Halk neden öfkeliymiş?..
Ekranlarda birbirleriyle kavga edenler köşelerinde veya yalnız çıktıkları bazı televizyon programlarında; “Türk halkı neden bu kadar öfkeli?..”
ADNAN BERK OKAN
Dikkatinizi çekiyor mu?..
Ekranlarda birbirleriyle kavga edenler köşelerinde veya yalnız çıktıkları bazı televizyon programlarında; “Türk halkı neden bu kadar öfkeli?..” deyip analiz yapıyorlar…
“Adam çok fena be ya… Sürekli küfrediyo ..na kodumu herifi” diyen Trakyalı gibi…
Hemen araya girip bir soru sual edeyim:
Türkiye demokrasisi, Erdoğan kadar öfkeli bir başka başbakan gördü mü Allah aşkınıza?..
Gençler elbette hatırlamazlar…
Ama…
Benim kuşağım (Menderes merhum dâhil hepsini tanıyanlar) bilir…
Bizler Erdoğan’dan daha öfkeli…
Daha sert…
Daha kavgacı…
Daha ötekileştirici…
Sadece kendi seçmenlerini kayıran, kendisine oy vermeyenleri “düşman” gözüyle gören bir başka başbakan tanımadık…
Onu da geçtik…
Önce Suriye’de, son günlerde de Irak’ta Şiileri kesen, kurşuna dizen, kalbini çıkarıp yiyen Sünni teröristlerin yaptıklarını görmezden gelip; Şiilerin Hz. Ömer’in adından bile nefret ettiklerini ulu orta söyleyip Şiileri aşağılaması kabul edilebilir gibi değil…
Neyse…
Uzatmayayım…
Erdoğan öfkeli, kabul…
Peki ya kimi reklam filmi yapımcıları?..
Onlar yaptıkları reklâmlarla öfkeyi, “kötü bakışı” kutsallaştırmıyorlar mı?..
Kadir İnanır’ın oynadığı reklâm filmi dikkatinizi çekmiyor mu?..
Hatırlayın…
Gözlerine öfkenin en şedidini yükleyip; “Bir bakarım!” demiyor mu?..
Nasıl bakıyor peki?..
Sevgiyle mi?..
Tabii ki değil…
Elbette öfkeyle, korkutarak, “mmmmm; ben adamı fena yaparım haa!” mealinde bakıyor…
Peki…
Fatih Terim’in oynadığı reklâm filmini hatırlıyor musunuz?..
Hani, G.S. Kulübü Başkanı Ünal Aysal’la “sen benim ayağıma geleceksin, ben senin ayağına gitmeyeceğim” tartışması medyaya yansımıştı…
Uyanık bir reklâm metni yazarı o polemikten nasıl da bir “Uzlaşmaz, egosu şişik, kibir kumkuması” bir karakter üretmişti…
“O benim ayağıma gelecek…”
Ve…
“O” dediği “ürün (Tabii ki başkan Aysal)” Terim’in ayağına gelecekti…
Ve…
Ve…
Ve…
Milyonların sevgilisi, büyük komedyen Cem Yılmaz’ın, Türkiye’nin en büyük özel bankalarından biri adına oynadığı reklâm filmini getirin gözlerinizin önüne…
Nasıl da “sevimli bir dolandırıcıydı” reklâmın hâkim karakteri…
Şimdi bir düşünün…
Başbakanı Erdoğan…
Reklâm filmi oyuncuları:
Sertlikleri, öfkeleri, kibirleriyle tanınan Kadir İnanır ve Fatih Terim…
Ve…
Ülkede “sahtekârı, dolandırıcıyı” en sevimli oynayan büyük komedyen Cem Yılmaz olan bir halkın…
“Karakter” olarak “Munis, sevgi dolu, sakin, uzlaşmacı ve uzlaştırmacı, dürüst, adı yolsuzluk söylentileriyle yan yana bile getirilemeyecek” birisine benzemesi mümkün mü?..
Halk neden öfkeliymiş?..
Neden öfkeli olmasın?..
Her gün defalarca Başbakan’ın konuşmalarını dinleyen…
Ekranda Kadir İnanır’ın “Bir bakarım!” diye dişlerini gıcırdatmasıyla…
Fatih Terim’in “o benim ayağıma gelecek” dayatmacı, uzlaşmaz repliğini izleyip dinleyen halk sakin olabilir m?..
"Halk neden yolsuzluklar karşısında suskun?"muş...
Tepki koymuyormuş?..
Neden koysun?..
Cem Yılmaz gibi bir büyük komedyen, hem de bir özel banka adına; yolsuzluğu dolandırıcılığı kutsallaştırırsa neden tepki koysun yolsuzluklara?..
Haaaa…
Neden koysun?..
Bu arada unutmadan…
En çok satan spor gazetelerinden birinin adının (AMK); havuz medyasına para aktarırken, “milletin ..na koyacağız” diyen bir müteahhidin ağız alışkanlığından alındığı da bilinirken…
