “Gelenek” kurban kesmek…
En ilkel totemizmden çok gelişmiş dinlere kadar bütün dinlerin ortak teması…
Gılgamış Destanı'na göre Sümer şehir devleti Şuruppak'ın kralı Ut-Napiştim tanrı Enlil tarafından gönderilen ve tüm canlıları yok etmeyi amaçlayan büyük tufandan kurtulmuştur
Efsaneyi okuduğunuzda adeta Nuh Tufanını okumuş gibi olursunuz…
Tufan ya da fırtına ve sel yedi gün sürdükten sonra durur…
Ut-Napiştim on binlerce hayvanla birlikte kurtulduğu gemiden önce bir güvercin salıverir dışarı…
Güvercin geri gelir…
Ertesi gün bir kırlangıç salıverir, o da geri gelir...
Üçüncü gün bir karga gönderir gökyüzüne…
Ama…
Karga geri gelmez…
Demek ki dışarıda ayak basacak bir yer vardır ki karga geri gelmemiştir…
Gemisini durdurur…
Gemisinin konduğu dağın zirvesinde bir kurban keser…
M.Ö. 8. Yüzyılda yaşayan Hesiodos şiirlerinden birinde şöyle diyordu:
Gücün yettiği kadar kurban sun ölümsüz Tanrılara
Saf ve temiz olarak, yak güzel but parçalarını…..
İslâmiyet’te ise kelime anlamının “Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan” olduğunu söyleyebiliriz.
Kur'an’da, Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i Allah’a “Adak” olarak adaması ve daha sonra İsmail’in canının yine Allah tarafından bağışlanarak onun yerine melekler tarafından bir koçun kurban olarak indirildiği anlatılır…
Saffat Suresi, 104-107 Ayetlerde şöyle buyurur Allah:
"Ve ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız. Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı.’ dedik. Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik”…
Ayetlerde verilen mesajla, kurban kavramına “adanmışlık” ve “Allah'a teslimiyet” anlamları da yüklenmiştir.
“Kurban Bayramı” vesilesiyle yazdığım bu mütevazı analizi; Martin Luther King’in günümüz Türkiye’si için çok “derin” mana ifade eden bir sözüyle bitireceğim…
“İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar; birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır.”
Sahi…
Hani biz Türkler sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir millettik?..
Ne oldu bize?..
Neden bu hale geldik?..
Keseceğiniz kurbanlar sizleri birbirinize daha çok yaklaştıracak mı?..
Yoksa uzaklaştıracak mı?..
Keşke bir süreliğine de olsa herkes kendisiyle yalnız kalıp şu birkaç soruya vicdanlı cevap arasa…